CHP'li Selina Doğan: Kaygılıyız ama GİTMEK istemiyoruz!

CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, azınlıklar ve farklı inanç gruplarının temsilcileriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Azınlıkların ve farklı inanç gruplarının kaygılarını gündeme getiren Doğan bu çevrelere 16 Nisan referandumunda “hayır” çağrısında bulundu.

24 Şubat 2017 Cuma 16:55
CHP'li Selina Doğan: Kaygılıyız ama GİTMEK istemiyoruz!

GERÇEK MUHABİR / İSTANBUL

CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Türkiye’deki azınlık gruplarına referandumda “hayır” oyu kullanma çağrısı yaparak “Biz, bu toprakların binlerce yıllık kadim milletleriyiz, inanç gruplarıyız. Ötekileştirilmek istemiyoruz. Geleceğimizi, çoğunluğun tercih ettiği tek kişinin inisiyatifine bırakmak istemiyoruz. Kaygılıyız ama bu topraklardan gitmek de istemiyoruz. Biliyoruz ki 16 Nisan’da sandıktan ‘diktatörlük’ çıkarsa yaşam alanımız iyice daralacak dedi.

Doğan, Şişli Öğretmenevi’nde azınlık ve Alevi kurumlarının temsilcileri, azınlık basını ve kanaat önderleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıya Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, CHP Şişli İlçe Başkanı Veli Çellik de katıldı.

Doğan, kahvaltının ardından katılımcılarla birlikte Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde basın toplantısı düzenledi.

16 Nisan’da Türkiye’nin geleceğinin oylanacağını belirten Doğan, “Ya ülkemizin geleceğini tek bir kişi ve bu kişinin çevresinde kümelenen bir zümreye emanet edeceğiz ya da ağır aksak işlese de parlamenter sisteme ve demokrasiye sahip çıkacağız” dedi.

Doğan, Anayasaların “toplumsal uzlaşı” metinleri olmasına karşın referanduma götürülen Anayasa değişikliğinin “dayatma” ve “pazarlıkla hazırlanan değişiklik” olduğunu kaydetti.

İSTİKRARSIZLIĞIN DA TERÖRÜN DE KAYNAĞI AKP

İktidarın referanduma giderken sadece “istikrar” ve “terörle mücadele” ve “güçlü Türkiye” argümanlarını kullandığına dikkat çeken Doğan istikrarsızlığın ve terörün kaynağının AKP politikaları olduğunu kaydetti.

Doğan, “tek insan” rejimini öngören değişikliğe neden karşı çıktıklarını maddeler halinde anlatarak “Türkiye’yi uluslararası dünyadan uzaklaştıracak olan bu değişiklikle Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemeyeceği gibi var olan sorunlar daha da büyüyecek ve yeni sorun alanları oluşacaktır. Biz, CHP olarak diyoruz ki ‘AKP tipi başkanlık’ sistemini benimsemek yerine parlamenter sistemi güçlendirmeliyiz. Katılımcı, çoğulcu, demokratik ve kimsenin kendisini öteki olarak görmediği bir ülke inşa etmeliyiz” diye konuştu. 

BAŞKANLIK DEĞİL PARLAMENTER DEMOKRASİ

CHP tarafından hazırlanan “Parlamenter Demokrasinin Güçlendirilmesi Paketi” hakkında da bilgi veren Doğan şöyle dedi:

“Biz başkanlık sistemine karşı çıkarken tek bir partiye ya da tek bir kişiye karşı çıkmıyoruz. Biz bir sisteme karşı çıkıyoruz. Parlamenter sistemin yani ortak aklın devre dışı bırakılmasına karşı çıkıyoruz. 

Hiçbir kimse ya da hiçbir parti temel hak ve özgürlüklerin garantisi olamaz. Temel hak ve özgürlükler toplumun her kesiminin temsil edildiği bir parlamenter sistemde garanti altına alınabilir.”

Doğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sürecinde sonrası oluşan siyasi ortamda azınlıkların da dahil olduğu kırılgan kesimlerin baskı ve korkuyu üzerlerinde daha çok hissettiklerine vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Bu baskı ve zulüm sonucu fiilen ‘otoriterleşen devlet’ yaratılmıştır. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile bu durumun kurumsallaştırılması amaçlanmaktadır. 

KAYGILIYIZ AMA GİTMEK İSTEMİYORUZ

Oysa, Türkiye’nin ve azınlıkların yaşadığı tüm sorunlar tek bir kişinin insafına terk edilemez ancak ve ancak güçlü, çoğulcu bir parlamenter sistemde mümkün olabilir. Biz azınlıklar olarak çoğulculuk yerine tekliğin dayatıldığı ve bizlerin geleceğinin tek kişinin inisiyatifine bırakıldığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz… 

Biz, bu toprakların binlerce yıllık kadim milletleriyiz, inanç gruplarıyız. Ötekileştirilmek istemiyoruz. Geleceğimizi, çoğunluğun tercih ettiği tek kişinin inisiyatifine bırakmak istemiyoruz. Kaygılıyız ama bu topraklardan gitmek de istemiyoruz. Biliyoruz ki 16 Nisan’da sandıktan ‘diktatörlük’ çıkarsa yaşam alanımız iyice daralacak.

Buradan tüm azınlıklara, tüm farklı inanç gruplarına çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer binlerce yıldır yaşadığımız bu topraklara olan bağlılığımızı 16 Nisan’da “HAYIR” oyu vererek geliştirelim.

16 Nisan aynı zamanda Hıristiyan dünyasının en önemli bayramlarından biri olan Paskalya’ya denk geliyor. Buna bile saygı göstermeyen bir anlayışa dur demek için 16 Nisan’da hem bayramımızı kutlayalım hem de sandıklara giderek demokrasi görevimizi yerine getirelim.”

YURTDIŞI SEÇMENLERE ÇAĞRI

Doğan, yurt dışındaki seçmenlere de çağrıda bulunarak “Bu ülkede yaşamıyor olmanız bu ülkenin geleceğiyle ilgili söz söylemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Her TC vatandaşı  bulunduğu ülkede oylarını kullanarak demokrasiye sahip çıkmalıdır. Sizlerin yaşadığı ülkelerdeki başkanlık sistemi ile kıyaslama yapmayın. Bu dünya siyasi literatüründe örneği bulunmayan partili Cumhurbaşkanlığı adı verilen ve kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldıran ‘Türk tipi’ başkanlıktır” diye konuştu. 


Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15