Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde yaşanan bir olaya atıfta bulunan Dinçer, 24 yaşındaki
genç bir kadının Kadın Doğum Polikliniğinde randevusu olmasına rağmen "evli olmadığı
gerekçesiyle" doktorla görüştürülmediğini aktardı. Dinçer, yaşananların münferit bir hata
olmadığını vurgulayarak, “Bu olay kadınlar üzerindeki sistematik baskının bir tezahürüdür”
ifadelerini kullandı.
“Makbul vatandaş artık ‘kilo ver, doğur, ama nasıl doğuracağını da söyleyeyim’
dayatmasına maruz kalıyor”
AKP iktidarını kadınların yaşam tarzına, bedenine ve tercihlerine müdahale ettiğini söyleyen
Dinçer. Özellikle bir futbol maçında açılan “doğal olan, normal doğum” pankartını örnek
göstererek, bu tür kampanyaların doğum tercihi üzerinden kadınlara baskı kurduğunu dile
getirdi: “AKP iktidarı için, haline şükreden, hukuksuzluklara sesini çıkarmayanlar makbul
vatandaş idi. Şimdi ise makbul vatandaş olmak için; kilo ver, doğur. Ama nasıl doğur?
“normal” doğur.” diyorlar. Bu, son dönemdeki sağlık kampanyalarının kadınlara yönelik
cinsiyetçi birer baskı aracına dönüştüğünün göstergesidir.”
Türkiye’de yaşam koşulları kötüleştikçe doğurganlık düşüyor
Kadınların ve ailelerin ekonomik ve sosyal güvencelerinin zayıflığına işaret eden Dinçer
şunları söyledi: “Doğurganlığın düşmesinde ahlaki değil, yapısal sorunlar bulunmaktadır.
Türkiye, sağlıklı beslenme ve yaşam kalitesi sıralamalarında Avrupa’nın gerisinde oldukça
vatandaş kilo veremez. Vatandaş hem yoksullukla hem baskıyla mücadele ederken çocuk
sahibi de olamaz.”
“Kadınların özgürlüklerini koruyan bir sağlık sistemi kurmalıyız”
Konuşmasının sonunda sağlık politikalarının cinsiyetçi bakış açılarından arındırılması
gerektiğini vurgulayan Dinçer, “Kadınları toplumun her alanında baskı altına alarak çözüm
üretilemez. Kadınların mahremiyetine, özgürlüğüne ve sağlığına saygı duyan bir sistem inşa
etmek zorundayız. Kadınları AKP’nin gerici politikalarından kurtaracağız; eşitlik ve özgürlük
mücadelemiz hayatın her alanında sürecek!” ifadelerini kullandı.
29 Mayıs 2025 Perşembe 10:34
