Eski kedicik konuştu: Adnan Oktar cinsel ilişkiye giremiyordu!

Adnan Oktar grubundan 2017’de ayrılan ve ‘eski kedicik’ olarak anılan Ceylan Özgül, Adnan Oktar ve örgütü içinde geçmişte yaşadığı ve şahit olduğu olayları anlattı. Özgül, Adnan Oktar'ın hastalığından dolayı kadınlarla cinsel ilişkiye giremediğini söyleyerek gündemi sarsacak itiraflarda bulundu. Adnan Oktar'ın eski müridi Ümit Kuruca ise Oktar ve müritleriyle ilgili "Çeşitli grup seks seanslarından sonra Adnan Oktar’a kızlar sunuluyordu. Yaşlarının hiçbir önemi yoktu" ifadesini kullandı.

12 Temmuz 2018 Perşembe 13:56
Eski kedicik konuştu: Adnan Oktar cinsel ilişkiye giremiyordu!

Adnan Oktar ve grubuna yapılan operasyonun ardından, grupta uzun yıllar kalan ve yakın zamanlarda ayrılan Ceylan Özgül, yaşadıklarını Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'e anlattı.

İşte Özgül'ün anlattığı dehşete düşüren o detaylar:

Adnan Oktar tanıştığınızda yaşınız kaçtı?

24 yaşındaydım. 35 yaşındayken de ayrıldım. Tam bir yıl oldu. İstanbul Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık son sınıf öğrencisiydim. Bir erkek arkadaşım beni Adnan Oktar’la tanıştırdı. O yaşlarda idealist bir genç kızdım. Dini öğrenmek istiyordum. Adnan Oktar, ‘Harun Yahya’ ismiyle kitaplar çıkarıyordu, faaliyetler yapıyordu. “İslam ahlakını dünyaya tanıtacağız, Darwinizm ile mücadele edeceğiz” diyordu. Kandırıldım. Kandım.

Daha sonra süreç nasıl işledi?

İnandıktan sonra onlarla beraber yaşamaya başladım. Vitrin önündeki hayatları dışarıdan cazip görünüyordu. Ben de dindar olmaya özeniyordum. Ne yazık ki dini onların bana öğreteceğine inandım. Onlardan öğrendiğim çok yanlış şeylerdi.

Ailenizin maddi durumu iyi miydi?

İyiydi. Ben hizmet etmeye gittim.

2007'DE GAZETELERDE MANŞET OLMUŞTU

Ceylan Özgül'ün 2007'de gazetelere yansıyan ilginç bir öyküsü vardı. Babası, kızını örgütten kaçırmaya kalkarken gözaltına alınmış ve "Kızımın beynini yıkayıp ruhunu çaldılar" diye isyan etmişti.

c1

"HAREMLİK SELAMLIKTI"

Ailen nasıl karşıladı?

Asla istemediler. Annemi kanserden kaybettik. 2007’de babam beni onların elinden kaçırdı ama maalesef başına gelmeyen kalmadı. Gözaltına bile alındı. Ailemi korumak için onlara da saldırdım mecburen. Babama iftira bile attım. Çok kötü günler yaşattım hem kendime hem aileme. Lüks bir cezaevinde gibiydik.

Kaç kadın oluyordu o evlerde?

Değişiyordu. 20 de oluyordu, 12 de. Toplam 35-40 kişilik küçük bir köy gibi düşünün. Haremlik selamlıktı.

O giyim tarzını, aşırı makyaj ve estetiği dinle nasıl bağdaştırdınız?

Önceleri kadınlar uzun elbiseler giyerlerdi. Ciddi bir değişimden geçti örgüt. Siz en son halini görüyorsunuz.

Adnan Oktar sizinle mi yaşıyordu?

Tabii, aynı yerde yaşıyorduk.

"ÖRGÜTTE HÜCRE SİSTEMİ VARDI"

Nasıl bir yaşantıydı?

Örgütte bir hücre sistemi vardır, herkesin görevi farklıdır. Mesela ben uzun yıllar araştırma yaptım. Kitaplara, ilmi faaliyetlere, konferanslara içerik hazırlıyordum. İç yüzlerini yıllar içinde yavaş yavaş öğrendim. 2011’in sonunda gerçeği tamamen anlamıştım.

Sizi en çok kızdıran, tekrar tekrar kaçma noktasına getiren neydi?

En kötüsü devlete verilen zarardı. Devletin arkasından ‘public diplomacy’ (kamu diplomasisi) adı altında askeri ve politik faaliyetler yapılıyordu. Bunlar beni çileden çıkardı. Bunların bildirilmesi gerekiyordu. Bu yüzden Adnan Oktar’la çok kavga ettim. Ceza da aldım.

Nasıl bir ceza?

Odaya kapatıp tüm iletişim araçlarına el konulurdu. Adım başı kameralar vardı. Kaçmak çok zordu. Herkes birbirini her an kontrol ediyordu. ‘Kule’ denen yerdeki kişi kapıyı açmadığı sürece dışarı çıkamıyordunuz. Diyelim ki hastalandınız. Doktora bile üç-dört kişiyle beraber gidebilirdiniz. Ve birinde mutlaka silah olurdu.

c2

"BOTOKSLU, MAKYAJLI OLMALARI ADNAN OKTAR'IN ZEVKİ İÇİN"

Kadınlar neden hep birbirine benziyor?

Kadınlar aslında birbirine benzemiyor. 80 kadın arasından seçilmiş 6-7 kişiyi görüyorsunuz siz. Onlar birbirine benziyor. Botokslu, ful makyajlı olmaları tamamen Adnan Oktar’ın zevki için. O görüntüyü fotoşopla, filtrelerle yapıyorlardı.

O tarz giyinmekten hoşnut muydunuz?

Size sunulanı yaşamak zorunda bırakılıyorsunuz. Cariye, köle gibi görülüyorsunuz.

Bizim ekranda gördüğümüz kadınların hayatı nasıldı?

Gördüğünüz hayat bir vitrin. Yoksa hiçbir reklam almayan, kazancı olmayan ve 10 yıldan fazla süredir devam eden bir televizyon programı olamaz. Bu, arka planda devam eden yasadışı faaliyetleri kapatmak için yapılan bir şovdu.

"MÜRİTLERİN PARASINI ELİNDEN ALIYORDU"

Bu lüks hayatın kaynağı neydi?

Kara para aklama, dolandırıcılık... Bağış adı altında milyonlar toplanıyordu. Müritlerin de parasını elinden alıyordu.

Varlıklı ailelerin çocuklarını mı seçiyordu mürit olarak?

Öyle olan da var, olmayan da... Erkekler örgüte çok genç yaşta geliyordu. Sonraki yıllarda iyi bir iş adamı olabiliyor ve milyonlarca dolar gelir getirebiliyordu. Bütün parayı elinden alıyordu Adnan Oktar. Kimsenin kendine ait hayatı olmuyor.

adnanoktar2

Son Güncelleme: 12.07.2018 14:09
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15