“12 Eylül Ürünü AKP Genel Başkanı Cumhuriyetle Hesaplaşmayı Önüne Koymuş''

12 Eylül’ün yıl dönümünde, varlığını 12 Eylül darbesine borçlu olanlar hala Cumhuriyetle hesaplaşmanın peşinde. Cumhuriyet döneminde, “…kendi değerlerine bigane kalan, aslını inkar eden, Batı kültürüne hayranlık duymanın ötesinde katkısı olmayan kayıp nesiller yetiştirdik." diyen AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin 12 Eylül darbesinin bir ürünü olduğunu unuttu.

12 Eylül 2019 Perşembe 17:08
“12 Eylül Ürünü AKP Genel Başkanı Cumhuriyetle Hesaplaşmayı Önüne Koymuş''
12 Eylül’ün yıl dönümünde, varlığını 12 Eylül darbesine borçlu olanlar hala Cumhuriyetle hesaplaşmanın peşinde. Cumhuriyet döneminde, “…kendi değerlerine bigane kalan, aslını inkar eden, Batı kültürüne hayranlık duymanın ötesinde katkısı olmayan kayıp nesiller yetiştirdik." diyen AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin 12 Eylül darbesinin bir ürünü olduğunu unuttu.

AKP Genel Başkanı, 2019-2020 Eğitim Öğretim Yılının Açılış Töreninde muhalefet partisi genel başkanı gibi konuştu. Konuşmasının büyük bir bölümünde propaganda yaptı. AKP’nin ne köprüler, ne yollar, ne tüneller yaptığını; bu yollardan kaç aracın geçtiğini, okulun ilk gün heyecanını yaşayan çocuklara anlatıp durdu! Konuşmasının eğitime ayırdığı bölümde ise gerçeklerden tamamen koptu.

Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin verilerini açıkladı bilmiyoruz ama, biz Türkiye’nin gerçek eğitim verilerini açıklamaya devam edeceğiz!..

Recep Tayyip Erdoğan: Milli Eğitim Bakanlığımızın bütçesi göreve geldiğim zaman 7,5 milyar idi, şimdi ise 114 milyar liraya yükselttik. Aslan payını eğitim öğretime verdik.

Gerçek: AKP 2002’de iktidara geldiğinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2019 yılında bu oran yüzde 4,88’e düştü.

Recep Tayyip Erdoğan: Ülkemize kazandırdığımız 309 bin yeni derslikle milletimizin en önemli dertlerinden birisi olan kalabalık sınıfları tamamen ortadan kaldırdık. Ben 75 kişilik sınıfta okudum. O dönemde 100 kişiyi aşan öğrencilerin okuduğu sınıflar vardı.

Gerçek: AKP Genel Başkanı mevcut durumu gizliyor, 17 yılda yapılan toplam derslik sayısını veriyor. Şu anda her dört okulun birinde ikili eğitim veriliyor.

Bu gerçeğe 11. Beş Yıllık Kalkınma Planında da yer verilmiş:

Öğrencilerin; yüzde 41,3’ü (2.108.200 öğrenci) ilkokulda

Öğrencilerin; yüzde 33,6’sı (1.814.041 öğrenci) ortaokulda

Öğrencilerin; yüzde 6,8’i (291.979 öğrenci) ortaöğretimde

ikili eğitim ve öğretim görmektedir.

2017-2018 MEB İstatistiklerine bakıldığında 4.214.220 öğrencinin ikili eğitim yapan okullarda okuduğu anlaşılmaktadır. İkili eğitim yapan 4.214.220 öğrencinin 30 öğrencili sınıflara dağıtılıp tam gün eğitim yapmaları için yaklaşık 140 bin 474 dersliğe ihtiyaç var.

Recep Tayyip Erdoğan: 8 yıllık kesintisiz eğitim yerine, 4+4+4 olmak üzere zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttık. Eğitimde fırsat eşitliğini ve adaleti sağlamak için özellikle maddi durumu yerinde olmayan öğrencilerimizin burs imkanlarını genişlettik.

Gerçek: 4+4+4 eğitim modelinin uygulanmaya başlanması ile okullaşma oranlarında özellikle de ilk ve ortaokullarda ciddi düşüşler meydana geldi. Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokullarda okullaşma oranını yüzde 91,5, ortaokullarda ise yüzde 94,47 olarak açıkladı. İlkokul çağındaki çocukların yaklaşık yüzde 10’u, ortaokul çağındaki çocukların yaklaşık yüzde 6’sını okula gidemiyor.

Eğitimde 4+4+4 eğitim sistemi özel okullara yaradı;

-Özel okulöncesi öğrenci sayısı yüzde 53 artışla 236 bin 355’e yükseldi

-Özel ilkokullarda öğrenci sayısı yüzde 40 artışla 233 bin 740’a yükseldi

-Özel ortaokullarda öğrenci sayısı yüzde 96 artışla 321 bin 779’a yükseldi

-Özel liselerde okuyan öğrenci sayısı %305 artışla 559 bin 838’ yükseldi

İmam hatipler desteklendi;

-4+4+4 eğitim sisteminden önce, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 537 imam hatip lisesinde, 268 bin 245 öğrenci var

-2018-0119 eğitim-öğretim yılı itibariyle imam hatip lisesi sayısı 1607’ye, bu okullarda okuyan öğrenci sayısı ise 504 bin 327’ye çıktı.

Recep Tayyip Erdoğan: Okul öncesi eğitimi de süratle yaygınlaştırıyoruz. İlkokula başlama yaşını 69 aya düşürdük.

Gerçek: AKP Genel Başkanının bu açıklamasından, okula başlama yaşını 72 aydan; 60 ay, 66 ay sonra da 69 ay olarak değiştirip, çocuklarımızla pinpon topu gibi oynadıklarını unuttuğunu anlıyoruz. Hatırlatalım!..

30 Mart 2012 tarihinde 6287 sayılı yasa ile okula başlama yaşı 60 aya indirildi. Daha sonra yönetmelikte yapılan bir değişiklikle 66 ay olarak uygulanabilmesinin önü açıldı.

Konunun uzmanları bu düzenlemelere karşı çıktı. Çocuğun gelişim sürecini tamamlamadan okula başlatılmasının sakıncalarını anlatılar. O dönem AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bu işe karşı bir kampanya var. 66 ay ve 4+4+4 e karşı bir kampanya. Bu 66 ay meselesinde gidip rapor alanları ben evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Niye, benim evladım gerizekalıdır, diyor. Yani 2 ay mı senin evladını iyi noktaya getirecek.” diyerek, uzman görüşlerini yok saydı.

Gelişimini tamlamayan çocukların okula başlatılmasının sakıncaları oraya çıkmasına rağmen AKP bu yanlış uygulamada yıllarca direndi.

Haziran 2019’da ise okula başlama yaşı 69 aya çıkartıldı. Okula başlama yaşının 72 ay olması konusunda hem komisyonda hem de TBMM’deki görüşmelerdeki teklif ve önergelerimiz kabul edilmedi. Okula başlama yaşının 66 aydan 69 aya yükseltilmesi olumlu bir adım olarak görüldüğü için desteklendi.

Ancak okula başlama yaşı yeniden 72 aya çıkartılmalıdır. Geçmiş tecrübelerimiz 72 ayın okula başlama yaşı olarak en uygun yaş olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğitimin temel basamağını oluşturan 3 ve 4 yaş grubundaki çocuklarımızın okul öncesi eğitim oranı, OECD ortalamasının onda biri kadar.

Eğitim İşin Raporuna göre; “2011-2012 eğitim öğretim yılında, 5 yaş grubunda okulöncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 65,69 iken, 2012-2013 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 39,72’ye düşmüştür. 2017-2018 eğitim öğretim yılında 5 yaş grubu çocukların yüzde 66.88’i okul öncesi eğitim almış bu yıl ise çok az bir artışla yüzde 68.30’da kalmıştır. Okulöncesi eğitimde okullaşma oranı, 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte gerilemiştir.”

Recep Tayyip Erdoğan: Ders müfredatlarını özgürlükçü, demokratik, şeffaf ve objektif bir anlayışla yeni baştan hazırladık. Milletimizin inancını, insanımızın medeniyet ve kültür değerlerini hor gören ideolojik unsurları ders kitaplarımızdan tamamen temizledik.

Gerçek: Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını, devrimlerini, Cumhuriyet tarihini kitaplardan çıkardığının itirafıdır. Laik, demokratik, bilimsel eğitimin dibine kibrit suyu döktüğünün ilanıdır bu cümleler!

Recep Tayyip Erdoğan: Okulların teknolojik alt yapısını baştan aşağı yenileyerek 432 bin 288 sınıfın tamamına etkileşimli tahta yerleştirdik, 45 bin 653 çok fonksiyonlu yazıcının kurulumunu yaptık, toplam 1,5 milyon tablet bilgisayarı liselerdeki öğrenci ve öğretmenler dağıttık...

Gerçek: 10. Kalkınma Planında, FATİH Projesinin tamamlanacağı “teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacaktır.” ifadelerine yer verilmişti.

Ancak, maliyetinin 30 milyar dolar olduğu açıklanan FATİH Projesine, 11. Kalkınma Planında yer verilmedi. Böylesine devasa bir maliyete sahip projenin akıbetini herkes gibi bizler de merak ediyoruz.

Milyarlarca dolar çöp mü oldu? Bunun hesabını kimse vermeyecek mi? Yoksa para aktarımının yeni bir yolu mu? FATİH Projesi paravan görevi mi gördü?

FATİH projesi bütçesinden yapılan amaç dışı harcamalar 2017 Sayıştay Denetim Raporu’na da yansıdı:

701 bin 494 TL’nin yolluk, 992 bin 886 TL’nin çeşitli illerde düzenlenen kitap fuarları, 2 milyon 719 bin 566 TL’nin zirve, kongre, film yarışması, ödül töreni; 3 milyon 793 bin 619 TL’nin ise personel hizmeti için harcandığı tespit edildi.

Recep Tayyip Erdoğan: Tüm bunları yaparken eğitimin temel direği olan öğretmenleri de asla ikinci plana atmadık.

Gerçek: Öğretmenler açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. TÜRK-İŞ’in verilerine göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Mayıs 2019 itibarıyla 6.918 TL’ye ulaştı. 2019 yılının ilk 6 ayında, en düşük kadrolu öğretmen maaşı ise 3.651 TL’dir. Kadrolu öğretmenlerimizin maaşları yoksulluk sınırının yarısına düşmüş.

Yine TÜRK-İŞ’in verilerine göre, Mayıs 2019 itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.124 TL. Ayda ortalama 80 saat ders verebilen ücretli bir öğretmenin ortalama ücreti 1.200 TL’dir.

Söz verdiğiniz 3600 ek göstergeyi vermediniz, Öğretmenler Meslek Kanununu çıkarmadınız, öğretmenlerin kadrolu çalışma hakkını ellerinden alıp, sözleşmeli, ücretli yaptınız, aile bütünlüklerini dağıttınız… KPSS’den sonra Mülakat getirip haklarını yediniz. Sorgusuz sualsiz 35 bin öğretmeni ihraç ettiniz.

Öğretmen olma umuduyla eğitim fakültesi okuyan sayıları 700 bine dayanan öğretmenlerin atamasını yapmadınız. Sadece 950 olan engelli öğretmenlerimizin hakları olmasına rağmen atamalarını yapmayarak, önlerine bir engel de siz koydunuz….

Recep Tayyip Erdoğan: 2002 yılında İstanbul'da ilköğretimde derse özellikle başlarken her derslikte derslik başına 56 öğrenci düşüyordu. Açtığımız yeni dersliklerle bu sayıyı da 30 ve altına indirdik. Şu anda 22 kişilik sınıflarımız da var.

Gerçek: İstanbul’da da durum diğer illerden farklı değil. 3 milyon 200 bin öğrenci, 116 bin derslikte, 6 bin 900 okulda eğitim görüyor. 163 bin öğretmen görev yapıyor. İstanbul’da 30 bine yakın öğretmen açığı var. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü’nün açıklamalarına göre, İstanbul’da eğitimin yüzde 25’i hala ikili eğitim olarak veriliyor. Öğrenciler 70-80 kişilik sınıflarda okuyor.

Recep Tayyip Erdoğan: Kız çocuklarımızın okullaşma oranlarında ve devamsızlık konusunda da önemli ilerlemeler kaydettik.

Gerçek: 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı 2018-2019 eğitim öğretim yılında yüzde 92.08’e gerilemiştir.

Recep Tayyip Erdoğan: Eğitim kurumlarımızı, spor salonları, dijital kütüphaneler, laboratuvarlarla donatarak alt yapı problemlerini önemli ölçüde çözdük.

Gerçek: Okulların yüzde 87’sinde spor salonu, yüzde 61’inde kütüphane, yarısında ise laboratuvar yok.

Recep Tayyip Erdoğan: Asıl önemli işimiz, bundan sonra başlıyor. Artık hep birlikte eğitimde kalite artışı gibi daha fazla emek ve zaman isteyen meselelere yoğunlaşmamız gerekiyor.

Gerçek: Halk size koskoca 17 yıl verdi, yapmadınız. Bundan sonra hiç yapamazsınız! AKP dağılma sürecine girmiştir. Gelecek seçimde yüzde 10 barajını geçmeyeceği konuşuluyor. Böyle bir siyasi partinin Genel Başkanının uzun vadeli vaatlerde bulunması inandırıcı değil.

Recep Tayyip Erdoğan: Eğitimde cumhuriyet tarihimiz boyunca bize özgü bir gelenek oluşturamadık. Böyle bir sistemi maalesef kuramadık. Hukukta, idari düzende, bürokrasi de olduğu gibi eğitimde de Batı'yı kopyalamayı tercih ettik. Açıkçası ne kendi kadim değerlerimizi ne Batı kültürünü öğrencilerimize layıkıyla aktarabildik. Sonuçta kendi değerlerine bigane kalan, aslını inkar eden, Batı kültürüne hayranlık duymanın ötesinde katkısı olmayan kayıp nesiller yetiştirdik."

Gerçek: Cumhuriyet tarihine ait ne varsa 17 yıllık iktidarınızda yok etmeye çalıştınız. Atatürk’ü devrimlerini kitaplardan çıkardınız, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kurulan tüm kurum ve kuruluşların adını değiştirdiniz, kurulan ne varsa haraç mezat sattınız. Türkiye Cumhuriyetinin adına dahi tahammül edemediniz! “T.C.” ibaresini kamu kurum ve kuruluşlarından sildiniz! Bayramlarımız dahi yasakladınız…

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye uydurma bir sistemle, TBMM’ni devre dışı bıraktınız. Yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığını tek elde topladınız… Var olan devlet kültürünü yok etmek, hafızalardan silmek için elinizden gelen her şeyi yaptınız.

Ama yine de başaramadınız.!..

Recep Tayyip Erdoğan: Düşünmeye, soru sormaya, sorgulamaya, öğrencilerimizin sanat, spor, bilim, edebiyat gibi farklı alanlardaki yeteneklerini keşfetmeye yeterince önem verilmedi. Uzun yıllar eğitim sadece insan formatlama, tektipleştirme, dikte aracı olarak görüldü. Eğitimde yaptığımız reformların gayelerinden biri de bu sakat anlayışı tümüyle ortadan kaldırmaktır."

Gerçek: Felsefe, spor, görsel sanatlar ve müzik derslerini zorunlu olmaktan çıkartıp, din kültürü ve ahlak bilgisi dersini zorunlu ders yaparak bu söylediklerini gerçekleştiremezsin!

Sen ki sorgulayanlara “ananı da al da git “ diyensin. Sen ki gazetecilere önceden hazırlatılmış sorular dışında soru sordurtmayansın. Sen ki twit atarak eleştirenlere dahi tahammül göstermeyen, düşüncesini açıklayanı terörist ilan edensin… Söylediklerin, elindeki notları okumaktan öteye gitmez!

Recep Tayyip Erdoğan: Unutmayın, merak ilmin anahtarıdır. Merakınız ne kadar büyükse bilginiz o kadar derin olacaktır. Bunun için soru sormaktan, sorgulamaktan asla çekinmeyin.

Gerçek: “Cihat” konusunu müfredata koyup, Atatürk’ü, felsefe konularını, Darwin’in Evrim Teorisini çocuklara öğretmeyi sakıncalı bulan bir anlayışın; soru sormaktan, sorgulamaktan neyi kastettiği açıklamaya muhtaç bir durumdur.

Recep Tayyip Erdoğan: "Sizler 15 Temmuz gecesindeki direnişiyle dünya ekonomisi ve dünya demokrasi tarihine geçmiş cesur bir milletin mensuplarısınız.”

15 Temmuz hain darbe girişiminden kendine bir kahramanlık destanı yaratmaya çalışma. ABD’nin emrinde olan FETÖ’yü devletin kılcal damarlarına yerleştiren; TSK’yı, Emniyeti, Milli Eğitimi ellerine teslim eden AKP iktidarıdır. 15 Temmuz olsa olsa 251 vatandaşımızın katledilmesine sebep olan AKP iktidarının acizliği olur!

Anadolu halkı dünya tarihine adını emperyalizme karşı kazandığı zaferlerle yazdırmıştır, Çanakkale destanıyla yazdırmıştır. Gerçek zaferlerin sahibi Mustafa Kemal Atatürk’ün adı dünya tarihine altın harflerle kazınmıştır!

“Atatürk’ün ideoloji yoktur” diye dil uzatanlar, tarihi inkar eden haramzadelerdir.

Biz, geçmişimizi rehber edinip; laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim anlayışı ile geleceği kuranlar olacağız!”

Son Güncelleme: 12.09.2019 17:25
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15