KESK: "‘Yüzde 10 İndirim Günleri Kampanyası’ ile enflasyonla mücadele edilemez!

Hükümetin açıkladığı Enflasyonla Topyekûn Mücadele programı yıl sonuna kadar geçerli olacak yüzde 10 indirim kampanyasının ötesine geçemedi. Programın döviz kurunu aşağı çeken bir etkisi de olmadı. KESK, 'Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı'nı değerlendirdi.

10 Ekim 2018 Çarşamba 17:33
KESK: "‘Yüzde 10 İndirim Günleri Kampanyası’ ile enflasyonla mücadele edilemez!

"İlk adımı bir hafta önce TÜİK Başkan Yardımcısının görevden alınması ile atılan! “Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı”nın ayrıntıları dün Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanmıştır. Hemen başında ifade edelim ki;“Kur farkının fiyatlarda yarattığı etkiyi azaltma” iddiası ile hayata geçirileceği ifade edilen program ile kamuoyu ile adeta dalga geçilmiştir." denilen açıklamada, "TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon rakamları mutfakta, çarşıda, pazarda yaşanan gerçek enflasyondan bihaber siyasi iktidar tarafından ‘sürpriz’ olarak karşılanmıştır. Kameralar karşısına geçen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hükümetin enflasyonla mücadele konusunda kapsamlı bir program hazırlığında olduğunu, programın birkaç gün içinde kamuoyu ile paylaşılacağını müjdelemiştir! Bu açıklamanın yapıldığı dakikalarda tüm kamuoyu TÜİK Başkan Yardımcısının görevden alındığını, yerine Hazine ve Maliye Bakanı’nın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşı olan Enerji Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdür Yardımcısının göreve getirildiğini öğrenmiştir." ifadeleri kullanıldı.

"İğneden ipliğe tüm temel tüketim maddelerine, temel girdiler olan elektrik ve doğalgaza ardı ardına yapılan zamlarla yaşanan gerçek enflasyonun %50’leri aştığı koşullarda çözüm odaklı ve kalıcı bir enflasyonla mücadele politikası bekleyen milyonlar bazı firmalar tarafından iki ay boyunca yürütülecek olan %10 indirim kampanyasını temel almaktan ibaret bir programla karşılaşmıştır." denilen değerlendirmenin devamında şunlara değinildi:

"Söz konusu program kapsamında ayrıca gıda ürünlerinde fiyat dalgalanmalarının Ürün Gözetim Mekanizması ile izlenmesi, ALO 175 üzerinden alınan şikayetlerin değerlendirilmesi ile“fırsatçılık ve stokçulukla daha etkin mücadele edilmesi”, kira artışlarında üst sınır olarak üretici fiyatları yerine tüketici fiyatlarının esas alınması gibi yaşanan soruna kalıcı çözüm üretmekten uzak başlıklar sıralanmıştır. Hazine ve Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre 'Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı'nda en çok öne çıkarılan %10 indirim kampanyası kapsamında binlerce firma ile ürünlerinde %10 indirime gidilmesi konusunda mutabakata varılmıştır.

Söz konusu binlerce firma hangileridir bilinmiyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıklamayı yaptığı İstanbul Kongre Merkezi salonuna bakıldığında mutabakata varılan firmaların büyük sermaye çevrelerine ait firmalar, market zincirleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Tüketici Enflasyonun %24,52 buna karşın Üretici Enflasyonun %46,15 olduğu dolayısıyla tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki makasın %22 gibi ciddi oranda açıldığı koşullarda küçük esnafın, büyük sermayeye ait market zincirleri dışında kalan marketlerin, firmaların %10 indirim kampanyasına katılması mümkün gözükmemektedir."

2019 yılı elektirk ve doğalgaz zammı ile başlayacak

"Diğer taraftan mutabakata varılan binlerce firmanın ürünlerinin fiyatlarında %10 indirim yapıp yapmadığının nasıl denetleneceği, indirimin hangi fiyat üzerinden yapılacağı, örneğin enflasyon Ekim ayında arttığında %10 indirimin Eylül ayı fiyatlarına göre mi yoksa yeni oluşan enflasyon oranına göre mi? yapılacağı gibi noktalar belirsizidir.

Ayrıca takip ettiğimiz kadarı ile Hazine ve Maliye Bakanı’nın konuşmasında kampanyaya katılan firmaların stokladığı ürünleri eski fiyatının çok üzerinde satmasını engelleyecek her hangi bir önlemden söz edilmemiştir. Bu durumda kampanya stokçulara dahi “milli fedakârlık yapan firma” payesi verilmesi tehlikesinin kapısını da açmaktadır.

Hazine ve Maliye Bakanı, yılın başından bugüne %43,64 zamlanan elektriğe ve %41,2 zamlanan doğalgaza, “küresel olarak bir değişim süreci olmazsa” yılsonuna kadar zam yapılmayacağını söyleyerek kamuoyu ile açıkça dalga geçmekten de geri durmamıştır. Bu durumda 2019 yılının elektrik ve doğalgaz zammı ile başlayacağını tahmin etmek zor değildir.

Kısacası dün açıklanan “Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı” yaşanan devasa sorunu kısa vadede ve kısmen çözer gibi görünerek krizin sonuçlarını öteleme, en önemlisi asgari ücretlilerin, işçilerin, kamu emekçilerinin ücret ve maaş artışlarını baskılama mantığının ürünüdür."

Emekçilerin maaşı enflasyon karşısında eriyor

"Bilindiği üzere mevcut siyasi iktidar döneminde hayata geçirilen Milli İstihdam Seferberliği projelerinde ek işçi istihdam eden firmalara teşvik verilmesine dayanmasına rağmen işsizlik sorununa merhem olamamıştır. Projenin ilk aylarında istihdam da çok sınırlı bir artış olsa da daha sonraki aylarda işsizlik oranı yükselmeye devam etmiştir. Dolayısıyla ekonomik gerçeklikleri yok sayan, tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki farkın %22 gibi ciddi bir oranda seyrettiği, faiz oranlarının enerjide, üretimde dışa bağımlılığın rekor kırdığı koşullarda 80 gün sürecek olan %10 indirim günleri kampanyası ile enflasyonla topyekûn mücadele etmek mümkün değildir.

Aslında programı büyük bir müjde verircesine, “bakın burası çok önemli” repliği ile gülümseyerek açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı da bu durumun farkındadır.

Konuşmasında enflasyonla mücadelenin sadece hükümetin değil, 81 milyonun sorunu olduğunu, %10 indirim kampanyası ile iş dünyasının taşın altına elini soktuğunu vurgulayan Hazine ve Maliye Bakanı’nın asıl mesajı maaşları enflasyon karşısında eriyen emekçileredir.

3 Ekimde Türkiye İstatistik Kurumunda (TÜİK) yaşanan manidar görev değişikliğini de göz önünde bulundurduğumuzda, siyasi iktidarın aslında söz konusu programla enflasyonla topyekûn mücadele etmekten çok yılsonu enflasyonunu mümkün olduğunca düşük göstermenin peşinde olduğu görülmektedir.

Kısacası hedef asgari ücret başta olmak üzere ücret ve maaşlarda yılsonunda yapılacak artışların mümkün olduğunca düşük tutulmasıdır. Bunun için önümüzdeki günlerde hükümet kanadından iş dünyasının %10 indirim kampanyası ile milli bir fedakârlıkta bulunduğu sıranın asgari ücretlilere, işçilere, kamu emekçilerine geldiğini temel alan açıklamaların artması ihtimali hayli güçlüdür."

Krizin sorumlusu emekçiler değildir

KESK olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Yaşanan krizin sorumlusu yıllardır yaşanan gerçek enflasyonla yoksullaştırılan, büyümden pay verilmeyen, sendikal hakları teker teker yok edilen asgari ücretliler, işçiler ve kamu emekçileri değildir.

Ülkeyi bugün uçurumun kıyısına sürükleyenler çok uluslu şirketlerin, emperyalist ülkelerin çıkarlarını temel alan neoliberal politikaları yıllardır ısrarla sürdüren, halkın birikiminin ürünü stratejik kamu işletmelerini dahi özelleştirmelerle talan eden, her alanda dışa bağımlılığı artırarak borç batağına saplayan ve bu politikalardan nemalandırılanlardır.

Bu nedenle tüm emekçileri ülkede yaşanan krizin, yıkımın faturasını bizim sırtımıza yıkmayı hedefleyen planlara– programlara karşı topyekûn mücadeleye çağırıyoruz." (BirGün)

Son Güncelleme: 10.10.2018 18:12
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15