Sağlık personelleri, Sağlık Bakanlığı önünde toplandı... Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı: "Toplu sözleşme masalarında orta oyun sergilenmektedir"

Genel Sağlık İş Sendikası üyeleri 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesinde Sağlık Bakanlığı'nın önünde açıklama yaptı. Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, "Yıllardır toplu sözleşme masalarında bir orta oyun sergilenmektedir. İktidarın yalan makinesi gibi çalışan TÜİK gerçekdışı enflasyon raporları açıklar, dostlar alışverişte görsün tadında emek söylemleriyle masaya oturan sarı sendikalar iktidardan bir aferin almak için emekçinin hakkını satar, ortada bir pazarlık varmış görüntüsü verilir ve sonuç itibariyle olan yine kamu emekçisine olur. Bu sene toplu sözleşme masasına artık konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş oturacaktır ve tiyatro oynanmasına izin vermeyecektir" dedi.

12 Mayıs 2025 Pazartesi 15:06
Sağlık personelleri, Sağlık Bakanlığı önünde toplandı... Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı: "Toplu sözleşme masalarında orta oyun sergilenmektedir"

Genel Sağlık İş Sendikası üyeleri, 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü dolayısıyla toplu sözleşme taleplerini dile getirmek için Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. 

Üyeler, ellerinde "Sadaka değil hakkımızı istiyoruz", "Hemşireliğin meslek onurunu öldürdünüz" ve "Sağlıkta dönüşüm programına son verilsin" dövizleri taşırken "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Sağlıkta şiddet sona ersin" ve "Sağlıkta ticaret ölüm demektir" sloganları attı.

Basın açıklaması sırasında hemşirelerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla iki hemşire önlüklerini çıkartıp Sağlık Bakanlığı'nın önüne bıraktı. Genel Sağlık İş Sendikası üyeleri, Türkiye'nin çeşitli illerinden getirilen toprakları hemşirelerin çıkarttığı önlüklerin üzerine döktüler.

Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, Türkiye ile Finlandiya'daki sağlık hizmetlerini karşılaştırarak, "Bugün 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü ve bizler bugünü 23 yıllık siyasi iktidarın yönetememesi yüzünden kutlayamıyoruz. Hemşirelerimiz şiddetin gölgesinde insan onuruna yakışmayan çalışma koşullarında; insanüstü yoğunluğa ve fedakarca emeğe rağmen komik ücretlere ve liyakatsiz yöneticilerin baskısına maruz kalarak çalışmaktadır. Finlandiya’da bin 934, Almanya’da bin 233 hemşire düşerken Türkiye’de 356 hemşire düşmektedir. Yani Finlandiya’da 6 hemşirenin yaptığı işi Türkiye’de 1 hemşire yapmaktadır. Aldığı ücretler ise insanca bir yaşam sunamamaktadır" dedi.

"Toplu görüşme değil toplu hak kıyımıdır"

Uğur, şunları kaydetti:

"Ülkemizde, siyasi iktidarın yanlış ekonomi politikalarında inadı yüzünden ekonomik kriz günden güne derinleşirken, biz kamu emekçileri için kritik bir dönemin eşiğine gelinmiştir. Kamuda çalışan 4 milyona yaklaşan memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin 2025-2026 yıllarında alacakları maaş zamlarının, sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri başlayacaktır.

"Bu sene toplu sözleşme masasına artık konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş oturacaktır"

Yıllardır toplu sözleşme masalarında bir orta oyun sergilenmektedir. İktidarın yalan makinesi gibi çalışan TÜİK gerçekdışı enflasyon raporları açıklar, dostlar alışverişte görsün tadında emek söylemleriyle masaya oturan sarı sendikalar iktidardan bir aferin almak için emekçinin hakkını satar, ortada bir pazarlık varmış görüntüsü verilir ve sonuç itibariyle olan yine kamu emekçisine olur. Bu sene toplu sözleşme masasına artık konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş oturacaktır ve tiyatro oynanmasına izin vermeyecektir.

"Kamu emekçilerinin alım gücü korunmalıdır"

Sağlık ve sosyal hizmet kolunda çalışan kamu emekçilerinin insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının acil düzenlemelere ihtiyacı vardır. Sağlık gibi hayati bir alanda bu sorunlara çözüm üretmeyen hiçbir 'görüşme'yi ciddiye almamızın mümkün olmadığının, bu taleplerin görmezden gelinmesi karşısında mücadelemizin dozunu artıracağımızın altını çiziyoruz.

Taleplerimiz şunlardır: Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yapılan tüm ödemeler en düşüğü yoksulluk sınırı üzerinde olmak üzere; (taban, teşvik, nöbet vs.) emekliliğe yansıtılarak tek kalemde ödenmelidir. Enflasyon farkı tüm ücretlere aylık yansıtılmalı, kamu emekçilerinin alım gücü korunmalıdır. Gelir vergisi dilim oranları yüzde 15'te sabitlenmelidir. Sözleşmeli modellere son verilerek kadrolu, güvenceli çalışma modeli esas alınmalıdır. Fiili hizmet süresi zammı yıl başına 90 gün olarak tüm sağlık sosyal hizmetleri çalışanlarını ve geçmiş çalışmaları kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Sağlık hizmeti verilen kurum ve kuruluşlarda sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik etkili ve uygulanan Sağlıkta Şiddet Yasası ivedilikle hayata geçirilmelidir. 5510 mağduriyetine son verilmeli, emekli olanlar ile çalışanlar arasındaki emekli aylığı ve özlük hak farklılıkları giderilmelidir. Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanları giyim yardımından faydalanmalıdır.

"Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yakınları için 7 gün 24 saat kreş ve yaşlı bakım evi hizmeti sağlanmalı"

Giyim yardımında günün koşullarına uygun gerçekçi bir artış yapılmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yakınları için 7 gün 24 saat kreş ve yaşlı bakım evi hizmeti sağlanmalı. Hizmet verilemeyen yerlerde maddi destek sağlanmalıdır. Başta üniversite hastaneleri olmak üzere tüm sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında mazeret atamalarında mağduriyetleri gidermek esas alınmalıdır. Sözleşmeli yöneticilik modelinden vazgeçilmeli, tüm yöneticiler ehliyet ve liyakat kriterlerine göre atanmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının iş yükünü artıran personel eksiklikleri giderilmeli, gerekli personel istihdamı sağlanmalıdır. Aile Sağlığı Merkezleri güvenlik ve fiziki koşulları verimli çalışmaya uygun olacak şekilde, kamu binalarında hizmet vermesi sağlanmalıdır. 7 gün 24 saat hizmet üreten Sağlık ve sosyal hizmet işkolunda gece çalışma saat ücreti normal nöbet saati ücreti, aylık ücretin saat başına düşen tutarın en az iki katı olacak şekilde ödenmeli, bu nöbet ücretleri, resmi ve dini bayramlar için yüzde 100 arttırım yapılmalıdır. Kamu tarafından idari izin ilan edilen günler aylık mesai saatinden düşülmeli, idari izin günlerinde çalışan personele çalışma karşılığı nöbet ücreti ödenmelidir. Sendika üyelik ve üyelikten çekilme işlemlerinin e-devlet üzerinden yapılabilmesi için gerekli çalışma yapılmalıdır. Sağlık meslek görev tanımları; mevcut yönetmelikler de dahil olmak üzere sendikalar ve meslek örgütleri ile birlikte oluşturulacak kurullar tarafından ivedilikle yeniden düzenlenmelidir. Faaliyet alanına göre çok tehlikeli sınıfta yer alan sağlık hizmetleri sunucularının tamamı riskli birim olarak değerlendirilmeli, tüm hak edişleri ona göre düzenlenmelidir. Aile ve sosyal hizmet bakanlığına bağlı yatılı kuruluşlarda çalışan personel için Sosyal hizmet tazminatı 100 puan, diğer kuruluşlarda ve merkez teşkilatında çalışanlar için 50 puan olmalıdır.

Sıraladığımız bu uzun liste, sağlık alanında görmezden gelindiği için kronikleşen sorunların bir röntgenidir. Sağlık sistemini bu hasta halinden kurtaracak teşhisin koyulmasının da tek şartı bu röntgeni dikkate almaktır. Doktorlar için 'giderlerse gitsinler' diyen, sağlık emekçilerini 'gidin yakalarına yapışın' diyerek yurttaşlara hedef gösteren iktidar mensuplarıyla sendika ağalarından oluşan bir masadan bu yazdığımız taleplere ilişkin olumlu sonuçlar çıkmasının imkansıza yakın olduğunu biliyoruz."

"Alın terinin karşılığını vermek zorundasınız"

Uğur'un ardından konuşan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım da, "Sağlık sisteminin sorunlarını çözebilmek için sağlık hizmetini gören doktorlar ve tüm sağlık çalışanlarına hizmetlerinin karşılığını yani alın terinin karşılığını vermek zorundasınız" dedi. 

"Dünyanın gelişmiş herhangi  ülkesinde olsa o holdingin kapısına kilit vururlar"

10 yıldır tazminatını alamadığı gerekçesiyle geldiği Çalık Holding binasında darbedilerek öldürülen Erol Eğrek'le ilgili de konuşan Yıldırım, mahkeme sürecini Birleşik Kamu-İş olarak takip edeceklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Gariban işçiye 8-10 koruma saldırıyor ve bu saldırı sonucu aldığı darbelerle o işçi hayatını kaybediyor. Bu dünyanın gelişmiş herhangi  ülkesinde olsa o holdingin kapısına kilit vururlar. O holdingi artık o ülkede iş yapamaz hale getirirler. Ama bizim ülkemizde, ne yazık ki, daha önceki iş cinayetlerinde olduğu gibi bu iş cinayetini de hep beraber izleyeceğiz. Mahkemeleri de takip edeceğiz. Göreceğiz ki o işçiyi neredeyse suçlu bulup Çalık Holding'i bu işte mağdur duruma getirmeye çalışacaklardır. Biz Birleşik Kamu İş olarak bu davanın tüm süreçlerinde, o işçinin hakkının alınma davasında ailesinin yanında olmaya devam edeceğiz."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.