Bu Anayasa referandumu, yol ayrımına getirilen Cumhuriyetimiz için kader seçimi olacaktır. 1997’de “Hem laik hem Müslüman olunmaz” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı yıl “Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır, sandığa kadar milletindir” diyerek egemenliğin Halifelik üzerinden kullanımına gönderme yapmıştır. 2004 yılında da Büyük Ortadoğu Projesi’nde Eşbaşkan olarak Ortadoğu’da şu an yaşanan sürecin sorumluları arasında yer almıştır. Erdoğan, şimdi Türkiye’yi Ortadoğulaştırma misyonunu tamamlamak üzeredir. Tehlike çok açıktır. Emperyalizmle mücadele ettiğini iddia ederken emperyalizme hizmet etmekte, Türkiye’yi Ortadoğu’dan ayrıştıran laik demokratik hukuk devleti sistemini parçalayarak, ülkemizi yanımızdaki ateşin bir parçası yapmak istemektedir.

Kıbrıs müzakereleri ile KKTC’nin Rum tarafına teslimi aşamasına gelinmiştir.

Türkiye’nin modernleşme süreci hedef alınarak, Osmanlı Devleti yani din kurallarına göre yönetilen dönem yüceltilmektedir. Bu kadro Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk ile hesaplaşmak istemektedir. AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun, “100 yıldan fazladır bu topraklarda vurulan prangalardan kurtulacağız” sözlerini TBMM Genel Kurulu’nda söylemesi çok özel bir mesajdır. Kadın haklarına, Medeni Kanun’a, laikliğe, Cumhuriyet kavramına, eşitliğe düşman bu zihniyete tüm ülkenin teslimi halinde ülke zifiri karanlığa boğulacaktır. Daha önce de eski AKP Milletvekili Tülay Babupçu’nun “90 yıllık reklam arası” diye nitelediği Cumhuriyet, açık bir şekilde yıkılmak istenmektedir.

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, yeni döneme geçilmesi ile 200 yılın hesabının sorulacağını söyleyerek, açık açık 200 yıl öncesine dönmek istemektedir.

Erdoğan, dinci yaklaşımını dış politikada da göstererek, mezhepçi bir siyaset izlemekte ama kendi istikbali devreye girince daha önce savunduğu tüm değerleri bizzat kendisi çiğnemektedir. Erdoğan’ın şu an Suriye’de izlediği politikaya, ülke çıkarı değil kendi çıkarı açısından gelmiş olması bizi düşündürmektedir. Erdoğan’ın kendi çıkarları söz konusu olduğunda daha önce savunduğu değerlerden başarıyla çark etmesi, “Kandırıldım, aldatıldım” diyerek af dilemesi, ilkesizliğini ortaya koymaktadır. İlkesi olmayan bir insana devletin tüm yetkilerini vermek, ortada devlet diye bir şey bırakmayacaktır.

Bu tarihi referandum öncesinde milletimizi uyarmak istiyoruz. Bu seçim; demokrasinin ya da saltanatın, laik Cumhuriyet rejiminin da din devletinin, özgürlüğün ya da esaretin, Meclis’in ya da Sarayın, tek devletin ya da federasyonun seçimi olacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15