Muş Meşe Derneği adına açıklama yapan Merve Çelik, “Murat Nehri kaynağında kurulan bu işletmenin yaratacağı kirlilik, yalnızca ülkemizi değil, Türkiye’den sonra geçtiği ülkeleri de ilgilendiren bir sorundur. Murat Ovası’nda sulama için kullanılan suyun zehirlenmesi halinde hayvanlar ve tarım ürünleri zarar görecek, içme suyunu buradan karşılayan halk ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalacaktır” dedi. Çelik, ayrıca altın ocaklarından yayılan tozun bitkileri kurutacağını, arıcılığın da yok olacağını belirtti.
“Bu suya sahip çıkın”
Eyleme İstanbul’dan katılan Doğa İçin Sanat Derneği temsilcisi Göksen Ezeltürk ise, “Bu toprağa, bu suya sahip çıkın demek için geldik. Sadece burada değil, Türkiye’nin birçok yerinde doğa tahribatına karşı eylemler var. Hepimizin geleceği ve çocuklarımızın yarını için mücadele etmeliyiz” diye konuştu.
“Raporlar usule uygun değil”
Prof. Dr. Enver Yaser Küçükgöz de altın madeniyle ilgili yaptığı teknik incelemelerde, “Ağrı Diyadin Mollakara altın madeni için hazırlanan raporların hiçbirinin usulüne uygun olmadığını gördüm. Buradaki yeraltı ve yerüstü sularının kirlenmemesi mümkün değil. Madende alınan önlemler geçersizdir” ifadelerini kullandı.
“Halk fakirleşecek”
Bingöl Çevre Derneği adına konuşan Cuma Karaaslan ise “Bu madendeki paralar Kanadalı bir şirkete akacak. Buradaki toprağa göz dikerek halkımızı fakirleştiriyorlar” dedi.