İskenderun’un Sarıseki Mahallesinde, güncel ADNKS verilerine
göre 3 binden fazla yurttaşımız ikamet ediyor.
Burada, bir süredir vatandaşlarımızın şikayetlerine konu olan bir
işletme bulunuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
ile Maden Petrol Arama Genel Müdürlüğü üzerinden bir
araştırma yapıldığında, bu işletmenin 2011 yılında faaliyete
geçen, 2021 yılında da Alçısan Madencilik Limited Şirketi’ne
devredilen bir alan olduğunu, yani on yılı aşkın süredir faaliyet
gösteren bir alanı kapsadığını görüyoruz.
Deprem sonrasında talep artışı gerekçe gösterilerek açılan veya
var olan kapasitelerini artırmaya giden taş ocağı, maden ocağı
ve beton santrallerinin son halkası, burada, Sarıseki’de, bir ilmek
gibi yurttaşlarımızın boğazına geçmiş durumda.
Yaklaşık 10 hektarlık bir alanda, Ocak 2025 tarihine kadar yılda
237 bin ton kalker üretimi gerçekleştirilmekteydi; ilgili şirket, bu
tarihte yapmış olduğu başvuruyla üretim kapasitesini yılda 3
milyon tona, kırma-eleme tesisi kapasitesinin 400 bin tona
yükseltilmesi için başvuruda bulunmuştur. Bunun sonucunda ise
kaçınılmaz biçimde aşırı ve insan hayatını tehlikeye atacak
biçimde dinamit kullanımı yoluyla patlatma yapılması, müthiş
bir toz ve gürültü kirliliği ortaya çıkmıştır. En iyi ihtimalle konutlar
tamamlandıktan sonra kapatılacak veya eski kapasitesine geri
dönecek olan bir işletme için, vatandaşlarımızın sağlığı ve
ekolojik varlığımız, telafisi mümkün olmayan biçimde tahrip
edilmektedir.
Depremden sonra hiçbir denetim ve ölçü gözetilmeden açılan
veya kapasite artışına giden işletmeler, şehrimiz için başlı başına
bir sorun haline gelmiştir. Dinamit kullanımı o kadar yoğun ki
sanki dağlarımıza, tepelerimize bir savaş sırasında bomba
yağıyor. Elimizde bulunan bir listeye göre, valiliğin ÇED gerekli
değildir kararından sonra İskenderun’da 12 işletme açılmış, bu
işletmelere 1 milyar 280 milyon liralık yatırım yapılmıştır ve bu
miktar, Hatay’da bu süreçte açılan işletmelere yatırılan paranın
neredeyse yarısıdır. Bütün bu talan, 1 milyar 280 milyon lira için
yapılıyor ve biz de yurttaşlarımızla birlikte “Artık yeter” diyoruz.
Sarıseki ve diğer tüm mahallelerimizdeki bu ölçüsüz madencilik
faaliyetlerinin yan etkilerine karşı, tüm görevli kurumları,
denetimleri sıklaştırmaya ve caydırıcı cezalar vermeye
çağırıyoruz.