"Tüm Aileleri Uyarıyorum! Eğitimden Çocuklarınızı Koruyun!"

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir İzmir Atatürk Lisesi'ndeki dersliklerin TÜGVA'ya tahsis edilmesinin ortaya çıkmasının ardından, öğretmen, öğrenci ve velilere Eğitim Bir Sen'li okul idarecileri tarafından baskı yapıldığı iddiasını gündeme taşıdı

05 Şubat 2018 Pazartesi 12:15
"Tüm Aileleri Uyarıyorum! Eğitimden Çocuklarınızı Koruyun!"

CHP’li Demir; ‘’Sömestr tatili bitimiyle ikinci eğitim dönemi başlıyor. Başta öğretmenlerimiz, öğrencilerimize ve çok değerli ailelerine başarılar diler sorunsuz bir dönem geçirmelerini dilerim.

            Yöneticilik yani idarecilik her şeyden önce liyakate dayanmalıdır. Belli alanlarda uzmanlığı, yeterliliği, deneyim ve yetkinliği gerekli kılmalıdır. Belli bir anlayışa dayandırılan ve büyük bölümü aynı sendikaya yakın kadrolardan oluşturulmuş mülakat komisyonları tarafından belirlenen idareciliğin adına bundan dolayı “kadrolaşma” denir.

            Dosyası yine aynı sendikaya üye ya da yakın olan ilgili üst yönetimler tarafından şişirilmiş ödül ve terfilerle doldurulmuş kişilerin üste eklenmiş hak edilmeyen mülakat puanları ile öne geçmesi “torpil” diye tanımlanan kayırmanın adı olarak anılmaktadır.

            Bu zararın önlenmesi için okul yöneticiliği gerçekten liyakat, yeterlilik, yetkinlik, yatkınlık, uzmanlık ve deneyim/tecrübe kriterlerini taşıyan adaylar arasından görev süresi iki dönemle(4+4) sınırlandırılmış ve seçim yöntemi ile belirlenmelidir’’ dedi.

            Demir konuşmasına şu şekilde devam etti; ‘’15 Temmuz darbe girişiminin ardından okul yönetimindeki Eğitim Bir Sen'li idarecilerin kendi sendikalarından olmayan öğretmenler hakkında asılsız ihbar ve iftiralarda bulunmaktadırlar.

            İzmir Atatürk Lisesi'ndeki dersliklerin TÜGVA'ya tahsis edilmesinin ortaya çıkmasının ardından, öğretmen, öğrenci ve velilere Eğitim Bir Sen'li okul idarecileri tarafından baskı yapıldığı iddiası kamuoyunda büyük tepki toplamıştır.

Sizlere bunun en acı örneğini yaşayan İzmir Atatürk Lisesi’nden sürgün edilen  Müdür Yardımcısı Bora Cangüloğlu’nun başından geçenleri anlatan mektubunu okumak istiyorum…

‘’Ben, 08.10.2002 tarihinden bu yana Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Bu ülkenin kıt kaynaklarıyla yarattığı imkanlar dahilinde Isparta Gönen Öğretmen Lisesi’nde yatılı okuyarak öğretmenlik mesleğine gönül verdim ve öğretmen olmak için eğitim almaya başladım. Sonrasında da Buca Eğitim Fakültesinden Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak mezun oldum. Meslek hayatımda 16 yılı geride bıraktım ve bu yıllar içinde görevimi kanun ve kurallara bağlı kalarak, meslek etiğinden ödün vermeden ve etkileşimde bulunduğum  öğrenci, veli ve öğretmen arkadaşlarıma yararlı ve yardımcı olmak adına çalışarak geçirdim. Mesleğimi ifa ederken amacım, ülkeme ve  milletime yararlı olmak ve yararlı olacak bireyler yetiştirmek olmuştur. Bu görevi; hem öğretmenlikte hem de ikinci görev kapsamında 8 yıldır müdür yardımcısı olarak öğrencilerime, vatandaşlarımıza ve ülkeme faydalı olmak adına layıkıyla yaptım. Bundan dolayı öğretmenlikte 2 sefer teşekkürle ve müdür yardımcısı olarak ise 2 sefer başarı belgesi ile taltif edildim. Ayrıca da bir kere de kademe ilerlemesi ile ödüllendirildim.

29.09.2016 dan bu yana da İzmir Atatürk Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Bu görevimi yaparken, kanun ve yönetmelikler içinde kalmak kaydıyla, kişisel ya da kurumsal iletişim ve ilişkilerimde her zaman karşılıklı saygıya, nezaket ve anlayışa dayalı bir yönteme bağlı kalarak hareket ettim. Her daim ülkemizin yarınları olan  birbirinden başarılı öğrencilerimizin mutlu ve huzurlu olması, başarılarının daha da artması için çalıştım, gayret ettim. Bu duruşum sebebiyle hakkımda bugüne kadar hiçbir şikayet mevzu bahis olmamıştır. Bu bağlamda hakkımda yapılmış olan şikayetin konusunu teşkil eden suçlamalar gerçek dışı iddialar olup, tamamen şahsımı karalamak amacına yönelik, kurguya dayalı ve art niyetlidir.

Beni tanıyan, kişiliğimi ve karakterimi bilen herkesin malumudur ki daima mesleğimin onurunu korur ve kamu görevlisi kimliğimin gereği  kanun ve kurallara bağlı kalırım, ülkemin ve milletimizin menfaatlerini gözetmek adına tüm öğrencilerimin mutluluk, başarı, huzur ve güvenini ön planda tutarım.

Okulda mevcut yedi idareciden altısı Eğitim Bir Sen üyesidir. Eğitim Sen üyesi olarak tek müdür yardımcısı Bora Cangüloğlu’nun çeşitli baskı, yıldırma uygulamalarıyla görev yapmasının engellenmeye çalışıldığı, hatta görevden alınması için hakkında asılsız suçlamalarla ardı ardına üç  soruşturma açıldığı, bu soruşturmalara konu olan asılsız şikayetleri yapanın da her defasında aynı kişiler -Eğitim bir sen üyesi-Atatürk lisesi matematik öğretmeni Mehmet URLU-ve Müdür Başyardımcısı Mehmet AYAZ olduğu anlaşılmaktadır.

Bora CANGÜLOĞLU hakkında açılan soruşturmalardan ikisinde istedikleri sonuca ulaşamayan başta okul müdür başyardımcısı ve Eğitim Bir Sen Konak temsilcisi Mehmet Ayaz olmak üzere Eğitim Bir Sen İzmir İl yönetimi ve üyelerinden bazıları  yürüyen 3.  soruşturma konusunda görevlendirilmiş muhakkik İzmir Konak Ahmet Şefika Kilimci Özel Eğitim Uygulama ve İş Uygulama Merkezi müdürü Hakan ZORLU ‘ya  baskı yaparak ki bu kişi Eğitim Bir Sen (Yandaş Sendika)üyesidir ve Bora CANGÜLOĞLU’nun görevden alınmasının teklif edilmesi yoluyla okuldan uzaklaştırılması yani sürülmesi için muhakkike talimat verilmiş ve bu yönde soruşturma raporu düzenletilmiştir. 14.08.2017 tarihinde ilk rapor muhakkik tarafından teslim edilmiş ve aslında kapanmış olan bu dosya tam 4 ay sonra 19.01.2018 tarihinde alelacele tekrar açtırılmış ve sürülmemi sağlayacak teklif muhakkike yazdırılarak soruşturma raporu yeniletilmiş ve dosyaya eklenerek 2 gün içinde tüm süreçler tamamlatılmıştır. Bu konuda  hali hazırda  İzmir milli eğitim müdürü Ömer YAHŞi’ye ve ekibine telkin ve nüfuz yoluyla görevden alınmanın gerçekleştirilmesini sağlamak ve bu işlemi çok hızlı bir şekilde sonuçlandırmak yoluna gidilmesi ve ikametimin, çocuklarımın okulunun bulunduğu ilçeden uzak mümkün olan en uzak ilçeye sürülmem konusunda çaba harcanması istenmiş ve kabul ettirilmiştir. İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü de bu talebi derhal yerine getirmiştir. Bu yolla bu hukuksuz işlem sağlama alınmış ve eziyet çekmem garantilenmiştir. Amaç  İzmir Atatürk Lisesinde amaçlarına ulaşmak için engel olarak gördükleri kurucu değerlerimize bağlı Cumhuriyetin öğretmeni bizleri tasfiye ederek direnci kırmak ve  laik demokrat kamuoyuna bir ders vermektir.

Bu konuda yani soruşturmayla ilgili olarak öğretmenlerin ve öğrencilerin tanıklıklarına başvurulmamış müdür yardımcısı B. CANGÜLOĞLU lehine delililer toplanmamıştır. Muhakkik talimat alarak soruşturma yürütmüştür. Dosyaya gerçek bir müfettişin bakması engellenmiştir.

Çünkü bu tanıklıklar ve deliller, öğretmenin isnat edilen iddialarla bir ilgisi olmadığını sadece görevini yaptığını tüm suçlamaların asılsız kasıtlı olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koyabilecektir. Bu konuda yani soruşturmamla alakalı yukarıdaki hususlarla ilgili olarak usulüne uygun, tarafsız ve adil bir soruşturma yürütülürse benim, isnat edilen iddialarla bir ilgimin olmadığı tüm suçlamaların asılsız olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacaktır. Esasen DOSYADAKİ SUÇLAMA DA MÜDÜR YARDIMCISI BORA CANGÜLOĞLU’NUN DERS DEFTERİNİ VE YOKLAMA FİŞİNİ DOLDURMAYAN ÖĞRETMENİN İLGİLİ YERE ADINI SOYADINI YAZARAK YANINA SORU İŞARETİ KOYMASIDIR. DERS DEFTERİNİN VE YOKLAMA FİŞİNİN NEDEN DOLDURULMADIĞINI SORGULAMASIDIR. Esasen bu Müdür Yardımcısı Bora Cangüloğlu’nun asli görevidir. Müdür Yardımcısı Bora Cangüloğlu görevini yaptığı için sürülmektedir.’’

Prof. Dr. Nurettin Demir Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a şu soruları yönetti;

Yaşanan ve yaşanmakta olan tüm bu hukuksuzluklara  göz yumulmaya devam edilecek midir? İzmir Atatürk Lisesi müdür yardımcısı Bora CANGÜLOĞLU hukuksuz bir şekilde görevden alınması ve sürgün edilmesi işlemi iptal edilecek midir? Yaşanan tüm bu hususlarla ilgili olarak bugüne kadar neden bir şey yapılamamıştır? Bugünden sonra bunları önlemek adına ne yapılacaktır? İzmir ilinde ve İzmir Atatürk LisesindeEğitim Bir Sen adlı kuruluşun MEB personelinin atanması, görevlendirilmesi, görevden alınması, cezai işlem uygulanması  konularında kamu bürokrasisini kendi istedikleri doğrultuda yönlendirdikleri ve yönettikleri hususu ve  bunlarla ilgili uygulamaları, MEB tarafından biliniyor mu? Bu konularda Milli Eğitim bakanlığı bir işlem yapmayı düşünüyor mu?

Hiç bir sendika devletin, MEB’in ve bürokrasinin alacağı kararlar üzerinde bu yönüyle baskı yapmamalıdır ve devletin otoritesinin yani bürokrasinin üzerinde olmamalıdır. Olması halinde uzun vadeli telafisi olmayacak sıkıntılar yaşanır.

            CHP’li Demir; Sayın basın mensupları eğitim sisteminin bu kadar bozulduğu bir dönemde bölgem Muğla’dan da skandal bir konuya değinmek istiyorum;

            Muğla’da basına yansıyan Şahidi İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Türdü 100’üncü Yıl İlköğretim Okulu ve İMKB İlköğretim Okulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine okulda o branş öğretmeni olmasına rağmen ‘gönüllü öğreticiler’ adı altında bazı cemaat ve tarikatlara üye olan tam 22 kişinin bu derslere girmeye başladığı iddia edilmektedir. Ayrıca bu kişilerin aralarında düz devlet memurları, hemşire, mühendis, doktor, iş güvenliği uzmanı, akademisyen ve mesleği belli olmayan kişilerden oluştuğu öne sürülmektedir. Gördüğünüz gibi bu mesleklerin öğretmenlikle yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Öğrenci velilerinin bu durum karşısında isyan ettiği ve birçoğunun bu okulların müdürlerine dilekçe ile başvuruda bulunduğu belirtilmektedir.

Demir; ‘’Sayın basın mensupları bu konu hakkında 15 gün önce MEB İsmet Yılmaz’a yazılı soru önergesi gönderdim ancak halen bir cevap alamadı. Malum çok yoğun bakanımız bu konulara ayıracak zaman bulamıyor. Şunu merak ediyorum eğitimde gelinen son nokta eğitim cemaatlere mi bırakıldı veya gönüllü öğreticiler adı altında bu kişiler MEB’i mi kandırdı? Malum kandırılmaya çok açık bir Hükümet…

Öğretmen, öğrencilere mobbing, kumpas, il içi ve dışı tayinlerle düzmece soruşturmalar, yıldırma hareketleri son zamanlarda artmıştır. Parasız olunması gereken eğitim, ana okullarında 10-15 bin, orta ve lise öğreniminde öğrencilere 30-35 bin lirayı bulduğu ülkede yoksul insanlar ne yapsın. Ben burada anne babaları ve halkımı uyarıyorum. Gerici statükocu bir eğitimle ancak tarikatlara ve bazı örgütlere militan yetiştirilir. Bugün bu yapılmak isteniyor. O nedenle tüm velilere ve halkımıza diyorum ki çocuklarımızı mevcut MEB’da koruyun, dikkatle izleyin’’ dedi.

Son Güncelleme: 15.05.2018 14:27
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15