"Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Altınsu (Şapatan) Köyüne 05.08. 2017 tarihinde gerçekleştirilen operasyon sırasında çok sayıda yurttaşın işkence edilerek gözaltına alındığı ortaya çıkmıştır. İşkencenin İlçe Emniyet Binasında da devam ettiği de basına yansıyan bilgiler arasındadır. Altınsu Köyünde başlatılan operasyon sırasında bir özel harekat polisinin yaşamını yitirmesi üzerine köye yönelik başlatılan ikinci operasyonda yüzü aşkın köylünün meydanda toplatılarak işkenceden geçirildiği ve 36 köylünün gözaltına alındığı aktarılmıştı.
İddialar üzerine açıklama yapan Hakkari Valiliği ise işkenceyi açık bir biçimde savunarak köylülerin “zor kullanılarak derdest edildiğini” açıklamıştır. Valilik açıklamasında şu skandal ifadelere yer verilmiştir: “Güvenlik güçlerimiz tarafından Şemdinli İlçesi Altınsu Mahallesinde 05.08.2017 günü icra edilen operasyon esnasında açılan ateş sonucu 1 polis memurumuz şehit olmuş, bunun üzerine ateşin geldiği değerlendirilen bölgelerde bulunan şüpheli şahıslar hukuka uygun olarak gözaltına alınmışlar, ancak bu esnada güvenlik güçlerimize direnen şahıslar da yetkiler dahilinde zor kullanılarak derdest edilmişlerdir. Daha sonra gözaltına alınırken darp edildikleri iddiası ile Savcılık Makamına müracaat eden 10 vatandaşımızın işlemleri devam etmekte olup, bunlar arasında kadın bulunmamaktadır. Ayrıca kusuru olan personel tespit edilirse haklarında gerekli idari tahkikat da yapılacaktır.”
Hakkari Valiliği tarafından yapılan bu açıklamayla işkenceye “zor kullanarak derdest etmek” tanımı getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nde işkencenin hukuk içinde olduğunu ifade etmek, açıkça suç teşkil eder. Zira hukuk içinde böyle bir uygulama söz konusu dahi edilemez
Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa’nın 17. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 3. maddesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 1984 yılında kabul ettiği “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme” ve içeriği, işkenceyi mutlak bir biçimde yasaklamıştır. Anayasanın 17. maddesi ve Uluslararası sözleşmeler taraf devlete, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye karşı mücadeleye dair negatif yükümlülükler yüklemiştir
“İşkenceye karşı sıfır tölerans” sloganıyla işkenceyle mücadeleyi temel hedefleri arasına alan hükümetin, işkenceyi dahi kendine hak gören, bunu uygulamaya çalışan ve savunan kamu görevlilerini cezasız bırakmasının hiçbir hukuki, siyasi ve ahlaki izahı bulunmayacaktır.
ü 1-İşkenceye maruz kalan Şemdinlili Köylülerin şikayetleri bir an önce değerlendirilerek işkenceci kolluk güçleri ve sıralı amirleri derhal görevden alınacak mıdır?
ü -İşkenceyi açık bir biçimde savunarak, varlığını inkar dahi etmeyerek, işkenceye yeni bir tanım getirmeye çalışan Hakkari Valisi görevden alınacak mıdır?
ü Şemdinli İlçesi Altınsu Köyünde kaç köylü işkenceye maruz kalmıştır? Aralarında kadınlar ve çocuklar bulunmakta mıdır?
ü Kaç köylü işkenceye maruz kaldığı iddiasıyla şikayette bulunmuştur ve kaçı darp raporu almıştır?
ü -Köylülere şikayetlerini geri çekmeleri veya şikayette bulunmamaları yönünde herhangi bir baskı yapıldığı iddiaları doğru mudur?"
