Çiğdem Toker yazısında, "Gezi; baskıcı, gerici, tek tipleştirmeyi dikte eden politikalara kitlesel bir itirazdı. Merkezsiz, örgütsüz, kendiliğinden, tam da bunun için kıymetli bir halk hareketi. AKP iktidarı içinse insanların yan yana, kalabalık bir görüntü vermesi, bir amaç için toplanması, ses yükseltmesi ancak onun iradesi, kullandığı sınırsız mali kaynaklar ve iktidar gücüyle organize etmesine bağlıdır. Talimatla düzenlenmemiş, tek tip obje ve kumanyalar dağıtılmamış, insanların cetvelle çizilmiş bir oturma düzeninde dizilmediği, karşısında yüksek bir kürsünün bulunmadığı her kalabalık, AKP için “tehdit” ve “tehlike”dir." ifadesini kullandı.
Toker şunları kaydetti:
"Gezi davasında, toplumun bütününe gözdağı vermeyi amaçlayan güdümlü, ağır kararlar, işte bu karşıtlığın doğurduğu intikamcı bir anlayışın ürünü. Ancak iktidarın göremediği, ne yaparsa yapsın bu toplumda baskıya, dayatmaya, gericiliğe karşı güçlü bir damarın var olduğu gerçeğidir.
Osman Kavala, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ve hukuksuzca alıkonulan herkese dayanışma duygusuyla selamlar."