Rızvanoğlu’ndan Tarım ve Orman Bakanı’na Çağrı: “Taklit ve Tağşiş Listelerinde Limit Fazlası Pestisit Kullananları da Açıklayın!”

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, tarımsal üretimde kullanılan pestisitlerin halk sağlığı ve çevre üzerindeki yıkıcı etkilerini gündeme taşıdı. Rızvanoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığının pestisit kullanımıyla ilgili denetim verilerini şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmamasını eleştirerek, “taklit ve tağşiş” uygulamalarına benzer şekilde pestisit kullananların da açıklaması için Tarım ve Orman Bakanlığına çağrıda bulundu.

07 Kasım 2024 Perşembe 15:21
Rızvanoğlu’ndan Tarım ve Orman Bakanı’na Çağrı: “Taklit ve Tağşiş Listelerinde Limit Fazlası Pestisit Kullananları da  Açıklayın!”


Rızvanoğlu’nun basın toplantısından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
"Tatlit ve tağşiş listelerinde pestisitler yok!"
Rızvanoğlu, pestisitlerin tarımsal üretimde bitkileri koruma amacıyla
kullanıldığını, ancak yanlış ya da kontrolsüz kullanımın sofralara zehir olarak
döndüğünü belirtti:

Rızvanoğlu, “AK Parti iktidarı halk sağlığını büyük bir uçurumun kenarına
getirmiş durumda. Sağlıklı gıdaya erişme ve gıda güvenliği konusunda pek
çok sorun var. Ama bunlardan en az konuşulanı pestisitler. Yani; zehirli tarım
ilaçları. Şimdi! Nedir bu konuşulmayan pestisitler? Pestisit; bağ, bahçe, tarla
ve seralarda tarımsal üretimde kullanılan maddeler. Üreticiler tarımda bitkileri
zararlı böceklerden, mantarlardan ve yabani otlardan korumak için
kullanılıyorlar. Ama gelin görün ki, bu tarımsal ilaçlar doğru bir şekilde
kullanılmadığında, zehir olarak soframıza geliyor. Ama bugün, Tarım ve
Orman Bakanlığı, taklit / tağşiş listelerinde kimlerin, hangi firmaların gıda
güvenliğini riske attığı açıklarken, pes-ti-sit kullanımını şeffaf olarak
açıklamıyor. Peki bu durumda halkın sofrasına giren bu pes-ti-sitler neden
saklanıyor? Halkın sağlığı niçin hiçe sayılıyor? Kimlerin çıkarları korunuyor?
Kimler güvenli sınırlar içinde olmayan pes-ti-sit kullanıyor? Kalıntı analiz
sonuçları neden açıklanmıyor? Tolerans değerleri aşan kimler? Soframıza
giren ürünlerde hangi zehirlerin, ne ölçüde, kim tarafından kullanıldığını
bilmeye hakkımız yok mu?” dedi.
Pestisitlerin en az yüzde 95’i toprağa, suya ve havaya yayılıyor
Rızvanoğlu, pestisitlerin insan ve çevre için zararlarına dikkat çekerek,
“Pestisitler güvenli bir şekilde kullanılmadığında, en az %95’i toprağa, suya ve
havaya yayılıyor. Yani bu kimyasallar yalnızca bitkiler üzerindeki zararlıları
hedef almakla kalmıyor; toprağı, suyu, havayı ve tüm ekosistemi zehirliyor.
Ekosistem dengesi bozuluyor. Tarımın sürdürülebilirliği yani tarımın geleceği,
büyük bir tehlike altına giriyor. Pestisitlerin sağlığımız üzerindeki etkileri de
son derece tehlikeli ve yıkıcı. Tükettiğimiz tarım ürünlerinde, biriken pes-ti-sit
kalıntıları vücudumuza girerek bizleri zehirliyor. Bu zararlı kimyasalların
etkisiyle her geçen gün daha fazla insan kansere yakalanıyor, özellikle
bebeklerin ve çocukların hormon sistemi başta olmak üzere gelişimleri zarar
görüyor, sinir sistemi bozuklukları yaygınlaşıyor. Geleceğimizi, sağlığımızı ve
her şeyden önemlisi çocuklarımızı, bu zehirlere teslim etmek kabul edilebilir
bir şey mi? Tüm bu riskleri bile bile, bu duruma nasıl göz yumarsınız?”
sorularını yöneltti.
Bu verilere şeffafça ulaşmak 86 milyonun hakkı!
Rızvanoğlu Tarım ve Orman Bakanlığının şeffaf davranmadığını belirterek,
“Böylesine önemli bir sorunda, maalesef çok önemli bir eksiğimiz var:
şeffaflık. Tarım ve Orman Bakanlığı, faaliyet raporlarında, konu ihracata
geldiğinde, denetim, alınan numune ve uygunsuz sonuçlanan numune sayısını
paylaşabiliyor. Ama iç pazarda yalnızca yaptığı denetim sayısını açıklıyor.
İçerik yok, bilgi yok, veri yok! Güncel faaliyet raporundaki bilgilere bakalım.

Örneğin, ihracat denetim verilerine göre: 2022 yılında Tarım ve Orman
Bakanlığı 375 bin 152 denetim yapıyor. Bu denetimlerde 12 bin 99 numune
alıyor. Ve bu numunelerin 972’si uygunsuz çıkıyor. 2023’te ise; denetim
sayısını 394 bin 624’e çıkartıyorlar. Alınan numune sayısı neredeyse aynı
kalıyor, 12 bin 737. Fakat, olumsuz numune sayısı 2 bin 22’ye çıkıyor yani iki
katından fazla artmış oluyor. 2023 yılında alınan her 6 numuneden 1’i
uygunsuz. Yani gıdalarda ciddi bir riskin büyüdüğünü ortaya koyuyor. İç pazar
verilerine göre ise: hasat öncesi pestisit denetimi kapsamında 2023 yılında,
26.685 denetim yapılmış. Ancak bunlara ilişkin başka veri yok. Üretici verileri
yani ne kadar pestisit kullanıldığı açıklanmıyor. Numunelerin kaçı olumlu, kaçı
olumsuz bilinmiyor. Bu veriler Avrupa Birliği’nde açıklanıyor. Ülkemizde de bu
verilere şeffafça ulaşmak 86 milyonun hakkı. Tarım ve Orman Bakanlığına, bu
verileri acilen açıklaması için çağrıda bulmak istiyorum. Hepimizi yakından
ilgilendiren, bu verileri şeffafça paylaşın! Sorumsuzca pestisit kullanarak
halkın sağlığıyla oynayanları, yediğimiz meyve ve sebzeleri zehirleyenleri,
sağlığımızı tehdit edenleri, aşırı ve izinsiz pestisit kullananları neden ifşa
etmiyorsunuz? Pestisit analiz sonuçlarını neden kamuoyuyla
paylaşmıyorsunuz? Halkın sağlığı bu kadar mı önemsiz? Bu gizlilik neden?
Biz sağlıklı gıdaya, sağlıklı çevreye erişmek istiyoruz, bu en temel hakkımız”
dedi.
Türkiye üst üste dört yıldır pestisit bildirimlerinde ilk sırada
Rızvanoğlu, Avrupa Birliği’nin Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF)
raporlarına göre Türkiye’nin üst üste dört yıldır pestisit bildirimlerinde ilk
sırada olduğunu hatırlattı: Ülkemizde pestisitlerin kullanımı her geçen gün
artıyor ve bu durum ihracatımızı da etkiler hale gelmiş bulunuyor. Avrupa
Birliği’nin Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) üzerinden
yayımlanan rapora göre Türkiye, pes-ti-sit kaynaklı bildirimlerde üst üste dört
yıldır ilk sırada yer alıyor. Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde yapılan 357
bildirimin 167’si pes-ti-sit kalıntıları yüzünden geri gönderilmiş durumda. Bu
ürünler arasında biber, limon, portakal, mandalina ve domates gibi temel
gıdalar da yer alıyor. Peki, bu ürünler sınırdan geri döndüğünde, bu ürünlere
ne oluyor? İşte burada ciddi bir sorun var: Avrupa’da halk sağlığını tehdit
eden bu ürünler, soframıza geliyor mu? Bunun da acilen açıklanması
gerekiyor. Bu tarım ürünleri, sınırda reddedilip bize geri geliyor ve iç piyasada
satılıyor mu? Geçtiğimiz hafta başlayan bütçe görüşmelerinde, dün de Tarım
ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Vatandaşımızın sağlığını yakından
ilgilendiren bu konuyu Sayın Bakana da bizzat sordum.”
Tarım Bakanlığına çağrıda bulundu!

Milletvekili Rızvanoğlu, “Pestisitlerin sadece zararlıları öldürdüğünü düşünmek
büyük bir yanılgıdır. Ne yazık ki; çiftçiler ve tarım işçileri de bu zehirlerden
muaf değil. Tarım işçilerimiz her gün bu kimyasallarla temas ediyor ve kendi
sağlıkları da büyük tehlike altında. İktidar tarafından doğru bilgilendirme
yapılmayan, yalnız bırakılan çiftçiler, bu kimyasallarla başa çıkmak zorunda
bırakılıyor. Oysa ki zehirsiz tarım mümkün! Kimyasal dışı tarımsal mücadele
biçimleri geliştirmek bunların başında geliyor. Kimyasal kullanmadan tarım
yapmanın birçok yolu var, ancak bunlar iktidar tarafından yeterince
desteklenmiyor. Avrupa Birliği'nde çevre dostu ve sürdürülebilir yöntemler
başarıyla uygulanıyor. Bizim ülkemizde ise bu yöntemlerin yaygınlaşması için
hiçbir teşvik verilmiyor, çiftçilerimiz yalnız bırakılıyor. Tarımda daha sağlıklı ve
sürdürülebilir sonuçlar elde edilebilecekken neden bu konuda adım
atmıyorsunuz? Çiftçilerimize neden destek verilmiyor? Hasat öncesi pestisit
faaliyetlerinin denetimi yeterli olmadığı ortada. Bu konuda daha etkin bir
süreç neden işletilmiyor? Üretimin yoğun olduğu bölgelerde pestisit
kullanımını önlemek için kurulan çalışma grupları etkin olarak işletiliyor mu?
Bu sorulara cevap bulmak zorundayız! Zehirsiz toprak, zehirsiz su, zehirsiz
gıda ve zehirsiz bir gelecek hakkımız! Tarım ve Orman Bakanlığı’na bir kez
daha sesleniyoruz: şeffaf olun! Pestisit analiz sonuçlarını açıklayın! Limitlerin
üzerinde, güvenli olmayan ölçülerde pestisit kullanan şirketlerin listesini
kamuoyuna duyurun! Biz sağlıklı gıda hakkımızı geri istiyoruz, bu bizim en
temel hakkımız!” ifadelerinde bulundu.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.