CHP’li Aşkın Genç: “Faiz 2,7 trilyon, yatırım 1,4 trilyon; bütçe üretimi değil borcu büyütüyor”

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2026 bütçesini eleştirerek, “Faiz gideri 2 trilyon 720 milyar liraya çıktı, yatırım harcamalarının neredeyse iki katı. Ülke her 100 liralık yatırım için 182 lira faiz ödüyor. Bu tablo üretim ekonomisinin değil, borç ekonomisinin sonucudur.” dedi.

07 Kasım 2025 Cuma 16:01
CHP’li Aşkın Genç: “Faiz 2,7 trilyon, yatırım 1,4 trilyon; bütçe üretimi değil borcu büyütüyor”

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve
Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, iktidarın ekonomi politikalarını
eleştirdi.
Genç, 2026 yılı bütçesinin üretim yerine faizi öncelediğini belirterek, “Faiz ödemeleri
yüzde 60 artarken, yatırım harcamaları reel olarak azaldı. Bu bütçede üretici yok,
emekçi yok; sadece faiz ve borç var.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında gelir adaletsizliği, artan dolaylı vergiler ve Anadolu’daki sanayi
merkezlerinin yaşadığı ekonomik daralmaya dikkat çeken Genç, “Kayseri bugün
Türkiye ekonomisinin gerçek röntgenidir; bütçe faizle büyüyor, şehirler borçla
küçülüyor.” dedi.
Genç, konuşmasında şunları kaydetti:
“Her 100 liralık yatırım için 182 lira faiz ödenecek”
“Karşımızda duran bu bütçe aynı zamanda bir tercihin de beyanı olduğunu gösteriyor
bizlere. Rakamları yan yana koyduğumuzda açıkça görüyoruz ki bu ülkenin bütçesi
artık üretimle değil ne yazık ki faizle dönüyor. 2026 yılı bütçesinde faiz gideri 2 trilyon
720 milyar TL, yatırım harcamaları ise 1 trilyon 494 milyar TL yani ülke her 100 liralık
yatırım için 182 lira faiz ödeyecek demektir.
“2026’da vergi istisnalarının maliyeti, tüm yatırım bütçesinin 2 katı”
Bütçe açığı 2 trilyon 831 milyar TL'ye, toplam borç stoku ise 13 trilyon lirayı aşmış
durumda. Bu açığın kaynağı üretim değil, faiz, vergi afları, vergi istisnaları ve bütçe
dışı harcamalarıdır. 2026'da yalnızca vergi istisnalarının maliyeti 3 trilyon 457 milyar
TL, bu tüm yatırım bütçesinin 2 katı. Sayıştay raporlarında kamu kaynaklarının
planlamasında verimlilik ilkesinin tamamen kaybolduğu yazıyor. Faiz ödemeleri yüzde
60 artarken yatırım harcamaları reel olarak azaldı. Bakanlık ‘mali disiplin’ diyor ama
halkın mutfağında disiplin değil ne yazık ki yangın mevcut.

Enflasyon hedefi 2026 için yüzde 16 olarak belirlenmiş ancak fiili enflasyon ENAG'a
göre yüzde 60, TÜİK'e göre yüzde 33. Vatandaşın cüzdanıyla TÜİK'in tablosu
arasında büyük uçurum mevcut. Hazinenin borçlanma faiz oranı yüzde 33'e çıktı,
2024'te bu oran yüzde 22’ydi yani bir yılda sadece faiz farkı eğitim ve sağlık
bütçelerinin toplamına eşit hâle geldi. İktidar büyüme olarak yüzde 3,8 hedefi koymuş
ama bu büyüme halkın sofrasında değil, finansal tabloların üst satırında kalıyor çünkü
ekonomiyi büyütenler artık üreticiler değil, faiz geliriyle yaşayan yüzde 1'lik kesim.
“Kamu gelirlerinin yüzde 68’i dolaylı vergilerden geliyor”
Gelir adaleti bütçede de bozulmuş durumda. Kamu gelirlerinin yüzde 68'i dolaylı
vergilerden geliyor yani ekmeğe, elektriğe, benzine vergi veren halk bütçeyi taşıyor
ama bütçenin kaymağını büyük şirket istisnaları yiyor. Bir örnek daha, 2026 yılı
bütçesinde kamunun borç faizine ayırdığı kaynak tüm tarım desteklerinin tam 13 katı.
Bu ülkede üretim yapan değil borç veren ödüllendiriliyor.
“Kayseri'nin 2025 yılı ocak-eylül ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde
25 azaldı”
Sanayi deyince, üretim denince akla gelen şehir seçim bölgem Kayseri'dir ama
bugün Kayseri iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının en ağır bedellerini
ödemekte. TÜİK verilerine göre Kayseri'nin 2025 yılı ocak-eylül ihracatı geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 25 azalmış durumda, evet, tam yüzde 25'lik bir düşüşten
bahsediyoruz. Sanayi kenti olarak bilinen Kayseri artık Türkiye ekonomisinin
kırılganlığının laboratuvarına dönüşmüş durumda.
“Kayseri'de her üç KOBİ'den 1'i ya personel çıkardı ya üretimi kıstı”
Fabrikalar üretim kısıyor, siparişler azalıyor, ihracat pazarları daralıyor, fabrika
sahipleri fabrikalarını satıyorlar, kendi yerlerinde kiracı noktasına geliyorlar, sanayici
krediye ulaşamıyor, esnaf borcunu çeviremiyor, çiftçi gübre alamıyor. İktidarın
‘Büyüyoruz’ dediği dönemde Kayseri'de her üç KOBİ'den 1'i ya personel çıkardı ya
üretimi kıstı veya üretimi durdurdu. Bu tablo Anadolu sermayesinin sessiz çığlığıdır
ama ne yazık ki Ankara'dan duyulmuyor.
“Enerji maliyetleri iki yılda yüzde 130 arttı, faiz oranları yüzde 57'yi geçti”
Sadece bu yıl için şu ana kadar Kayseri'de 43 firma konkordato ilan etti, bu rakam
sadece bir istatistik değil, her birinin arkasında işini, emeğini, geleceğini kaybeden
insanlar var, aileler var. Kayseri iş dünyası artık üretim planı değil, hayatta kalma
mücadelesi veriyor çünkü enerji maliyetleri iki yılda yüzde 130 arttı, faiz oranları
yüzde 57'yi geçti, girdi maliyetleri dövize endeksli hâle geldi. Bütün bunlar olurken
Hazine ve Maliye Bakanlığı hâlâ mali disiplinden söz ediyor.
“Kayseri bugün Türkiye ekonomisinin gerçek röntgenidir”

Bu tablo disiplin değil ne yazık ki ekonomik bir çöküntüdür. Disiplin borcu büyütüp
üretimi kısan bir mekanizma değildir. Disiplin, yerelde sanayici, üretici, esnafı ayakta
tutmaktır ama siz Anadolu’nun üretim merkezlerini göz göre göre kaybediyorsunuz.
Kayseri'de ihracat yüzde 25 düşmüşse bu sadece dış ticaret dengesiyle
açıklanamaz, bu politik de bir tercihin sonucudur. Yüksek faiz, yüksek vergi, belirsiz
kur politikası; bu tercihlerle üretim olmaz, sadece kriz büyür. Kayseri bugün Türkiye
ekonomisinin gerçek röntgenidir. Bütçe faizle büyüyor, şehirler borçla küçülüyor; bu
kadar açık ve net.”

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.