“Gebze’de bir ortaokulda öğrencilerin namaz kıldıklarının “çizelgelerle” takip edildiği haberi,
eğitim sistemimizin içler acısı halini bir kez daha ortaya koydu. Bu tablo, yalnızca bir okulun
değil, tarikatlara bağlı olan Milli Eğitim Bakanın ve Bakanlığın ideolojik yöneliminin açık bir
sonucudur. Eğitim sisteminin temelini bilimsel ve laik ilkeler yerine tarikatların dayattığı
kurallarla şekillendiren bu yaklaşım, Türkiye’nin geleceğini karartmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, öğrencileri çağdaş, eleştirel düşünebilen ve yaratıcı
bireyler olarak yetiştirmektir. Ancak son yıllarda, Bakanlık, bu görevini tarikat ve cemaatlerin
taleplerine teslim ederek yozlaşmıştır. Gebze’deki olay, bu yozlaşmanın sıradan bir örneğidir.
Namaz takvimi çizelgesi gibi uygulamalar, öğrencilerin özgür iradesini baskı altına almanın
bir yoludur” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Tarikatlara Yakın Politikaları, Ülkedeki Dengeyi
Bozmaktadır!
Kanko, “Bu tür uygulamalar, çocukların dini ritüellere zorlanmasıyla yetinmez; aynı zamanda
farklı inançlara veya inançsızlığa sahip bireyleri de dışlar. Bu, anayasada güvence altına
alınan laiklik ilkesine aykırıdır ve toplumsal ayrışmayı körükler.
Türkiye’nin eğitim sistemi, laiklik ilkesine dayandığı için uzun yıllar boyunca çeşitlilik içinde
bir arada yaşamayı mümkün kılmıştır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarikatlara yakın
politikaları, bu dengeyi bozmaktadır.
Tarikatlar, eğitim sistemi içinde kendi ideolojilerini yaymaya çalışırken, bilimsel bilginin
önünü kesmektedir. Daha önce yaşanan FETÖ gibi örnekler, dini yapılanmaların eğitim
sistemi üzerindeki etkisinin nelere yol açabileceğini açıkça göstermiştir. Ancak iktidar, bu acı
tecrübelerden ders almak yerine, başka tarikat ve cemaatlere alan açmaya devam ediyor.
Gebze’deki olay, yalnızca bu sürecin bir yansımasıdır. Tarikatların denetimsiz etkinliği,
eğitim sistemimizi karanlığa sürüklüyor.
Gebze’deki bu olay, Türkiye’de eğitim sisteminin içinden geçtiği tehlikeli sürecin sadece bir
örneğidir. Milli Eğitim Bakanlığı, tarikatların taleplerini karşılamakla meşgulken,
çocuklarımızı çağdaş ve bilimsel bir eğitimden mahrum bırakmaktadır.
Bu ülkenin geleceği, sorgulayan ve düşünen bireylerle mümkün olacaktır. Ancak Milli Eğitim
Bakanlığı’nın bu politikaları devam ederse, Türkiye’yi yalnızca tarikatların ve dogmatik
düşüncenin yönettiği bir karanlık bekliyor olacaktır. Bu yanlıştan dönmek, hem hükümetin
hem de toplumun en büyük sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
13 Aralık 2024 Cuma 15:57
