Gamze Taşçıer, Çocuk Hakları İçin Meclis'i Göreve Çağırdı

CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşcıer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle verdiği araştırma önergesinde, çocuk hakları ihlallerine dikkat çekti. Taşcıer, “Çocuk hakları konusu yeterince bilinmemekte ve günümüzde çocuk işçiliği, sokak çocukları ve sokakta çalışan çocuklar gibi sorunlar büyüyerek devam etmektedir” dedi.

20 Nisan 2019 Cumartesi 12:55
Gamze Taşçıer, Çocuk Hakları İçin Meclis'i Göreve Çağırdı

CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşcıer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle araştırma önergesi verdi. Çocuk hakları ihlallerinin bir an önce çözülmesi gerektiğini vurgulayan Taşcıer, söz konusu sorunların siyaset üstü olduğunu ve el birliği ile çözülmesi gerektiğini kaydetti. Çocuk hakları konusunda bir politika oluşturulamamasının üzücü olduğunu dile getiren Taşcıer, Türkiye’de şiddet, istismar, uyuşturucu, cinsel sömürü, eğitimsizlik, kız çocuklarının zorunlu eğitime devam edememeleri, yoksulluk, göç gibi çok önemli problemlerin artarak büyüdüğünü ifade etti.

ÇOCUK HAKLARI ÖNCELİKLİ OLMALI

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde 29–30 Eylül 1989 tarihleri arasında toplanan “Çocuklar için Dünya Zirvesi”nde ilk kez imzaya açılan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Taşcıer, “Türkiye sözleşmeyi imzalamasına rağmen, sözleşmenin düzenlediği konularda iyileştirme ve çocukların yüksek yararı için yeterli olma konusunda istenilen düzeye gelememiştir. Özellikle iç hukuk normlarını gözden geçirerek sözleşmeyle çelişen hükümleri saptayarak gerekli değişiklikleri yapmak durumunda ve yükümlülüğünde olmasına karşın çalışmalar çok yavaş yürütülmekte, hiçbir zaman öncelik alamamaktadır” diye konuştu.

VERİLER DURUMUN VAHAMETİNİ GÖSTERİYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba tarafından 23 Nisan dolayısıyla hazırlanan rapordan örnekler veren Taşcıer, verilerin durumun vahametini gösterdiğini ifade etti. Raporda şu tespitlere yer verildi: “2016’da 18’i 14 yaş altı olan toplam 63 çocuk işçi, 2017 yılında 18’i 14 yaş ve altı olan toplam 60 çocuk işçi ve 2018 yılında da 23’ü 14 yaş ve altı olmak üzere toplam 67 çocuk işçi hayatını kaybetti. Verilere göre 2016-2018 yılları arasında toplam 190 çocuk işçi hayatını kaybetti. Türkiye Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık sürecinde olan ülkeler ile kıyaslandığında Karadağ, Arnavutluk, Makedonya ve Sırbistan’dan sonra en çok çocuk işçiliğine sahip olan ülke konumunda bulunmaktadır.”

ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYALIM

Bir ülkenin geleceğinin o ülkede yaşayan çocukların yaşamlarından öngörülebileceğini ifade eden Taşcıer; "23 Nisan günü Meclis toplanacak. Bizler siyasiler olarak bu ülkede en çok çocuklarımıza borçluyuz. Partiler üstü bir konuda bir araya gelip hakları gasp edilen, itilen, görmezden gelinen çocuklarımız için elimizi taşın altına koyalım. Yoksa bunun vebali ile yaşamak gerçekten güç olacak" dedi. Çocuk hakları konusunda tüm siyasi parti temsilcilerinin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyen Taşcıer, hala ciddi adımlar atılmamış olmasının Türkiye için utanç verici bir durum olduğunu ve bu sebeple Türkiye’nin çocuk hakları konusunda sınıfta kaldığını ifade etti.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

              Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde 29–30 Eylül 1989 tarihleri arasında toplanan “Çocuklar için Dünya Zirvesi”nde ilk kez imzaya açılan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni, ilk imzalayan ülkelerden biri olduk. Ancak yasanın yürürlüğe girmesi için gereken sayıda ülkenin meclisinde Sözleşme’nin onaylanması işlemi ancak 9 Aralık 1994 de tamamlanmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi, 27 Ocak 1995 tarihinde 22184 sayılı resmi gazetede yayınlanan 4058 sayılı yasa ile iç hukuk kuralına dönüşmüştür.

            Türkiye sözleşmeyi imzalamasına rağmen, sözleşmenin düzenlediği konularda iyileştirme ve çocukların yüksek yararı için yeterli olma konusunda istenilen düzeye gelememiştir. Özellikle iç hukuk normlarını gözden geçirerek sözleşmeyle çelişen hükümleri saptayarak gerekli değişiklikleri yapmak durumunda ve yükümlülüğünde olmasına karşın çalışmalar çok yavaş yürütülmekte, hiçbir zaman öncelik alamamaktadır. Dolayısıyla, çocuk hakları konusu yeterince bilinmemekte ve günümüzde çocuk işçiliği, sokak çocukları ve sokakta çalışan çocuklar gibi sorunlar büyüyerek devam etmektedir.

            Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalanmasından sonra geçen 24 yılda, özellikle Medeni Kanun, İş Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve özel koruma tedbirlerine ihtiyaç duyan çocuklar konularında yapılması gereken acil birçok değişiklikten hiç birinin gerçekleşmediği dikkat çekmektedir. Bu konudaki girişimlerin yeterli olamadığı ve geciktirildiği görülmektedir. Çocuk haklarının en temeli sayılan çocuğun bir birey olduğu ilkesi, bizim için halen kabul gören bir ilke değildir. Bugün toplumumuzda bir çocuğun birey olarak kabul edildiğini söyleyebilmek güçtür. Sözleşmede yer alan prensiplerin ise çok azının hayata geçirilmeye çalışıldığı gözlenmektedir. Oysa çocuk hakları konusunda bir politika oluşturulamamış olan ülkemizde; şiddet, istismar, uyuşturucu, cinsel sömürü, eğitimsizlik, kız çocuklarının zorunlu eğitime devam edememeleri, yoksulluk, göç gibi çok önemli problemler artarak büyümektedir.

             Bugün Türkiye’de çocuğun durumuna baktığımızda, birçok problemin kemikleştiği ve artık kısa dönemli uygulamalarla çözülemez duruma geldiği görülmektedir. Bunun yanı sıra, var olan problemlere her geçen gün yenileri eklenmektedir. En üzücü boyut ise, birçok probleme yönelik olarak, çok görünür ve ortalıkta olmadığı varsayıldığı için, hiçbir şeyin yapılmamasıdır. Bunlar içinde kız çocuklarının da mağdur edildiği fuhuş sorunu, erkek çocuklarına yönelik cinsel istismarın ve eroin kullanımının özellikle bazı bölgelerde hızlı artışı, kız çocukların özellikle doğu bölgelerinde okula gönderilmemesi, gasp ve kap-kaç olaylarının artması, organize çete suçlarında çocukların çok daha fazla yer alıyor olması ve sokakta çalışan çocuk sayısının çok artmış olması gibi sorunlar en önemlileridir. Ek olarak, dayak ve fiziksel istismarı, madde kullanımını, okulda akranlar arası şiddet olgularını ve halen bu korunmaya muhtaç çocuklar için etkin ve uzmanlaşmış kurumsal yapılar için hiçbir adım atılmamasını da, temel sorunlar arasında saymak gerekiyor.

Türkiye’de yapılan araştırmalar göre ; 2016’da 18’i 14 yaş altı olan toplam 63 çocuk işçi, 2017 yılında 18’i 14 yaş ve altı olan toplam 60 çocuk işçi ve 2018 yılında da 23’ü 14 yaş ve altı olmak üzere toplam 67 çocuk işçi hayatını kaybetti. Verilere göre 2016-2018 yılları arasında toplam 190 çocuk işçi hayatını kaybetti.

             Bütün bu bilgiler ışığında çocuklarımızın yaşamını olumsuz etkileyen ve onları sahip oldukları haklardan eden etkenlerin tespiti ve her bir sorun için çözüm önerileri geliştirmek, bu bağlamda politikalar üretmek amacıyla Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

Son Güncelleme: 20.04.2019 13:09
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15