Adem, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Çiftçinin ne emeğinin karşılığını aldığını ne bayram kutlayabildiğini vurgulayan Adem, "Her yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Çiftçiler Günü, buruk ve yorgun kutlanıyor; daha doğrusu, çiftçimizde kutlayacak hal kalmadı" dedi.
Adem, açıklamasında şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde 2025 yılı için fındık rekoltesi açıklandı, açıklanan rakamlar sahadaki gerçekliğin yanından bile geçmiyor. Dondan dolayı pek çok bölgede fındık ağaçları meyve tutmadı. Üretici tarlasına her gün umutla çıkıyor ama ürün göremiyor. Çayda ise hükümet, üreticiye müjde diye açıkladığı 25,44 liralık yaş çay alım fiyatıyla adeta üreticiyle alay etti. Geçtiğimiz yıl verilen 2 liralık destekleme priminin bu yıl açıklanmamasıyla gerçek fiyat geriye gitmiş oldu. Üretici artan gübre, mazot ve işçilik maliyetleri karşısında ezilirken, açıklanan bu rakam ‘müjde’ değil, resmen hayal kırıklığıdır.
"Doğal afetler karşısında üreticinin tek başına bırakıldığı bir ülkede yaşıyoruz"
Malatya’da kayısı üreticisi, Manisa’da üzüm üreticisi, Isparta’da elma üreticisi nisan ayında yaşanan ağır donla ürününü kaybetti. Ağaçlar çiçek tuttu, umut yeşerdi; ama sabaha karşı gelen soğukla birlikte binlerce üreticinin yılı da söndü. Bu zarar telafi edilmediği gibi üreticiye sahip çıkılmadı. Don, kuraklık, dolu derken doğal afetler karşısında üreticinin tek başına bırakıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Süt üreticisi, artan yem fiyatlarıyla baş edemediği için hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalıyor. Türkiye bir zamanlar kendi hayvanını yetiştiren, sütünü ihraç eden bir ülkeyken bugün ithalata mahkûm edilmiş durumda. Bu yıl da ithalat kapıları açıldı, yine yerli üretici değil, dışarıdaki üretici destekleniyor.
"İktidar, yıllardır tarım politikalarını ithalata dayandırıyor"
Anayasamızın 45. maddesi, ‘Devlet, tarım arazilerini korur ve çiftçiyi destekler’ der. Ayrıca kanunen, çiftçiye her yıl gayrisafi milli hasılanın en az yüzde 1’i oranında tarımsal destek verilmesi gerekir. Ancak yıllardır bu oran yüzde 0,3-0,5 bandında seyrediyor. Yani çiftçinin hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış olmasına rağmen, iktidar bu hakkı açıkça gasbediyor. Çiftçiye her yıl verilmeyen bu desteklerin toplamı bugün 1 trilyon lirayı aştı. İktidar, yıllardır tarım politikalarını ithalata dayandırıyor. Çiftçisini desteklemek yerine yabancı üreticileri fonluyor. Üretici borç batağında, girdi maliyetleriyle boğuşuyor, sosyal güvenlik sisteminden dışlanıyor. 2009’da 1 milyonun üzerindeki tarımda sigortalı çalışan sayısı bugün 400 binin altına düştü. 22 yıldır bu ülkede ne bayram eden çiftçi kaldı ne de günü kutlanabilen bir tarım kaldı. Bugün çiftçimizi anmak değil, onunla birlikte ayağa kalkmak, hak mücadelesini büyütmek zorundayız. CHP olarak toprağına, emeğine, geleceğine sahip çıkan tüm üreticilerimizin yanındayız. Bereketli Anadolu topraklarında, çiftçi yeniden umutla üretinceye dek mücadelemiz sürecek."