Konuyu TBMM Genel Kurulu’na taşıyan Dinçer, AKP iktidarında Türkiye’nin birçok alanda
olduğu gibi özgürlükler alanında da geri gittiğini ifade ederek şunları söyledi, “Endekste 165
ülke var. Türkiye 142. sırada. Listeye baktığımızda Bangladeş, Zambia, savaşta olan Ukrayna
bile bizden üst sıralarda yer alıyor. Listede Sudan, Somali, yıllardır iç savaşın yıkımına
uğramış Suriye gibi ülkelerden yukarıdayız. 2021-2022 yılı endeksine göre on sıra birden
gerilemiş durumdayız. Dünya’daki itibarımız yerle bir olmuş durumda. Bu tablo Türkiye’nin
artık uluslararası alanda demokratik saygınlığını ve güvenilirliğini yitirdiğini açıkça
göstermektedir.”
İktidar hukuku sopa olarak kullanıyor
AKP iktidarının toplumsal muhalefet üzerindeki baskıyı her geçen gün daha fazla artırdığını
söyleyen CHP’li Dinçer, “Artık yönetemez hale gelen iktidar her türlü baskıyı kullanmaktadır.
İktidar, toplumsal muhalefeti susturmak için sistematik olarak hukuku bir sopa olarak
kullanmaktadır. Binlerce yurttaş, yalnızca fikirlerini ifade ettiği için soruşturma, yargılama ve
hatta tutuklamayla karşı karşıya kalmaktadır. Sosyal medyada yapılan en ufak bir paylaşım
sonrası sabahın köründe evler basılıp kapılar kırılarak insanlar gözaltına alınıyor.
Gazeteciler yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanıyor. Üniversiteler üzerindeki baskı her
geçen gün artıyor, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, sanatçılar susturulmaya çalışılıyor.
Keyfi gözaltılar, uzun tutukluluklar, siyasal baskılar ve hukukun araçsallaştırılmasına her
geçen gün daha fazla şahit oluyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem
İmamoğlu’nun haksız bir şekilde gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasına tepki olarak,
demokratik haklarını kullanarak protesto eylemlerine katılan bin 418 vatandaşımız gözaltına
alındı. Eylemlere katılan 301 genç tutuklandı. Anayasal haklarının kullanan gençlerimizin
tutuklanması özgürlüklerin kısıtlanmasının en önemli göstergesidir.” dedi.
Baskı ve zulüm giden iktidarları kurtaramaz
Türkiye’de siyasilere yönelik baskıların da her geçen gün arttığını vurgulayan Dinçer, şunları
kaydetti, “Belediyelere kayyum atanması, halkın iradesine vurulmuş bir darbedir. Son olarak

İstanbul’da Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu’nun şafak baskınıyla önce gözaltına alınması ve ardından hukuksuz bir şekilde
tutuklanması muhalefete ve topluma gözdağı vermeyi amaçlamaktadır. Vatandaşları açlığa
yoksulluğa, gençleri geleceksizliğe mahkum eden AKP iktidarı bu tür sindirme
operasyonlarıyla toplumsal muhalefeti bastırmayı amaçlamaktadır. Ancak son süreçte gördük
ki başta öğrenci gençlik olmak üzere toplumun her kesimi bu baskıya karşı demokrasi ve
özgürlüklerden yana açık bir tavır ortaya koymuştur. Yönetemeyen iktidarların temel
karakteri baskıyı ve yasaklamaları artırmaktır. AKP’de bunu yapmaktadır.
Ancak bu baskılar sonu gelen iktidarları bugüne kadar kurtaramamıştır. AKP’yi de
kurtaramayacaktır. En kısa sürede sandık gelecek ve bu karanlık düzen son bulacaktır.
Türkiye tekrar özgür, demokratik bir ülke olacaktır. Bu ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşımız
eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı hak etmektedir.”