Güçlü bir duruş, dilinden dökülen her şarkı sözünde sizi alıp götüren harika bir ses, bir opera sanatçısı olarak her müzik türünde başarılı seslendirme, yüreği de kendi gibi güzel bir kadın; Zeynep Halvaşi...
Kendisini ilk olarak Ankara Devlet Opera ve Bale Sahnesinde dinleme fırsatı buldum. Her dinleyeni kendine hayran bırakan bu muazzam sese türküleri de çok yakıştırdım. Özellikle Aşık Mahzuni'nin 'Kirvem' türküsünü kendisinden dinlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Etkisinden çıkamadığım bir performanstır.
(Dinlemek isteyenler için linkini buraya bırakıyorum. ......)
Şimdilerde ise ''Zülfü Livaneli ile Sevdalım Hayat'' projesiyle karşımıza çıkıyor. Büyük Usta Zülfü Livaneli'nin hem şarkılara eşlik ettiği ama daha çok hayatından kesitler sunduğu, hikayeler anlattığı harika bir proje.
Önümüzdeki aylarda solo bir albüm de çıkaracak olan Zeynep Halvaşi ile hayatına ve sanat faaliyetlerine dair konuştuk.
*Çok özgün bir soyadınız var, anlamı nedir?
Babam ve ailesi Gürcistan Batum göçmeni, Artvin’e yerleşmişler. Ben de Artvin doğumluyum. Aslında orijinal hali Halvaşivili, sonrasında Halvaşi olarak kullanılmış. 'Lider' anlamına geliyor...
*Müzik hayatınıza ne zaman girdi? Uzun ve zorlu bir eğitim süreci olduğunu biliyorum...
Aslında çok bilinen bir cümle olacak ama çocukluğumdan beri diyebilirim. Konuşmaya başlamadan önce mırıldanmaya , duyduğum müzikleri tekrarlamaya başlamışım, annem hep anlatır. Zaman geçtikçe benim en doğal halim, beni en net tanımlayan kavram oldu şarkı söylemek. Sonrasında yine annemin öngörüsü ve yönlendirmesiyle müzik eğitimim başladı. Önce Ankara Güzel Sanatlar Lisesi - Keman Bölümü sonrasında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi - Şan Bölümü. Çok şanslıydım üniversite 3. sınıftayken Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosu’nda göreve başladım. Mesleğimle gerçek anlamda tanıştım. 15 sanat sezonu mesleğimi tüm disipliniyle, geleneğiyle öğrendiğim Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde çalıştım, son 6 yıldır ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nde Koro Sanatçısı olarak görevime devam ediyorum.
*Bu süreçte opera dışında pek çok projede dinledik sizi...
Evet , özellikle “senfonik türküler” alanında pek çok projede yer aldım. Kıymetli hocam, değerli müzik insanı, besteci ve orkestra şefi Maestro Bujor Hoinic bu yolu açtı ve yanımda oldu. 'Karadeniz Rapsodi', 'Anadolu Rapsodi', 'Harput Senfonisi' çok sevilen, çok beğenilen konserlerdi. Sonrasında Ali Aykaç ile 'Mahzuni Türküleri', Maestro Serdar Yalçın ile 'Neşet Ertaş’a Senfonik Saygı Konseri'', Yusuf Yalçın‘ın 'Ege ve Rumeli Türküleri Konseri' ve senfonik konserler... Hepsi birbirinden kıymetli, özel ve parçası olmaktan onur duyduğum projelerdi. Bunların dışında Nazım Hikmet, Sabahattin Ali gibi büyük kalemlerin hayatlarını konu alan edebiyat ve müzik ağırlıklı konserler yaptık. İçinde bulunduğum her konserin şarkıcılığıma olumlu etkisi oldu. O nedenle birbirinden özeldir hepsi benim için.
*Türkiye’nin çok önemli isimleriyle çalıştınız, çalışıyorsunuz? Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say ‘ın Sait Faik eseri de onlardan biri. Ne düşünüyorsunuz?
Büyük şanstı benim için. Böylesi bir isimle, onun müziğiyle tanışmak, birbirinden kıymetli sanatçılarla aynı sahnede olmak... Müthiş kalem Sait Faik'in tiyatro uyarlamasını yapan sevgili Özen Yula. Meslek yaşamıma çok önemli dokunuşları, katkıları olan isimler.
*Ve son dönemin en heyecan verici, umudu tekrar yeşerten 'Sevdalım Hayat' konserleri... Yollar nasıl kesişti bu çok özel projeyle ve Sayın Zülfü Livaneli ile?
'Sevdalım Hayat'ı hayata geçiren, bu fikri yaratan kıymetli sanatçı , dost Teyfik Rodos'tur. Büyük bir emek ve çabayla yarattı bu oluşumu. Projenin oluşum aşamasında kıymetli hocamız ve orkestra şefimiz ve müzik direktörümüz Maestro Rengim Gökmen’in de büyük emeğiyle bu muhteşem fikir hayata geçti. Sonrasında davet edildim projeye. Rengim Hoca ile telefonda konuşurken gerçekten sevinçten çığlık atmak istedim ama kendimi mümkün olduğu kadar kontrol ettim. Sevgili Teyfik Rodos ve Maestro Rengim Gökmen ile uzun yıllara dayanan sanatsal ve kişisel tanışıklığımız var. Dolayısıyla Livaneli şarkılarını anlamak, müziği birlikte yapmak, birlikte şarkı söylemek ve bir bütün olmak çok hızlı oldu.
*Sayın Livaneli ile çalışmak, aynı sahnede olmak nasıl bir şey?
''Anlatılmaz yaşanır'' derler ya, sanırım bu tanım ne hissettiğimi anlatıyor. Her şeyden önce çok huzurlu ve keyifli. Her prova bir ders gibi, anlattığı her anı; şarkıların en doğru yorumlamasının doğru kodları bir yanıyla. Çocukluğumdan beri bildiğim, söylediğim şarkılarla yeniden tanıştım, o şarkılara yeniden aşık oldum, o şarkılarla yeniden büyüdüm.
Bu bir tarih çünkü; yaşça büyüklerimizin yaşadığı, bizlerin okuyarak öğrendiği bir tarih... Bu duygular her konseri birbirinden özel kılıyor.
*Oldukça kalabalık bir ekip, büyük bir orkestra, enstrümanlar, solistler, görsel tasarımlar....?
Evet , çok genç, dinamik ve muhteşem bir orkestramız var, “Livaneli Filarmoni Orkestrası”, orkestra şefimiz , meslek büyüğümüz, kıymetli hocamız Rengim Gökmen, sazlarının üstadları Ferhat Livaneli (gitar), Erdem Şimşek (bağlama), Serkan Halili (kanun), muhteşem sesler, Devlet Opera ve Balesi’nin kıymetli solistleri Teyfik Rodos ve Görkem Ezgi Yıldırım, görsel tasarımlarıyla sevgili Yiğit Arslan ve bu muhteşem şarkıların orkestra düzenlemelerini yapan, çok özel bir müzik insanı besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı. Çok kıymetli isimlerle, bu çok özel, tarihimizde çok önemli kilometre taşı olmuş şarkıları, bestecisiyle birlikte, Zülfü Hocamız ile aynı sahnede seslendiriyoruz. Rüya gibi her şey...
*Konserler devam edecek uzun bir süre sanırım?
Evet önümüzdeki süreçte de 'Sevdalım Hayat' farklı illerde yine seyircisiyle buluşacak.
*Bir opera şarkıcısı olarak alanınız dışındaki şarkıcılığınız özellikle türkü yorumlarınız ön planda ve beğeniyle takip ediliyor . Önümüzdeki süreçte yeni projeler var mı?
Sevgili Oğuzhan Balcı’nın müzik direktörlüğünü yaptığı bir albüm sürecinin içindeyiz. Oldukça heyecanlı bir süreç. Farklı, özgün bir anlayışla, yeni bir müzikle yola çıktık. Önümüzdeki aylarda dinleyiciyle buluşacağımızı umuyorum.
Röportaj: Buket Görgülü Öztunç
