Kahraman'a çok sert çıktı: Ya laik devlete inan ya istifa et

Kahraman'a çok sert çıktı: Ya laik devlete inan ya istifa et

26 Nisan 2016 Salı 14:54
Kahraman'a çok sert çıktı: Ya laik devlete inan ya istifa et
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a tepkiler artarak devam ediyor. En sert tepkilerden birisini CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gösterirken, "Ya laik devlete inan ya da o koltuğu terk et" sözleriyle istifa çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, "Yeni Anayasa'da laiklik olmayacak" açıklamasıyla şimşekleri üzerine çeken Kaharaman'a çok sert tepki gösterdi: Sayın Başkan sakın unutma CHP parlamentoda olduğu sürece başkanlık sistemi Türkiye’ye asla gelemez. Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor hala mı ders almadın sen? Meclis Başkanı'na söylemek isterim: Ya bu devlete cumhuriyete, basın özgürlüğüne, kadın erkek eşitliğine laik devlete inan ya da o koltuğu terk et."
CHP grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli mesajlar şöyle:
BİZ NEDEN SURİYE'YE SİLAH GÖNDERDİK?: Kilis’teki Suriyeli nüfusu Kilis’in yerli nüfusundan fazla. Kimse bilmiyor gerçek Suriyeli, sayısını. Bir yerde yabancı nüfusu yerliden fazlaysa kültürel yozlaşma olabilir. Halk orada isyan edebilir. Kilisli kardeşim soracaksın nerede bu hükümet diye.Kilisli hastaneye gidemiyor. Suriye’de yaralananlar Kilis’teki hastanelere getiriliyor. Suriyelilere hizmet veriliyor. Elbette verilsin ama bu tablo Kilislilerin kaldıracağı bir tablo değil. Arada bir protesto etmek istiyorlar o zaman da hemen TOMA’larla müdahale ediliyor. O zaman Kilisli kardeşim nerde bu devlet demeyeceksin. Devlet duruyor. Nerede bu hükümet diye soracaksın. Şu soruyu Kilisli kardeşlerim soracak: Kilis neden bu hale geldi? Suriye neden bir gecede düşman oldu. Biz neden Suriye’ye silah gönderdik?
BAKAN TERKEDİYOR, KİLİSLİ NEREYE GİDECEK?: Top düştü roket düştü diyorlar. Sanki tesadüfen düşmüş gibi…  Roket atıldı top atıldı demiyorlar. Adam gözeterek silahını atıyor. AKP’nin Bakanı da yakınına düşünce derhal Kilis’i terk ediyor. Kilisli nereye gidecek? Sayın İbrahim Kalın Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü diyor ki: “Bunun bilinçli olarak yapılıp yapılmadığı konusunda bir istihbarat yok.”Zaten Türkiye’de istihbarat yok. İstihbarat olsaydı Ankara ve İstanbul’un göbeğinde bombalar patlar mıydı? Ne diyordu Tuğrul Türkeş: “Burada bizi izleyenlerin huzurunda yemin ederim, vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu. Bilerek söylüyorum iddia ediyorum bizim o bölgeyle irtibatımız var."  Peki nereye gidiyordu El Nusra, El Kaide, IŞİD’e gidiyordu.
ELLERİN KIRILMASIN, AMA BİR DAHA AKP'YE OY VERME: Adana’da patates üreticisi “AKP’ye oy verim ellerim kırılsaydı” diyor. Kardeşim senin ellerin kırılmasın ama bir daha AK Parti'ye oy verme. Rusya’ya marul göndermişler. Rusya geri göndermiş. Ben neden diyorum CHP bütün ülkelerle barış içinde yaşayacaktır diye. Kavgadan kim ne kar elde etti?
 ÜÇ YIL ÖNCE GAZZE’YE GİDECEĞİM DEMİŞTİ HALA TIK YOK: 23 Mart 2013’te Nisan’da Gazze’ye gideceğim demişti. Tık yok. Mayısta gideceğim dedi. Yine tık yok. 14 Mayıs 2013’te, “Gazze’ye gideceğim ama hele bir bakalım. Gitme diyenleri de çok şık bulmuyorum” demişti. 3 yıl geçti aradan Gazze’ye gidebildi mi gidemediler. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı "Gideceğim" diyorsa gitmeli. Gidemiyorsa kimseye kabadayılık satmasın. 19 Nisan’da dünya bankasının Filistin’e yardım raporu açıklandı. Diyor ki 3,5 milyarlık yardım taahhüdünde bulunulmuştu. ABD ve Avrupa ülkeleri taahhütlerini ödemiş. Taahhütlerini yerine getirmeyenler Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye. Zarrab’ın dağıttığı rüşvetlerin yarısını verse Taahhüdünü yerine getiriyor. Emin olun bunları yatacak yeri yok. Yalan üzerine politika oluşturuyorlar.
KARAMAN OLAYI SONUÇLANMADI, BU DOSYA KAPANMAZ: Bu olay sonuçlandı diye kimse düşünmesin. O evlatlarımızın ahını yerde bırakmayacağız. Bu dosya kapanmaz. Bu dosya kapanmaz. Kapattırmayacağız. Herkese sesleniyorum o çocuklar bizim evlatlarımız. Onlara yapılan muameleyi asla unutmayacağız. Ortam hazırlayan dernek ve vakıfları da unutmayacağız. "Ensar’ın Kaimder’in ne kabahati var?" diyorlar. Çok kabahati var. Sen kaçak yurt açtın. Ve o evlerde ne idüğü belirsiz adamları çalıştırdınız.
ONBİNİN ÜZERİNDE KAÇAK YURT VAR: Bu davaya katılan Ensar’ı savunan bir avukat var ama bizi doğruluyor. Star gazetesinde diyor ki, “Çocukların kalacağı yurt yok. Sadece Karaman’da değil Türkiye’nin her tarafında bu sorun var…” 10 binin üzerinde kaçak yurt var. Bir günde bunların hepsi ortaya çıkabilir. Sadece öğretmen sınıfta soracak, “Nerede kalıyorsunuz” diye.  Bu arkadaş diyor ki “Aileler kendi aralarında para toplayacak bu evleri tuttular.”Yahu zaten fakir fukaranın çocukları bu evlerde kalıyor. Ensar’ı korumak için kılıf hazırlıyor kendince.  İmam hatip okulu müdür yardımcısı diyor ki: Öğrencilerimiz Ensar ve Kaimder’in evlerinde kalıyor… Hatta bu aileler demiş ki sadece daire değil bütün apartmanı tutalım. Yani kargaların güleceği şey. Ve bu avukat arkadaş diyor ki yine, Ensar ve Kaimder’in bu evlerle ilişkisi kurumsal değil. Sadece bağış alıp bu evlere veriyorlar. Bazı CHP’li belediyelerde de böyle bir olay var. Şimdi ben bu avukata soruyorum namuslu bir adamsan hangi belediyemiz bunu yapıyor açıkla bakalım… Bütün annelere sesleniyorum size sözüm var bütün evlatlarımızı koruyacağız. CHĞ iktidarında 1 yıl içinde öğrenci yurdu sorunun çözeceğimize söz veriyorum…
ERGENEKON YAŞANIRKEN AKP ZİL TAKIP OYNADI: Ergenekon davası sürecinde 100 binden fazla telefon izlemeye alındı. 60 bin telefon dinlendi. 43 bin kişi hakkında takibat yapıldı. Ergenekon davası dosyaları ekleriyle beraber 64 milyonu aştı. 7 kişi ifade vermeden bir başka 7 kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Bütün bunlar olurken AKP zil takıp oynadı. Türkiye bağırsaklarını temizliyor dediler. Türkan Saylan gibi bütün hayatını bu ülkenin çocuklarına adamış bir kadının evini bastılar. İlker Başbuğ’u terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmakla suçladılar. Aklın alacağı şey değil. Ergenekon’un kasası dediler Kuddusi Okkır. Cenazesinde ailesi araç bulamadı. Bizim CHP’li belediyeler yardım ettiler. Fatih Hilmioğlu içerideyken çocuğu öldü, evinde ağlamasına bile izin vermediler. Bunlarda vicdan yok. Antika silaha suikast silahı diye dosyaya koydular…Bir Silivri edebiyatı oluştu. Önümüzdeki günlerde belki de bu edebiyatın sinema versiyonu başka versiyonları ortaya çıkacaktır.  Bu olay AKP’nin Türkiye’ye yaptığı bir kumpas olayıdır. Başbakan kendi aracını savcıya tahsis etti. "Ben bu davaların savcısıyım" dedi. Şimdi soruyorum "Sayın savcı neden konuşmuyorsun?" Savcı dut yemiş bülbüle döndü.
HAKİMLERİ, SUBAYLARI İSTEDİLER SEN DE VERDİN: Hatırlayınız bir de şunu dedi “Ne istediniz de vermedik.” Bu ülkenin aydınlarını hakimlerini subaylarını istediler sen de verdin.. Sayın diktatör bozuntusu bizim bilmediğimiz daha neleri verdin… Harp akademilerinde diyor ki başta şahsım olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi. Sevsinler senin şahsını.  Biz yanlış yönlendirilmedik… Bizi kandırdılar diyor. İyi de kim onları bu görevlere getirdi. Sen bu muhasebeyi yaptın mı. Asla yapmadı. Bunların dini imanı ahlakı insanlığı yok. Masum bir insanı yılarca hapiste tutacaksınız. Çıkıp ör diyeceğinize “efendim bizi kandırdılar.”  Siz çocuk musunuz…
DAHA LAİKLİĞİN NE DEMEK OLDUĞUNU DA BİLMİYORLAR: Sayın Başkan sakın unutma CHP parlamentoda olduğu sürece başkanlık sistemi Türkiye’ye asla gelemez. Bir şey daha söylemiş, “Yeni anayasada laiklik tarifi olmamalı” diyor. Emin olun bunlar laikliğin ne olduğunu da bilmiyorlar. Laiklik bütün inançların güvencesidir. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Güvencesi demektir. Kim neye inanırsa başım üzerine. Laiklik devletin dini istismar etmemesi demektir. Devlet etnik kimlik ve inanç konusunda kör olmalıdır. TC vatandaşıysa başımızın üzerine der… Laik devlet budur… Laiklik toplumsal barışımızın en temel güvencesidir. Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor hala mı ders almadın sen. Laiklik aynı zamanda dinin siyasete alet edilmemesidir. Din kutsal bir şeydir. Oraya siyaset kurumu müdahale edemez. Laiklik aynı zamanda tasavvuf kültürünün de güvencesidir. Laiklik eşitliğin de güvencesidir. Laiklik insan olmaktır. İnsana saygı duymaktır.
YA LAİK DEVLETE İNAN YA DA TERK ET: Bakın sürekli bir biçimde ne diyoruz: Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez. Cumhuriyet Mustafa Kemal’in söylemiyle, “kimsesizlerin kimsesizi” demektir. Laiklikten rahatsız. Diyorlar ya ilk dört maddeyi de değiştireceğiz. Ülkesiyle milletiyle bir bütündür… Dili Türkçe neyi değiştireceksin. Milli marşı istiklal marşıdır. Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır. Gurur duyuyoruz neyi değiştireceksin. Başkenti Ankara’dır. Ne sıkıntınız var? Meclis Başkanı'na söylemek isterim. Ya bu devlete cumhuriyete, basın özgürlüğüne, kadın erkek eşitliğine laik devlete inan ya da o koltuğu terk et…"

Son Güncelleme: 04.05.2016 15:24
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.