Gürer, yem fiyatlarındaki artış nedeniyle besicinin zarar noktasına erdiğini, artan girdi maliyetleriyle
hayvancılık yapanların sıkıntılarının katlandığını belirtti. Buna rağmen fiyat artışlarının enflasyonu
düşük göstermek adına son iki ay baskılandığını, yıl bitmeden fiyat artışlarının yeniden ortaya çıktığını
ifade etti.
Ömer Fethi Gürer, “Girdi maliyetleri düşürülmeden, ithal yem fiyatlarındaki artış önlenmeden raftaki
fiyatlar durmaz. Hayvancılık yapan ‘zarardayız’ diyor, vatandaş ise ‘cepteki gelirle et alacak hâlimiz
kalmadı’ diyor. Süreci yönetmesi gereken iktidar seyrediyor. Yeme yüzde 50 sübvansiyon verilmeli ki
maliyet düşsün. 50 kilogram süt yemi 900 lira olmuş, besici zor durumda. Emekli ve asgari ücretli ise
açlık sınırı altında kalan gelirle et için bütçe ayıramıyor. Gramla alırsa şükür ediyor. Fiyat arttıkça ete
bakıp geçiyor,” diye konuştu.
Gürer, “İktidar ithalatla fiyatları düşüreceğini sanıyor ama veriler tam tersini söylüyor. 1,3 milyar
dolardan fazla parayı yabancı besiciye yedirdiler. Bizim vatandaşımız ise hâlâ pahalı et yiyor ve
görünen o ki daha da pahalıya yemek zorunda kalacak,” dedi.
ASGARİ ÜCRET BELİRLENDİ, ET FİYATLARI DA ARTMAYA BAŞLADI
24 Aralık 2025 tarihinde belirlenen yeni asgari ücret, açlık sınırının altında açıklandı. Sanki asgari
ücreti bekler gibi, ertesi gün kesimhane, kasap ve marketlerde et fiyatlarında artış başladı. Enflasyon
verileri için baskılanan fiyatlar yeniden yükselişe geçti.
Ömer Fethi Gürer,
• 11 Aralık’ta 528 TL olan dana bıçak yağsız etin kilogram fiyatının,
• 25 Aralık’ta, yani asgari ücretin açıklandığı günün ertesi günü, 569 TL’ye çıktığını söyledi.
Gürer, sadece 14 günde dana etindeki artışa dikkat çekerek, “Asgari ücretlinin cebine henüz tek kuruş
girmeden, sofrasındaki etin kilosu 41 lira birden arttı. Kuzu etinde de benzer bir hareketlilik var. 18
Aralık’ta 528 TL olan fiyat, bir haftada 536 TL’ye yükseldi,” dedi.
İTHALAT LOBİLERİ KAZANIYOR, ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ KAYBEDİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2025 yılının ilk 10 ayına ait dış ticaret verilerine göre şu
bilgileri paylaştı:
2025 Yılı (İlk 10 Ay):
Canlı sığır: 585.855 baş – 927.064.286 dolar
Kırmızı et (kemikli/kemiksiz): 52.811 ton – 410.637.908 dolar
Toplamda 1.337.702.194 dolar ödendi.
“1,3 MİLYAR DOLARI YABANCI ÇİFTÇİYE VERDİLER!”
Gürer, “2025’in ilk 10 ayında toplamda 1,33 milyar dolar, güncel kurla yaklaşık 56 milyar TL’den fazla
para canlı hayvan ve et ithalatı için yurt dışına gönderildi. Bu kaynak yerli üreticiye destek olarak
verilse, yem fiyatları sübvanse edilseydi bugün et fiyatlarını konuşuyor olmazdık. İktidar ithalat
politikasında ısrar ettikçe, hayvancılıktaki sorunlar devam ediyor,” diye konuştu.
“YERLİ HAYVANCILIK BİTİRİLİYOR”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ithalatın sadece fiyatları düşürmemekle kalmadığını, yerli
besiciyi de üretimden kopardığını belirterek şunları söyledi:
“52 bin tonun üzerinde et ithal etmişiz, yarım milyondan fazla canlı hayvan getirmişiz ama hâlâ
raflarda sorun var. Bu tablo gösteriyor ki ithalat çözüm değil, aksine bir bağımlılık yaratıyor. İthalat
lobileri bayram ederken, ülkemiz besicisi ahırını boşaltıyor. Karkas etin maliyeti artarken, yem fiyatları
kontrol altına alınmadan et fiyatlarının düşmesi zor.”
GÜRER’İN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Siyasi iktidara çağrıda bulunan Ömer Fethi Gürer, şu önerileri sıraladı:
“Besicinin en büyük gideri olan yem fiyatları sübvanse edilmeli. İthal değil, yerli yem üretimi
sağlanmalı. On iki ay kapalı beslenmek zorunda kalan hayvanlar için mera hayvancılığının yolu
açılmalı. Yerli ırklar için daha fazla destek verilmeli. Ahır giderlerini düşürecek önlemler artırılmalı.
Küçük aile tipi işletmeler korunmalı. Bir litre süt, en az bir buçuk kilo yem alabilir hâle getirilmelidir.
Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı fiyat taban fiyat olmalıdır. Hayvan hastalıkları ve buzağı ölümleriyle
mücadele güçlendirilmelidir. Hayvancılığın temeli olan meralar ranta değil, ıslah edilerek kaliteli yem
alanları olarak açılmalıdır. Marka ürünler üretilerek katma değerli ürünlerle yurt dışına ihracat
yapılmalıdır. Yerli aşı geliştirilmeli, veteriner hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Hayvan bakımı zordur,
meşakkatlidir. Hayvancılık yapanın zarar etmemesi, vatandaşın uygun fiyatla ürüne ulaşması doğru
tarım politikalarıyla mümkündür. Et fiyatlarındaki artış maliyettendir. Asıl sorun, bu ete
ulaşamayanlara hak ettikleri ücretin verilmemesidir.”
