KANKO; “SAYIŞTAY YILLARDIR AYNI USULSÜZLÜKLERİ YAZIYOR”
Kanko açıklamasında şunları ifade etti:
“Cumhurbaşkanlığı ve bağlı/ilgili kurumların 2026 yılı bütçesi, kesin hesapları ve Sayıştay raporları
yalnızca rakamlar değildir; devletin yönetim anlayışını, kamu kaynaklarını kullanma biçimini ve
denetim kültürünü gösterir. Bu nedenle bütçeyi değerlendirirken temel ölçütlerimiz şeffaflık, hesap
verebilirlik, etkinlik ve kamu yararı olmak zorundadır.”
“BÜTÇE ARTIYOR, DENETİM MEKANİZMALARI GÜÇLENMİYOR”
Kanko, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin her yıl düzenli olarak büyümesine karşın, Sayıştay raporlarında
yer alan usulsüzlüklerin de aynı şekilde tekrarladığına dikkat çekti. Kesin hesapların, planlanan
harcama ile gerçekleşen harcama arasındaki farkı yeterince açıklamadığını belirterek şu
değerlendirmeyi yaptı:
“Bütçe büyürken denetim aynı oranda güçlenmiyor. Doğrudan temin alımları, mevzuata aykırı
uygulamalar ve açıklanmayan harcama farkları saydamlığı zedeliyor.”
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın hassas görev alanına saygı duyduklarını belirten Kanko, buna rağmen
bütçe denetiminin vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Taşınır-mal kayıtları ve hizmet alımlarındaki
eksiklerin daha güçlü kontrol ihtiyacını ortaya koyduğunu söyledi.
MGK Genel Sekreterliği için de mali raporlama şeffaflığında sınırlı ilerleme olduğuna dikkat çeken
Kanko, Sayıştay bulgularının aynı tür hataların tekrarlandığını gösterdiğini ifade etti.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI: “KAMU YARARI MI, SİYASİ İLETİŞİM Mİ?”
İletişim Başkanlığı’nın artan bütçesi ve genişleyen yapısının dikkat çekici olduğunu belirten Kanko,
tanıtım faaliyetleri, medya alımları ve kamuoyu araştırmalarındaki şeffaflık eksikliğine işaret etti:
“Bu kurumun faaliyetlerinin kamu yararı için mi yoksa siyasi iletişim için mi yürütüldüğü sorusu
gündeme geliyor. Siyasi iktidarın çıkarları doğrultusunda hareket eden bu yapı, vatandaşın
vergilerini adeta heba etmektedir.”
DİYANET VE KÜLTÜREL KURUMLAR: “DEVASA BÜTÇE, ZAYIF DENETİM”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devasa bütçesine rağmen taşınmaz yönetimi, ihale süreçleri ve personel
harcamalarında sürekli tekrarlanan sorunlara dikkat çeken Kanko, kesin hesapların bu büyümeyi
gerekçelendirmekte yetersiz kaldığını söyledi.
Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Milli Saraylar İdaresi için ise restorasyon, bakım ve mal alım
süreçlerinde mali disiplinin sağlanamadığı yönündeki Sayıştay bulgularını hatırlattı.
Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yüksek maliyetli projelerinde gecikmeler ve artan maliyetlerin
dikkat çekici olduğunu belirten Kanko, izleme-denetleme mekanizmalarının zayıflığının risk
oluşturduğunu söyledi.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın bütçe mimarisini kuran kurum olmasına karşın kendi bütçesinde bile
analiz, izleme ve performans değerlendirme eksikleri taşımasının kaygı verici olduğunu vurguladı.
CUMHURBAŞKANLIĞI 2026 BÜTÇESİ: “GÜNLÜK 58 MİLYON TL HARCAMA, HALK
GEÇİM DERDİ İÇİNDEYKEN KABUL EDİLEMEZ”
2026 bütçe teklifinde Cumhurbaşkanlığı’na 21 milyar 286 milyon TL ayrıldığını hatırlatan Kanko,
bunun 2025’e göre %26’lık artış anlamına geldiğini belirtti.
“Bu rakam kabul edilirse Saray’ın günlük harcaması resmi verilere göre yaklaşık 58 milyon TL’ye
çıkacaktır. Halk geçim derdi içindeyken, vatandaş kemer sıkarken böylesine bir kaynak tahsisi
toplumsal adalet açısından kabul edilemez.”
Kanko, 2024 Sayıştay raporlarının yine aynı usulsüzlükleri tekrar ettiğini söyleyerek şu soruyu
yöneltti:
“Sayıştay aynı hataları yıllardır kayda geçiriyor ve buna rağmen aynı kurumlara aynı ödenekler
veriliyorsa bu hesap verebilirlik midir, yoksa AKP hükümetleri döneminde kamunun kaynaklarıyla
oluşan bir ‘göz yumma kültürü’ müdür?”
“LÜKS, İSRAF VE DENETİMSİZLİK BÜTÇENİN GERÇEK FOTOĞRAFIDIR”
Kanko, 2026 bütçesinde personel ve mal-hizmet giderlerinin ciddi biçimde artırıldığını ancak bunun
kamu hizmeti yerine lüks ve israf üzerinden gerçekleştiğini belirtti:
“Uçaklar, saraylar, lüks araçlar, koruma orduları, şatafatlı organizasyonlar, örtülü harcamalar…
Bunlar vatandaşın refahına değil, idari prestij harcamalarına hizmet ediyor.”
Komisyona çağrıda bulunan Kanko, bütçenin salt rakam olarak onaylanmaması gerektiğini
vurguladı:
“Komisyondan beklentimiz, bütçeyi sorgusuz sualsiz onaylamak değil; kalem kalem incelemek,
Sayıştay bulgularını dikkate almak ve harcama önceliklerini halkın temel ihtiyaçları doğrultusunda
yeniden düzenlemektir. Aksi halde bütçe büyür ama yük yine dar gelirlinin sırtına biner” ifadelerini
kullandı.