YOKSULLUK KONUŞULMASIN DİYE CADI AVINA BAŞLADINIZ!
Bankoğlu Meclis kürsüsünde şunları söyledi:
Adaletsizlikte tarihe geçmiş bir iktidarın adaletle ilgili teklifini görüşüyoruz. Derece yaptığı
hâlde hâkimlik mülakatından elendiği için intihar eden Mert'in kırkı bile çıkmadan hâkimlik
kurasında Erdoğan'a akrabalarını tanıştırıp şov yapanların teklifini görüşüyoruz. 36'sı çocuk
72 vatandaşımızın diri diri yanarak Bolu'da hayatını kaybettiği facianın üstünden 22 gün geçti.
10 günde her şeyi ortaya çıkarma sözü veren İçişleri Bakanı ise hâlâ sessiz, Turizm Bakanı
koltuğunda, tek bir istifa bile yok. Bu katliamdan hiçbir sorumluluk duymadığınız gibi, otelleri
denetlemeyi de ancak akıl edebildiniz. Demokrasimizin en onurlu hareketlerinden biri olan
Gezi direnişinin üzerinden 12 yıl geçti, 12 yıl sonra bir menajer tutuklandı, sanatçılar ifadeye
çağırıldı. Yoksulluk gündemini değiştirmek için bir anda cadı avına başladınız yine. Belediye
başkanlarımız akıl almaz şekilde soruşturmalarla yine tutuklandı, İstanbul Belediye
Başkanımız Ekrem İmamoğlu ifadeye çağrıldı, ne konuşsa üzerine soruşturma açtınız, binlerce
bilirkişi içinden yetkinliği olmayan birini bilirkişi olarak atadınız, kılıfına bile uydurmayı lüzum
görmeyip bu bilirkişiyi her davaya atadınız, bilirkişi raporuyla belediye başkanımıza jet hızıyla
soruşturma başlattınız, gazetecileri jet hızıyla gözaltına aldınız. Koltuğu riske girince jet hızıyla
soruşturma açan iktidar, insan canı söz konusu olunca ölü taklidi yapıyor. Tüm bu akıl almaz
olaylar 25 gün içinde oldu. Ülkeyi macera romanı hâline getirdiniz.
TARİKATTA ZİKİR ÇEKEN RÜTBELİLERİ EMEKLİ EDENLER GENÇ TEĞMENLERİ İHRAÇ ETTİ
Ordumuzun göz bebeği teğmenlerimiz ve amirleri saray talimatıyla ihraç edildi, yetmedi,
ihraç edilen teğmenler sosyal medyada linç edildi, türlü türlü hakaretler, iftiralarla "darbeci",
"hain" ilan edildi. Üniformasıyla tarikatta zikir çeken generali ihraç değil, emekli edenler;
ülkemizin, ordumuzun kurucusuna bağlılık yemini eden derece yapmış, idealist gençleri ihraç
ediyor. İhraç kararınızın gerekçesinde “Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılığı ifade eden ‘Mustafa
Kemal Atatürk'ün askerleriyiz’ sözünü amacı dışında kullanmak disiplinsizliktir” deniliyor. Bu
söz nasıl bir disiplinsizlik oluşturabilir? Bu teğmenler okullarını 1'incilikle bitirmiş, bugüne
kadar hiçbir disiplinsizlik suçu işlememişler ama bu teğmenler mezuniyet töreninden sonra
kendi aralarında ritüel hâline gelmiş bir subayın yeminini ederek disiplinsizlik işlemişler, öyle
mi? Gerçek sorununuz elbette bu değil, gerçek sorununuz laik cumhuriyet, Atatürk’ün ilke ve
inkılapları ve tabii ki, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sözleri.
SAVCI SARAY’DA, HAKİMLER KURADA, BİLİRKİŞİ SATILMIŞ OLUNCA GEZİ TERÖR OLUYOR
Amacınız, birlik ve beraberliği bozarak, düşman yaratarak kendi tabanınızı bir arada tutmak.
İktidar, işte bu yüzden, sadece ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusuna bağlılığını ifade eden pırıl
pırıl teğmenlerin geleceğini karartmıştır hem de bilerek, isteyerek ve gözdağı vererek. Biz bu
yapılanları aslında Balyoz dan Ergenekon;dan çok iyi biliyoruz, o dönemin Başbakanı Bu
davanın savcısı benim diyordu. İhraç edilen teğmenlerimiz içinde aslında senaryo benzer.
Üstelik, bu kumpasın savcısı da değişmedi. Savcının Saray’da, hâkimin akraba kurasında,
bilirkişinin satılmış, yargının araçsallaştırılarak cübbelerin iliklendiği bir düzende Mustafa
Kemal'in askerleri darbeci, Gezi direnişi terör, sanatçılar etki ajanı, gerçekleri halka anlatan
gazeteciler de suçlu oldular öyle mi?
TEĞMENLERİ İHRAÇ EDERKEN ASLINDA VATAN VE HİZMET AŞKINI DA İHRAÇ ETMEK
İSTİYORSUNUZ
Geldiğiniz günden beri cumhuriyet değerlerini, ilke ve devrimlerini hedef alan bir anlayışla
karşı karşıyayız. Biz teğmenlerimizin yanındayız. Onları ihraç etseniz de onlar bu halkın
gözünde Ata'sının onlara miras bıraktığı laik, sosyal ve hukuk devletinin askerleridir. Siz
Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde olmaya yemin etmiş teğmenleri ihraç ederken aslında bu
inancı, vatan ve hizmet aşkını da ihraç etmek istiyorsunuz. Yıllarca siz millî bayramları
coşkuyla kutlamamızı engellediniz, olmadı; Anıtkabir'de slogan attırdınız, tutmadı; Mustafa
Kemal'in askerlerini, teğmenlerini ihraç ettiniz ya, yine tutmayacak; yıldıramayacaksınız.
Hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz.