Toplum olarak belirgin bir özelliğimiz var. Herhangi bir olay olduğunda ilgili-ilgisiz tüm taraflar tartışmaya katılır; bilgisi olmayanlar fikir üretir; konunun uzmanlarını ise dikkate almayız. Tartışma büyür sonra da saman alevi gibi söner, her şey unutulur. Aslında bu bizleri yönetenlerin, ‘’Toplum Mühendisliği’’ dedikleri kavram ile bizleri yönlendirme kontrol etme taktiğidir. Çocuk istismarını günlerce konuştuk, yazılar yazıldı, eylemler organize edildi, televizyon programları yapıldı, hükümet bu konuda gerekli çalışmaları yapacağını ifade etti; amiyane tabir ile toplumun gazı alındı, herkes evine döndü. Sonuç eski tas eski hamam.

Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar olayında, ülkemizde son 1 yılda 3 kat artış mevcut. Dünyada üçüncü, Avrupa’da ilk sıradayız. Olayların yalnızca yüzde 5’i ortaya çıkarılmakta, yüzde 95’i gizli kalmaktadır. İstismarcıların yüzde 60’ı akraba ya da yakın komşu, yüzde 10’u aynı evde yaşıyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre yılda 8 bin çocuk cinsel istismara uğramaktadır. Yine aynı bakanlığın 2014 verilerinde (yeni verilere ulaşmak mümkün olmuyor) gerçekleşmiş vakalardan yüzde 50’sinde üstüne üstelik zihinsel engelli çocuğa istismarda bulunan kişiye mahkemenin indirim uyguladığı, iyi hal ve saygın tutum indirimlerinin devam ettiği, açılan toplam dava sayısının 40 bin 266, karar çıkan dava sayısının 24 bin 825 ve mahkûmiyet kararının 13 bin 968 olduğu ifade edilmektedir. Çocuk tecavüzcüsüne ‘’iyi hal ve saygın tutum veya mağdurun pskolojisi bozulmamıştır indirimi’’ uygulayan mahkeme heyetine aslında söylenecek çok şey vardır. Ama en hafifi ile psikiyatrik bir kontrole tabi olmaları gerektiği kanısındayım.

Bir çift sözümüz de başına sarığı sırtına ise cübbeyi geçirince kendisini âlim sanan din bezirgânlarına. Ensar Vakfı gibi vakıflarda ya da dini eğitim alınan bazı kurumlarda bu olaylar olunca hemen bu sahtekârlar devreye girdiler. Dinde bademleme ya da 9 yaşta evliliğin olabileceğine dair sözde fetvaları yandaş basında çarşaf çarşaf yayımlandı. Elinde asa ile dolaşan bazı sapkınlar ‘’Annelerinin ve kız kardeşlerinin dizinden tahrik olduklarını’’ beyan ettiler. Kendi ruh âlemindeki iğrençlikleri dinimize mal etmeye çalıştılar. Bu konuda ciddi din âlimlerinin tepkilerini, uyarılarını, Kuran ayetlerindeki örneklemeleri görmezden geldiler.

AKP hükümeti Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar olaylarının çok ortaya çıkmasını tartışılmasını istemiyor. Bu kanının bende oluşmasına neden olarakta yeni yayınlanan bir yönetmeliği gösterebilirim. 10 Kasım 2017 de Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği yayınlandı. Daha önceki yönetmelikteki Psikolojik Danışmanlık kavramı çıkarıldı.  Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar olayında ihbarlar rehberlik öğretmenlerinden geliyor. Yönetmelik rehber öğretmenlerin sadece rehberlik derslerinde öğrencilerle bir araya gelmesini, öğretmenlerin boş saatlerinde ise psikoloji, sosyoloji derslerine girmesini ya da nöbet tutmasını öngörüyor. Rehber öğretmenlerin boş saatlerinde öğrencilerle birebir görüşmesinin önüne geçiyor. Sınavlarında denetmen olan öğretmenine sırlarını hangi mağdur öğrenci anlatacak. Ayrıca bu yönetmelikte rehber öğretmenlerin ev ve iş yeri ziyaretleri öngörülmektedir. Hükümet istismara uğrayanı bırakıp saldırganın psikolojisini mi değerlendirecek?  Bu da çocuk istismarının en çok fark edildiği ve ihbar edildiği okulların rehberlik birimlerinin devre dışı kalması neden olacaktır.

Sonuç olarak kimse duymuyor ise olay da yoktur.  Hayaldi gerçek oldu…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Gülşen 2018-03-03 23:38:35

Din bezirganlarınında bunu yapanlarında bunlara çanak tutanlarında Allah belasını versin

Avatar
Latife Saribal 2018-03-03 23:43:27

Namussuz Allahsız Allahçılar ile namuslu insanların onur mücadelesi 1700 yıldır sürmektedir.ikrar vermeyip yolu olmayanlar her gün abdest alıp namaz kılsa ne yazar.

Avatar
Şenel 2018-03-07 18:38:32

Bu konuyu çok güzel açıklamış bir metin.Toplumumuzun büyük bir kısmı okumuyor veya internete girme ve kullanma lüksü yok.En cok izlenen bir televizyonda açıklansa bilinclenmek adı na iyi olacak.

banner15