Gerçek Muhabir

Bankoğlu, 11. Yargı Paketi’nin kadına yönelik şiddet ile cinsel suçlar dolayısıyla koruma kararı aldırmış kadınlar için güvensizlik endişesini artıracaktır"

SİYASET

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, geçen hafta Meclis’e sunulan ve 3 Aralık’ta Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak 11. Yargı Paketi’nin kadına ve çocuğa yönelik şiddet faillerini de kapsayan ceza indirimlerini içermesine sert tepki gösterdi.

BANKOĞLU: AKP ELİYLE CEZASIZLIK SİSTEMİ KURUMSALLAŞTIRILYOR
İKTİDAR, HER FIRSATTA AYNI ZİHNİYETİ YENİDEN RAFTAN İNDİRİYOR
Yargı sistemi, iktidarın siyasi ajandasına uygun keyfi düzenlemeleri nedeniyle her geçen gün
daha da çökertiliyor. Geçtiğimiz hafta Meclis’e sunulan 11. Yargı Paketi, iktidarın yıllardır “af
olmayan aflar” zinciriyle ördüğü cezasızlık rejimine yeni bir halka eklemektedir. Bu paket,
suçluyu ama özellikle şiddet faillerini, kadın katillerini, çocuk istismarcılarını
cesaretlendirmeye yönelik bir siyasi mühendislik ürünüdür. Geçtiğimiz haftalarda
kamuoyuna sızan taslakta yer alan “genel ahlaka aykırı hareketler” gibi muğlak, ayrımcı ve
tüm toplumu kriminalize etmeye açık düzenlemeler feminist örgütlerin haklı mücadelesi
sonrası paketten çıkarılmıştı. Ama yeni teklifle gördük ki bu konu kapanmış değil ve iktidar,
her fırsatta aynı ataerkil zihniyeti yeniden raftan indirmeye hazır durumda. Adalet Bakanı’nın
demeçleri de bunun açık işaretidir.
BU AF KADINA YÖNELİK ŞİDDET FAİLLERİNİ DE KAPSAYACAK
11. Yargı Paketi’nin içine yerleştirilen COVID-19 izinlerinin genişletilmesine ilişkin
düzenlemeler açık bir örtülü af niteliği taşımaktadır. Söz konusu teklifte terör ve örgütlü
suçlar hariç 23/07/2023 öncesi işlenen suçlar af kapsamına alınmış durumdan. Bu haliyle bu
af, ne yazık ki kadına yönelik şiddet faillerini de kapsayacaktır. Ceza indirimi ve erken tahliye
uygulamalarının, faillerin yeniden mağdura yönelme ihtimalini artırdığını birçok çalışma
gözler önüne serdi. Şiddetle mücadelede durumumuz ortadayken, yapılacak yeni tahliyeler
şiddetin cezasız kalacağına yönelik algıyı daha da artıracaktır. Faillerin af yoluyla serbest
bırakılması koruma kararlarını işlevsiz hale getiriyor. Kadınların her gün öldürüldüğü, her gün
binlerce kadının şiddet görme korkusuyla yaşadığı bir ülkede, bu paketi hazırlayan siyasi aklın
kadın düşmanı politikalar uyguladığı artık herkesin malumudur.
BU FAİLLERİN DE AYNI SUÇU İŞLEMEYECEKLERİNİN GARANTİSİNİ KİM VERİYOR?
Kadın katillerinin, çocuk istismarcılarının, tecavüzcülerin “infaz düzenlemesi” adı altında
serbest bırakıldığı bir ülkede adalet çökmüştür. Her ay bir kadının “aftan yararlanarak” dışarı
salınmış bir fail tarafından öldürüldüğünü hepimiz acıyla ve öfkeyle izliyoruz. Faillerin
denetimli serbestlik sürecinde hiçbir takibinin yapılmadığını da biliyoruz. Şimdi yeni afla bu
faillerin de aynı suçu işlemeyeceklerinin garantisini kim veriyor? Zaten bu failleri yargılarken
envai çeşit indirimle cezaları hafifletiyorsunuz. Şimdi hangi kurum, hangi mekanizma, hangi
devlet aklı kadınları ve çocukları koruyor?
SUÇLULAR TEŞVİK EDİLİYOR, ADALET YERLE BİR EDİLİYOR
İktidarın yıllardır uyguladığı politikalar, potansiyel failleri açıkça cesaretlendirmektedir.

Kadın erkek eşitliğini yok sayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması başta olmak üzere her
fırsatta kadınların kazanılmış haklarını tartışmaya açan bu iktidar; adalet sistemindeki
cinsiyetçi uygulamaları ve af düzenlemeleriyle suç işlemeyi neredeyse teşvik etmektedir. Bir
yandan düşünce ve ifade özgürlüğü alanını baskı altında tutmaya devam ederken ve
uyuşturucu satıcısından dolandırıcıya kadar birçok suçluyu fiilen affederken toplumu suça
karşı savunmasız bırakan düzenlemeler ile iki yüzlü bir politika izlemektedir. Bunu kabul
etmiyoruz. Bu ve benzeri paketler, artık suçlunun değil, mağdurun cezalandırıldığı rejimi
kurumsallaşması demektir. Kadınların güvenliğinin hiçbir siyasi pazarlığın, oy hesabının
malzemesi yapılmasına izin vermeyeceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.