Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a adliye önünde gerçekleşen saldırıda kendini siper eden CHP'li Muharrem Erkek, Gerçek Muhabir'e konuştu.
İşte bu çok özel röportajın tamamı;
Can Dündar’a saldırı anında sizde oradaydınız. Süreç nasıl gelişti anlatır mısınız?
Her şey olağandı. Savunmalar tamamlandı. Müzakere için verilen arada Can, eşi ve ben adliye karışında kahve içmeye giderken, saldırgan birden önümüze çıktı. Sağ elini havaya kaldırarak 3 el ateş etti. Aramızda 3 metre vardı. Silah sağ elindeydi ve Can’ın göğsüne nişan aldığını gördüm. Eyvah öldü dedim. İlk hamle Dilek hanımdan geldi. Ben o sırada Can’ın sağından açılarak, saldırganın sağ elini sıkıca kavrayıp aşağıya indirdim fakat silahı sol eline almış. Saniyelik gelişti olaylar. Zaten saldırıyı bertaraf edip, saldırganı etkisiz hale getirdikten kısa süre sonra da polis olay yerine geldi. Teslim ettik.
Saldırı esnasında hiç düşünmeden kendinizi siper ettiniz. Kaç kişi o silahın önüne kendini atabilir ki?
Bu durumu çok abartmamak gerektiğini düşünüyorum. İnsani bir refleksti benim ki. Anlık gelişti her şey ve biz gereken neyse onu yaptık.
Peki ya Dilek hanım?
E tabi onun hayat arkadaşı. İlk müdahale de ondan geldi. Çok cesur bir kadın.
Bu cesur hareketiniz sosyal medyada çok konuşuldu. Ne tür tepkiler aldınız?
Her olayda olduğu gibi beni tanıyanların, parti tabanımın ve vicdanlı insanların büyük saygısına mazhar oldum.
Tabi güzel tepkilerin yanında üzüldüğümüz durumlar da oluyor. Örneğin havuz medyası bu olay için kurgu diyor. Ben bizzat gördüm Can’ın yüzündeki korkuyu. Rengi bembeyaz oldu. Yağız Şenkal uzaklaştırdı olay yerinden. Toplumu öyle bir kutuplaştırdılar ki sosyal medya üzerinden çirkin söylemler rahatça ifade edilir oldu.
Bu saldırı ve dava özelinde Türkiye’de basın özgürlüğünü değerlendirmeniz gerekirse, neler söylersiniz?
21 yıllık ceza avukatı olarak düşüncem bu saldırının önceden planlı olduğunu yönündedir. Saldıran şahıs çok soğukkanlıydı. Belli ki önceden çalışılmış.
Biz bütün davalarda buradaydık. Yakından takip ettik tüm süreci. Öncelikle şunu söylemek gerekir; bu dava sonucunda, devleti yöneten bazı kişilere suçüstü yapıldığı tescillenmiştir. Yabancı ülkelere silah taşımak suçtur. Anayasa çok açık. Tüm dünya gerçekleri görüyor.
Devletin en tepesindeki insanlar hedef gösteremez. Bu kutuplaşma sürdürülemez. Farklı düşünce ve fikirlere saygı duyulmalı. İşin en temeli kamuoyunun haber alma hakkı vardır. Can Dündar ve Erdem Gül’ün ceza değil, ödül alması gerekirdi.
Ali Güneş / Gerçek Muhabir