Türkiye’de de insan hakları açısından derin bir krizle karşı karşıya olunan bir dönemi
yaşadıklarını dile getiren Tanal, Türkiye’de ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve temel insan
haklarının son yıllarda sistematik olarak ihlal edildiğini ifade etti.
GAZETECİLERİ SUSTURMAK İÇİN…
Tanal, iktidarın baskıcı politikalarının, muhalif sesleri susturmayı, eleştiriye tahammül
göstermemeyi ve halkın haber alma hakkını engellemeyi amaçlayan bir düzene dönüştüğünü
kaydederek, “Basın özgürlüğü sıralamasında dünyanın en gerilerinde yer alan ülkemizde,
gazeteciler susturulmak için ya hapsedilmekte ya da çalışamaz hale getirilmektedir. Muhalif
basın organları üzerinde uygulanan ekonomik, siyasi ve hukuki baskılar, halkın gerçek bilgiye
erişimini engellemektedir. Medya, iktidarın propaganda aracı haline getirilmektedir” dedi.
NASUH MAHRUKİ, “İSRAİL’LE TİCARETİ KES” DİYEN 9 GENÇ
HATIRLATMASI
İfade özgürlüğü üzerinde artan baskıların toplumun tüm kesimlerini etkilediğini vurgulayan
Tanal, sosyal medya paylaşımları nedeniyle vatandaşlar hakkında açılan davaların, toplantı ve
gösteri yürüyüşlerine getirilen yasakların, insan haklarına ve demokrasinin temel değerlerine
aykırılık teşkil ettiğini belirterek, “AKUT’un kurucusu Nasuh Mahruki’nin, ifade özgürlüğü
kapsamında kalan sosyal medya paylaşımı nedeniyle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’
suçlamasıyla günlerce cezaevinde tutulduğu, yargılandığı bir ülkeden bahsediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında İsrail’le ticaretin kesilmesini talep ettikleri
için gözaltına alınıp tutuklanan, günlerce hapsedilen, kötü muameleye maruz kalan 9 gencin
yaşadığı bir ülkeden bahsediyoruz. İnsan haklarına olan bağlılığımızı sözle değil, eylemle
göstermeliyiz. Ayrım yapmaksızın herkes için insan haklarını talep etmeliyiz. İnsan hakları,
hiçbir siyasi hesapla ihlal edilemeyecek kadar değerlidir. Hukukun üstünlüğünü, adaletin
sağlanmasını ve herkes için özgür bir Türkiye’yi savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini
kullandı.
10 Aralık 2024 Salı 15:42