Akbank GM Hakan Binbaşgil’den piyasa açıklaması

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, son dönemdeki gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Hazine'nin piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında aksiyonlarını çok hızlı ve seri bir biçimde aldığını bildirdi. Binbaşgil, "Halkımız sağduyulu davrandı"dedi.

15 Ağustos 2018 Çarşamba 16:29
Akbank GM Hakan Binbaşgil’den piyasa açıklaması

Yüksek koordinasyon gerektiren bu aksiyonların ekonomi yönetiminin tek bir çatı altında toplanmasının önemini ispatladığını vurgulayan Binbaşgil, şunları kaydetti:

“Ekonomi yönetiminin tek çatı altında toplanmasının avantajını yaşadık. İleriye yönelik yapısal tedbirler de böyle bir yapıda daha hızlı ve etkin gerçekleşecektir.  Ekonomi yönetimi ile bankalar arasında son derece açık ve etkin bir iletişim söz konusu. Geçtiğimiz birkaç haftalık süre içinde  bunu hep birlikte yaşadık. Sorunlarımız, yapılması gerekenler açık ve gerçekçi bir yaklaşımla karşılıklı olarak paylaşıldı. Şu anki öncelik, yaşamakta olduğumuz piyasalardaki hareketliliğin bir an önce önlenmesidir. Bu konuda bir seri önemli aksiyonlaralındı ve bunların sonuçlarını  görmeye başladık. Önümüzdeki dönemde eminim sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için gerekli aksiyonlar da gelecektir.” ;

“EKONOMİK TEMELLERLE BAĞDAŞMADIĞI ÇOK AÇIK”

Hakan Binbaşgil, piyasalarda yaşanan bu hareketliliğin sadece ekonomik makro verilerle açıklanmasının mümkün olmadığını vurguladı. Ülkenin bankacılık sektörünün sağlam ve likit, ekonominin güçlü taraflarının çok olduğunu belirten Binbaşgil, dolar/TL’de ağustos ayının ilk haftasında olağanüstü bir hareketlilik yaşandığını anımsattı.  Binbaşgil, döviz opsiyon piyasalarında dolar/TL volatilitesinin yüzde 60 seviyelerine kadar çıktığını ve alınan önlemlerle bir miktar gerilese de halen yüzde 50’li seviyelerde bulunduğunu kaydetti.  Bu belirtilen oranların 2008’de, küresel ölçekte tüm ülkeleri etkileyen küresel finansal kriz döneminde görülen en yüksek seviyelerin bile üzerinde olduğunu bildiren Binbaşgil, “TL’nin dolar karşısında son 10 yıldaki volatilite ortalamasının yüzde 10’lar mertebesinde olduğunu göz önüne alırsak, bunun ekonomik temellerle bağdaşmadığı çok açık.” ifadesini kullandı.

 “ETKİLİ TEDBİRLER ARKA ARKAYA GELDİ ” 

Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, geçen pazar akşamı dolar kurunun 7,20’li düzeylere gelmesinin ardından son derece önemli ve etkili birçok tedbirin arka arkaya geldiğini hatırlattı.  Alınan tedbirlerin ardışık bir biçimde geldiğini ve piyasalarda etkisinin görülmeye başlandığını belirten Binbaşgil, ilk olarak BDDK’nın, yurt iç bankaların TL verip döviz aldıkları swap ve benzeri işlemler toplamının öz kaynaklarının yüzde 50’sini geçemeyeceğini duyurduğunu ve bugün de bu oranın yüzde 25’e indiğini bildirdi.

Binbaşgil, devamla şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türk lirası yurt dışı piyasalarda daha az bulunur ve daha pahalı hale geldi, ek döviz talebi yaratılmasının da önüne geçildi. Bunun yansıması olarak spot döviz piyasası sakinleşti ve geriledi. Ardından TCMB, iki dizi önlem aldı. İlk olarak, TL zorunlu karşılık oranları tüm vadelerde 250 baz puan indirildi. Yabancı para yükümlülükler için de belli vadelerde zorunlu karşılık oranları 400 baz puan indirildi. Bu değişiklikle finansal sisteme 10 milyar TL ve 6 milyar dolar ile 3 milyar dolar tutarında altın cinsinden likidite sağlandı. İkinci olarak, TCMB, bankaların döviz depo limitlerindeki teminat ve vadelerde esnekliğe gitti ve kullanabilecekleri tutarı 50 milyar dolara çıkardı. Tüm bunlara ilaveten TCMB’nin son birkaç gündür bir  haftalık repo ihalesi açmamasının da 150 baz puanlık bir sıkılaştırma etkisi oldu.”

“SİSTEMDE PANİK YAŞANMADI”

Hakan Binbaşgil, maalesef bu süreçte önemli bilgi kirliliği yaşandığını belirterek, “Ortalıkta gerçeği yansıtmayan birçok söylenti dolaştı. Bu tür hassas durumları daha soğukkanlı yönetmemiz gerekir. Güven unsuru ekonomide önemlidir. Güven ortamını sarsıcı söylentilere itibar etmememiz ülkemizin menfaatinedir.” ifadelerini kullandı.  Sistemde mevduatta önemli bir çıkış olmadığını ve panik yaşanmadığını vurgulayan Binbaşgil, şunları kaydetti:

“Halkımız sağduyulu davrandı. Bankalarımız olası talebe karşı oldukça hazırlıklı ve likitti. Ayrıca, bankalarımız, geçmiş yıllardan gelen önemli bir kriz yönetimi tecrübesine sahipti. Bu da önemli bir avantaj oldu. Örnek vermek gerekirse, dün Akbank müşterileri yaygın bir şekilde döviz satışı yapmaya başladı ve Türk lirasına olan güvenini gösterdi. Bankamızda dün müşterilerimizin döviz satışları alışların 3 katı oldu. Bizdeki verilerden hareketle, piyasada dünkü döviz satışlarının 1,5 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun etkilerini kurlardaki iyileşmeden de hissedebiliriz. Ayrıca, efektif hareketlerinin de artık piyasada normal seyrine döndüğünü söyleyebiliriz.”

“MESAJ ÖNEMLİ”

Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından vurgulanan “serbest piyasa ekonomisi kurallarından asla taviz vermeyeceğiz” mesajının önemli olduğunu vurguladı.  Ülkenin yılda yaklaşık 165 milyar dolar ihracat ve 250 milyar dolar ithalat hacmi bulunduğunu belirten Binbaşgil, Türkiye’nin küresel ticarete entegre bir ekonomi olduğunu kaydetti. Binbaşgil, bu dış ticaret yapısıyla örtüşmeyen bir anlayışı piyasada speküle etmenin bir anlamının da, faydasının da olmadığını aktardı.

 “EKONOMİMİZİN GÜÇLÜ YANLARI ÇOK “

Hakan Binbaşgil, Türkiye’nin genç, dinamik, girişimci ruha sahip, altyapısı kuvvetli bir ülke olduğunu belirtti.  Ekonominin zaman zaman volatil ortamlardan geçse de ekonominin güçlü yanlarının çok olduğunu ve karamsarlığa kapılmaya gerek olmadığını vurgulayan Binbaşgil, şu değerlendirmelerde bulundu:  “Türkiye’nin demografik yapısı son derece kuvvetli. Bulunduğumuz coğrafyanın kendine göre birtakım zorlukları olsa da, uzun vadede sağlayabileceği avantajlar çok. Harcamalarımızdaki birtakım artışlara rağmen bütçe açığımız yüzde 2 seviyelerinde ve de birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin altında. Kamu borcumuzun milli gelire oranı oldukça düşük. Cari açık ve yüksek enflasyon gelişim alanlarımız. Bunları yapısal tedbirlerle iyileştirmek durumundayız. Alınacak aksiyonların ana hatlarını geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanımızdan dinledik. Eylül ayı gibi bu program rakamsal veriler ve aksiyon planı ile daha da somut hale gelecektir. Ülkemizin sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmesi için  yapısal reform yapmasına ihtiyaç var. Seçimlerin geride kalması ile birlikte bunu gerçekleştirebilecek yeterince süremiz var. Bu önemli bir şans. Bu süreyi ülkemizin iyi değerlendirmesi ve reformların artan hızla devam etmesi gerekir.

Dünyada da daha zor ve belirsiz bir döneme giriyoruz. Artan korumacı politikalar, ticaret anlaşmazlıkları, Fed başta olmak üzere olası faiz artışları ve eskisine oranla giderek azalacak likidite gelişmekte olan ülkeleri zaman içinde daha da zorlayacak. Yapısal tedbirleri, ülkemizden bağımsız bu nedenlerden dolayı da hızlandırmamız gerekir.  İlgili bakanlığımızı yapısal tedbirler konusunda çok kararlı görüyoruz.” (Sözcü)

Son Güncelleme: 15.08.2018 16:31
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15