Eğitim Sisteminiz Bilime Üvey Evlat Muamelesi Yaparsa, Bilim De Size Üvey Evlat Muamelesi Yapar

Ülkemiz yoğun bir seçim havasına girmiş durumda. Bakalım seçim çalışmalarında siyasiler eğitime, gençlerimize, çocuklarımıza ne kadar yer verecekler? Velisiyle, öğretmeniyle, öğrencisiyle tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor eğitim. İstedik ki seçimlerde eğitime ve bilime önem vermeyenlere niye oy vermemeliyiz konusunu daha yakından ele alalım.

Eğitimin ve bilimin önemine değinmeye bile gerek yok. Eğitim sisteminiz bilime üvey evlat muamelesi yaparsa, bilim de size üvey evlat muamelesi yapar. Yani çökersiniz. Bu anlamda; Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın geçenlerde yaptığı açıklamaların önemli olduğunu düşünüyorum.

                         Milli Eğitim Bakanlığı, Maalesef, 60 Yıldır Çöküntü Halinde Gidiyor

Ortaylı’nın konuşmasının ilgili kısımları şu şekildedir: “Milli Eğitim Bakanlığı, maalesef,  60 yıldır çöküntü halinde gidiyor. Ne Osmanlı döneminde ne de Cumhuriyet’in ilk yıllarında olmayacak kadar toplum hayatının dışına itilmişlik, öğretmene saygı olayı ortadan kaldırılmış, yöneticilerin maariften anlamadıkları bir müessese haline gelmiş.”  Ortaylı’nın analizinde; eğitimin 60 yıldır yani 1960’lardan beri ite kaka, göstermelik yürüdüğünü anlıyoruz. Yine; öğretmene saygı ortadan kalkmış diyerek, aslında bu ülkede eskiden öğretmen görülünce ayağa kalkılırdı, saygı duyulurdu diyor. Ve son saptaması; hep söylediğimiz şey; eğitim, eğitimcilere bırakılacak kadar ciddi bir iştir, yani eğitime yön veren, eğitimin her kademesindeki eğitim yöneticilerinin eğitimden anlaması gerekiyor.

                                                Her Şeyin Başı Eğitim, Sonu Eğitimdir

Ortaylı’nın konuşmasının eğitimin önemini vurguladığı ve eğitime önem verenlerin siyaseten desteklenmesi gerektiğini vurguladığı kısmı ise şöyledir: “Ülkemizde en önemli şey eğitimdir. Öyle önemlidir ki; her şeyin başı da sonu da maariftir. Siyasi partilere oy verirken, size maarif bakımından neler katacağına bakmalısınız. Öğretmenlerin maaşları ne olacak, mesleğin içine uyuşuk insanlar nasıl girmeyecek, nasıl sınavlar hazırlanacak, çocuklar nasıl okutulacak? Bu konularla ilgili programı olmayan partilere oy vermeyiniz. Çünkü insanın yetişmesini ciddiye almayan bir siyasi heyetin bizim başımızda yeri olmaz. Her şey sadece silahlarla etrafınızda bekleyenler değildir.” Evet, eğitim her şeyin başı, sonu olacak kadar ve diğer tüm üst yapı kurumlarını etkileyecek kadar önemli bir alt yapı kurumudur.

                                        Siyasiler, Oyları Çantada Keklik Sanmamalıdır

İleri demokrasilerde, her bir yurttaşın oyu çok önemlidir. Ve insanlar, ölümüne partizan olmadıklarından, siyasi partilerin verdikleri hizmete, ortaya koydukları projelere göre seçimden seçime oylarını değiştirebilirler. Bu nedenle de siyasiler, seçmenlerin oylarını çantada keklik sanmazlar. Yani elde edilmesi çok kesin bir şey gibi görmezler. Bunun için de katı ve ideolojik partizanlık yerine proje ve hizmet merkezli siyaset ön plana çıkar.

Ortaylı’nın “siyasi partilere oy verirken, size maarif bakımından neler katacağına bakmalısınız” saptaması tam da bu hizmete ve projelere işaret etmektedir. Bu nedenle de eğitime ve bilime önem vermeyen siyasetçilere oy vermemelidir, aynı zamanda birer veli olan yurttaşlar.

Eğitim, gençler ve çocuklar siyasi partiler ve liderler için gerçekten önemliyse “mış” gibi yapmadan eğitimle ilgili projeler üretmelidirler. Dediğimiz üzere; aynı zamanda birer seçmen de olan anne babalar, gündemlerine eğitimi ve bilimi alırlarsa, yani ülkenin ve kendi çocuklarının geleceğini önemserlerse, ciddiye alırlarsa; siyasi partilere, siyasetçilere ve liderlere baskı yaparlar. Sonuç olarak; siyasetçiler de eğitimle daha fazla ilgilenip, daha fazla proje üretmek zorunda kalırlar. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…