Baş döndürücü bir hızla Türkiye erken seçim teklifi ve erken seçim tarihine tanıklık etti.

Erken seçim önerme konusunda sonsuz deneyime sahip olan MHP Lideri Devlet Bahçeli bir kez daha "aynı misyonu" üstlenirken rolünü de kimseye kaptırmadı ve erken seçimi Türkiye’ye dayattı. Bu tesadüfi bir oluşum değildir...

Perde arkasında Cumhur İttifakı çerçevesinde olup bitenler bugün olmasa bile, sanırım yakın gelecekte su yüzüne çıkacaktır...

Öncelikle 67 gün sonra yapılacak bir seçim için ERKEN demek doğru değil.

Bu tam anlamıyla bir BASKIN seçimdir…

Bu baskın seçimle hazırlıklar hızlandırılmış kurs misali cereyan edecektir.

Siyasi partilerin bu kadar hızlı bir seçime nasıl bir adaptasyon gösterebileceklerini hep birlikte göreceğiz.

Kuşkusuz bu erken seçim teklifinin bir arka planı olsa gerek.

Özellikle AKP ve MHP açısından bunun derin bir planlamanın ürünü olduğunu ifade etmek gerekir. Bunun dışındaki seçenekler biraz safdillik olur diye düşünüyorum.

Bir önemli nokta da bugün baskın seçim için ifade edilen 'Suriye’deki gelişmeler, ekonomik ve konjonktürel göstergelerin' şimdiye kadar seçimlerin zamanında yapılması için de aynen kullanılmış olmasıdır.

Ortaya çıkan tarih doğrultusunda öne çıkan bazı önemli noktalar şunlardır:

  • İYİ Parti’nin -seçime katılma yeterliliğine dönük hukuki tartışmalar bir yana- bunca hızlandırılmış bir seçim karşısında hem merkezi yönetim hem de teşkilatları açısından nasıl bir reaksiyon göstereceği merak konusudur.
  • Ayrıca tüzük gereği “önseçim” yapma durumunda olan Anamuhalefet CHP’nin de bu yöntemi 24 Haziran seçimleri sürecinde arka plana atması yüksek olasılıktır…
  • Ekonomik göstergelerin daha da bozulacağına yönelik beklentiler ilk etapta ters yüz edilmiştir. Ne olacaksa bir an önce olup biteceği için piyasalar duruma İYİMSER tepki verecektir, vermeye başlamıştır da. Ancak ekonomide asıl sorunun konjonktürel değil, yapısal olduğu gözönüne alındığında seçim sathında hava negatife dönecektir. Ta ki seçim sonuçlarına yönelik bir 'istikrar' algısı yaratılana kadar da hava değişmeyecektir.
  • Genel seçimlerin ve seçim kampanyasının OHAL ortamında yaşanacağı kesinleşmiştir. Bu ortamda özellikle muhalefet partilerinin sağlıklı ve eşit koşullarda bir kampanya yürütüp yürütemeyeceği yaşanarak görülecektir.
  • Alınan seçim tarihi aynı zamanda YKS sınavı ile çakışmıştır. Bir buçuk milyonu aşkın adayın sınava ilişkin projeksiyonu farklılaşmıştır. Bu sınavın tarihinin değiştirilmesi kesinleşmiştir. (Sınavın tarihinin bir hafta ileriye kaydırılması kararlaştırılmıştır)
  • Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda HAZIRLIKSIZ yakalanan muhalefet cephesinin bu kadar kısa süre içinde ittifak kurması bunun da ötesinde bu ittifakı bir isim üzerinde somutlaması oldukça meşakkatli bir mesai, olgunluk ve sağduyu gerektirecektir.
  • Seçimlerin adaletli bir ortamda yapılması ve seçim güvenliğinin sağlanmasına dönük uzunca süredir ifade edilen kaygılar ve arayışların ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Böylesine BASKIN bir seçimin olumlu bir tarafı yok mudur?

Elbette olumlu yanı milletin alacağı kararla somutlaşacaktır.

Eğer bu 67 günlük süre en verimli şekilde kullanılıp yüzde 51’lik bir bloğa ulaştırılabilirse Türkiye için 25 Haziran sabahı yeni bir sayfanın ve umudun miladı olabilir.

Türkiye’nin önünün açılması olasılığı sandık kararına ve milletin kararlılığına endekslenmiştir.

Ne diyelim…

Hayırlısı…

- - - -

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15