MEVCUT İKTİDAR GİRESUN'UMUZUN İHTİYAÇLARINI GÖRMÜYOR!
Göreve başladığı günden bu yana her fırsatta TBMM kürsüsünden sorunları dile getirerek, çözüm önerileri sunan Milletvekili Gezmiş, bu kez de konuşmasında; Giresun'un her geçen gün kan kaybettiğini dile getirerek şunları söyledi:
İŞSİZ SAYIMIZ 26 BİNE ULAŞTI
"Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bir kültür beşiği olan, limanından dünyanın her yerine fındık ihraç edilen Giresun, 23 yıllık AKP iktidarı döneminde her geçen gün kan kaybetti. 2024 yılında toplam nüfus 6 bin kişi azaldı. 2008'de 3,6 olan hane halkı büyüklüğü 2024'te 2,5'e düştü. Hane halkı büyüklüğünde Türkiye'de 81'inci il, yani son sırada.
Nüfus azaldıkça 2007 yılına kadar 5 olan milletvekili sayısı 4'e düştü. Gençler işsizlik nedeniyle göç etti. Emekli nüfusun çalışan nüfustan fazla olduğu bir emekli şehrine dönüştü. Defalarca söyledim, bin bir emekle yapılan SEKA'mız, suntamız, kalem fabrikamız kapandı. Yerine küçük işletmeler dışında yeni istihdam alanları yaratılmadı. TÜİK verilerine göre Giresun'umuzda 26 bin işsiz vatandaşımız var.
FKB ARAZİLERİ FINDIK ÜRETİCİSİNİN EMEĞİDİR!
Atatürk'ün "Fındık başta olmak üzere diğer belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır." sözüyle kurulan üreticinin birliği FİSKOBİRLİK arazilerini satmakla meşgul. Belli ki yönetilemiyor, belli ki Giresun'dan uzaklaştırılma niyetinde.
ULAŞIM İÇİN GEREKEN ÖDENEK VERİLSİN, SORUNLAR ÇÖZÜLSÜN
Bitmek bilmeyen ulaşım sorunlarımız var. Karadeniz'in diğer illerine çoktan yapılan çevre yolu Giresun'a gelince yılan hikâyesine döndü. Yağlıdere-Alucra yolu için 10 bin lira ödenek ayrıldı. Ayrılan ödenekler kendine güldürüyor. Köy ve yayla yollarımız mayın tarlası gibi. Giresun'da daha yeni üç heyelan yaşadık. Espiye-Ericek yolunda, Tirebolu-Torul yolunda ulaşım maalesef artık can pazarına döndü. Acilen sorunların çözümü için Giresun'a Karayolları Müdürlüğü açılmalı, ödenekler artırılmalıdır.
Şehir girişine yapılacak olan dal-çık hikâyesi ayrı bir muamma.
Köylerimizin çoğunda internet erişimi yok. Hâlâ elektriği olmayan yaylalarımız, suyu olmayan köylerimiz var.
Gelelim Serbest Bölgeye. Ekonomik rekabet için önemli olan Serbest Bölge Karadeniz'in tüm illerine verildi; yine Giresun'a çok görüldü. Bir kültür ve sanat şehri olan Giresun'umuza yıllardır eksikliğini hissettiğimiz kültür merkezi için sadece bin TL ödenek ayrıldı.
ELİNİZİ SUYUMUZDAN, HAVAMIZDAN TOPRAĞIMIZDAN ÇEKİN
Plansız ve denetimsiz HES'ler ekolojik dengeyi bozdu, su kaynakları azaldı, Çanakçı deresinde artık su samuru yok, şimdi de Giresun yüz ölçümünün yüzde 85'i maden sahalarına ruhsatlandırıldı. Denetim yok, sorunlar az miktarda para cezalarıyla geçiştiriliyor, şimdi de turizm potansiyeli yüksek olan Dereli'de alelacele "ÇED Gerekli Değildir" denilerek maden arama çalışmaları başlatıldı. Tekrar söylüyorum, vatandaş ayakta: Elinizi suyumuzdan, havamızdan, toprağımızdan çekin.
BÖLGEMİZ AFET KAPSAMINA ALINMALI,
FINDIK ÜRETİCİMİZ DESTEKLENMELİ
Fındığın başkenti Giresun'da fındık üreticisi mağdur. TMO'nun düşük alım fiyatları, tekelleşen serbest piyasa, artan girdi maliyetleri üreticiyi eziyor. Kokarca zararlısına karşı alınan önlemler son derece yetersiz. Geçtiğimiz günlerde Giresun'da da don olayı yaşandı. Bölge acilen afet kapsamına alınmalı, çiftçinin zararı karşılanmalı, borçları faizsiz ertelenmelidir.
GELİN AKSU FESTİVALİ'NDE BİRLİTE BOLLUK, BEREKET, ADALET DİLEYELİM
Her yıl geleneksel olarak kutladığımız "Mayıs Yedisi" şenliklerimizi 20 Mayıs'ta Aksu Havzası'nda kutlayacağız. "İşimiz dileklere kalmasın" desek de, biz yine de yedi çift, bir tek taşımızı Aksu deresine atacağız, sacayağından geçip memleketimiz için huzur, bereket, bolluk, ülkemiz için adalet dileyeceğiz.
Eczacı Milletvekili Gezmiş 14 Mayıs Bilimsel Eczacılar Günü'nde Eczacı meslektaşlarının gününü kutlayarak 7 gün 24 saat çalışan Eczacı meslektaşlarının sorunlarına dair TBMM'de Araştırma Önergesi verdi
ECZACI VEKİL ECZACILARIN SORUNLARINI MECLİSE TAŞIDI
Eczacı Milletvekili Gezmiş, 14 Mayıs Bilimsel Eczacılar Günü dolayısıyla Meclis'te verdiği araştırma önergesinde mesleğin sorunlarını dile getirdi.
Önergesinde "Eczanelerin adeta bir tahsildara dönüştürüldüğü muayene ve ilaç katılım payı tahsilatına ilişkin düzenleme, herhangi bir kamu destek politikasıyla güçlendirilmemekte, bu nedenle eczaneler oldukça ciddi sorunlarla karşılaşmaktadırlar ifadelerine yeren Gezmiş şunları dile getirdi:
"Türkiye genelinde 30 bini aşkın eczane ve eczacı sağlığa erişim hakkı kapsamında görev yapmakta ve hem ilaçlara erişim hem de sağlık hizmetlerinin tamamlayıcı unsuru olma açısından hayati bir konumda bulunmaktadır.
Halk sağlığı açısından ilaç üretimi kadar ilaç tedariki de elzem bir konudur ve eczacılık tarih boyunca hem ilaç üretimi hem de ilaç temini açısından önemli bir sağlık mesleği olarak sürdürülmüştür. Ancak, özellikle son çeyrek yüzyılda eczacılar ve eczaneler de bilinçli bir biçimde sistemli şekilde mağdur edilmiş, ilaç üretimi ve tedariki zarar görmüş ve bunun sonuçları halk sağlığı açısından onarılmaz sorunlara yol açmıştır.
ECZANELER EKONOMİK DAR BOĞAZDA
Özellikle bu olumsuz durumun ortaya çıkaran düzenlemelerden birisi de 2004 yılında yürürlüğe giren “Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararname” ile oluşturulan Dönemsel Avro Değeri (DAD) ve kademeli karlılık modelidir. Bu model ilk etapta ekonomik istikrar sağlayıcı bir unsur olarak değerlendirilse de bugün itibarıyla günümüz ekonomik koşullarıyla bağdaşmamaktadır. Kur ile DAD arasındaki makas dramatik şekilde açılmış, ilaca erişim zorlaşmış, piyasadaki ilaç bulunurluğu bozulmuştur. Euro kuru piyasada 43 TL’yi aşmışken ilaç fiyatlandırmasında kullanılan DAD kuru yalnızca 21,67 TL'dir. Bu fiyat baskısı nedeniyle birçok kritik ilaç piyasadan çekilmiş, yeni tedavi ilaçları Türkiye’ye getirilemez olmuştur. İlaç yoklukları, özellikle kanser, epilepsi, organ nakli, tüp bebek tedavisi gibi hayati öneme sahip alanlarda ciddi riskler yaratmaktadır.
ECZANELER TAHSİLDARA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Eczanelerin adeta bir tahsildara dönüştürüldüğü muayene ve ilaç katılım payı tahsilatına ilişkin düzenleme, herhangi bir kamu destek politikasıyla güçlendirilmemekte, bu nedenle eczaneler oldukça ciddi sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
GENÇ ECZACILARIN GELECEĞİ BELİRSİZ
Ayrıca, eczacılık fakültelerinde yaşanan kontrolsüz büyüme, hem eğitim kalitesini düşürmüş hem de eczacılık mesleğinde ciddi bir işsizlik dalgasını beraberinde getirmiştir. 1997'de yalnızca 7 olan eczacılık fakültesi sayısı bugün 50'yi aşmış; ancak yalnızca 16 fakülte tam akreditasyon alabilmiştir. Bu durum, niteliksiz eğitim, yetersiz istihdam olanakları ve akredite olmayan mezunlara özel sektörün mesafeli yaklaşımı gibi sorunlarla birleşerek binlerce genç eczacının geleceğini tehdit etmektedir. Serbest eczacılıkta yasal sınırlamalar nedeniyle yeni mezunların eczane açma hakkı da büyük oranda ortadan kalkmıştır.
YAPISAL REFORMLAR GEREKİYOR
Bütün bu sorunlar, eczacı odaları ve eczacılar tarafından çeşitli vesilelerle dile getirilmesine rağmen bugüne kadar yürütme organı tarafından gerçek, uygulanabilir çözümler üretilmemiş, verilen sözler tutulmamış, gerekli önlemler alınmamıştır.
Sağlığa erişim hakkının geliştirilmesi ve halk sağlığının korunması, TBMM’nin en önemli görev ve yükümlülüklerinden birisidir. Bu çerçevede özellikle halk sağlığının korunmasında en az doktorlar gibi önemli bir yer tutan eczacıların halihazırda yaşadığı sorunların tespiti ve bunlara yönelik yapısal ve kalıcı politikalar oluşturulması bir zorunluluktur.
Bu nedenle eczacıların ve eczanelerin içinde bulunduğu durumun tüm boyutlarıyla araştırılması, yapısal reformların belirlenmesi ve halkın sağlık hakkının korunması amacıyla Meclis Araştırması açılması önerilmektedir."