Ağıralioğlu: Soylu'nun Açıklaması, Bundan Daha Kötüsü Olamaz Dediğimiz Bir Açıklamadır

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, hükümetin seçim yasasını değiştirme hazırlıklarını, "demokratikleşmeden çok iktidarda kalma avantajını yönetme teşebbüsü" olarak tanımladı. İyi Parti Sözcüsü, "İktidarda kalmak matematik işi değildir, iktidarda kalmak gönül işidir, ahlak işidir" eleştirisinde bulundu. Ağıralioğlu, İçişleri Bakanı'nın AYM Başkanı'na yönelik sözleri için de "Bisiklet savaşları başladı" derken, "Soylu Bey’in bu ifadesi, 'bundan daha kötüsü olmaz' diyebileceğimiz bir ifadedir."

15 Eylül 2020 Salı 16:51
Ağıralioğlu: Soylu'nun Açıklaması, Bundan Daha Kötüsü Olamaz Dediğimiz Bir Açıklamadır

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, hükümetin seçim yasasını değiştirme hazırlıklarına, "18 sene sonra siyasi partiler kanununa dokunmaya karar vermişse bu demokratikleşmeden daha çok iktidarda kalma avantajını yönetme teşebbüsüdür" sözleriyle tepki gösterdi ve "İktidarda kalmak matematik işi değildir, iktidarda kalmak gönül işidir, ahlak işidir, savunduğunuz ve millete mal ettiğiniz ilkeleri, sözleri tutma işidir" dedi. Ağıralioğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun AYM Başkanını hedef alan sözlerine de "Bundan daha kötüsü olmaz" diyerek değerlendirdi.

Ağıralioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, hükümetin seçim yasasında değişiklik yapma hazırlıklarını 'maç devam ederken kural değiştirmek' olarak değerlendirdi:

"Detaylarını bilmiyoruz ama genel olarak hükümetin bu tür düzenlemelerde demokratikleştirmeden ziyade kendi avantajını koruma hassasiyeti var. 18 sene sonra siyasi partiler kanununa dokunmaya karar vermişse, bu demokratikleşmeden daha çok iktidarda kalma avantajını yönetme teşebbüsüdür. Hükümetin bu konularda klasiği şöyle; maçın içinde kural değiştirmek, iktidarda kalma avantajını kendi gücüyle planlamak. Hükümetin bu tür meseleleri konuşurken iktidarda kalma avantajını yönettiğini düşünüyoruz. İktidarda kalmak matematik işi değildir, iktidarda kalmak gönül işidir, ahlak işidir, savunduğunuz ve millete mal ettiğiniz ilkeleri, sözleri tutma işidir."

''BİSİKLET SAVAŞLARI BAŞLADI''

Ağıralioğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, AYM Başkanı'na yönelik "Madem özgür bir ülkeyiz, işe bisikletle git gel bakalım" diyerek yaptığı eleştiriye ise sert tepki gösterdi: 

"Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez. Sokak çetelerinin kullandığı bir dil, böyle ifadelerle yönetilen devletin Türk Devleti olması bizi mahcup etmiştir. Cumhurbaşkanı hatırı sayılır korumalarla geziyor. İktidara geldiklerinde 'memleketin her bir tarafına insanların huzurla gidebildikleri bir ülke' vadetmişlerdi. 20 yıl sonra bulduğumuza bakın. Geldiğimiz durumda devletin bakanı Anayasa Mahkemesi Başkanı'na 'hadi bisikletle gez, ben de gezerim' diyor. Bisiklet savaşları başladı. Bisikletle gezilebilir bir ülke vadediyoruz İyi Parti olarak. Makam arabalarından kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Camilerde koruma ordusuyla namaz kılan protokolden kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Devletin bakanlarının bile Cumhurbaşkanıyla görüşürken geniş bir koruma protokolüyle (korunmasından) kurtulmuş bir ülke vadediyoruz. Soylu duysun, milletimizde duysun İyi Parti’nin en mühim taahhütlerinden bir tanesi makam arabalarının elden çıktığı, koruma ordusundan hem trafiğin, hem gözümüzün kurtulduğu bir ülke vadediyoruz. Süleyman Soylu Bey’in bu en son ifadesi, bundan daha kötüsü olmaz diyebileceğimiz bir ifadedir." 

"MİLLETTEN GERÇEKLERİ SAKLAMA UTANCI KALIR"

Hükümeti, pandemiyle ilgili tüm istatistikleri açıklamaya da davet eden Ağiralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Açıklanan rakamları yalanlayanlar ne biliyorlarsa açıklamalılar" sözlerine de tepki gösterdi:

"İnşallah bir gün bu istatistikler açıklandığı zaman, hükümetin hissesine kendi milletinden gerçekleri saklamak gibi bir utanç kalmaz. Biz belediyelerin defin kağıtlarından, hastanelerdeki yığılmalardan, çıkan cenazelerden, ambülanslarla Anadolu’ya gönderilenlerden takip ediyoruz. Bu rakamlarla bize sürekli açıklanan rakamlar birbirini tutmuyor. Şimdi bütün memleket kıpkırmızı ama ne hikmetse rakamlar aynı, vefat rakamları da, hasta rakamları da aynı. İnşallah hükümetin üzerine rakamları gizlemek gibi bir mahcubiyet düşmez. Dünyanın her yerinde bu rakamlar artabilir, bizim ihtiyacımız olan şey doğru bilgiler, istatistik bu mücadeleyi nasıl yapacağımızla ilgili bir program yapabilme"

Ağıralioğlu, "Pandeminin başında 21 gün tam karantina uygulanmış olsaydı, onun sonuçlarına göre ters karantina uygulayarak virüsle mücadelenin daha etkili yapılırdı" derken, sözlerini şöyle sürdürdü:      

“Pandemi ile ilgili istatistiklerin yanlış olduğuna dair bir hissiyat, devlete olan güvensizlik var. Sağlık Bakanlığı ilgili bütün kurumları biraraya getirerek, bu virüsün, bulaş sürecinin bütün detaylarını, kime nasıl bulaşmışsa, kim hangi gerekçe ile vefat emişse, vücuttaki tahribatın detaylarının virüsle mücadelede bize yeni bir yol haritası oluşturacak şekilde verilmesi lazım. Karantinada, yönetme organizasyonu kurulamazsa, birkaç ay sonra karşı karşıya olduğumuz yük bugünkünden çok daha fazla olacaktır. Devleti bu hassasiyete uygun bir ciddiyeti taşımaya davet ediyoruz.”

"HÜKÜMET, MİLLETİNİ DE O 5 MÜTEAHHİT GİBİ SAYSIN"

Ekonominin pandemiden önce bozulduğunu belirten Ağıralioğlu, 2019 verilerinde hatırı sayılır bir küçülme yaşandığını, pandeminin ise bunun tuzu biberi olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

“Bütün istatistikler, memleketin bütün verileri, 2002 verilerine dönmüş durumda. Memleketi teslim aldıkları süreçlerden daha kötü süreçlere taşımışlarsa, bunu 'dış güçler' gibi takdimle kurtarmalarını doğru bulmuyoruz. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 6’lara vardı. İşsizler ordusuyla karşı karşıyayız. 8 milyon 800 kişi hükümetten iş bekliyor. Memlekette işsizlik var, esnafımızın dertleri var, dar gelirli gruplarımız var ama hükümet ‘batmalarına seyirci kalamayız’ diye havaalanı inşaatında vermiş oldukları müteahhitlerin devlete ödeme taahhüdünde olduğu kiraları ötelemeyi konuşuyor. 'Batmalarına müsaade edemeyiz' cümlelerinin içerisinde, dar gelirliyi unutup zenginleri kurtarma ifadeleriyle devlet yönetmeye kalkıyorlar. Biz hükümetin, milletini de bu 5 müteahhit gibi saymalarını istiyoruz. Geçen dönem kredi verirken, şimdi ilk taksidini ödemeyle karşı karşıya kalanların ödemelerini neden ertelemiyorsunuz. Pandemi dolayısıyla arkasına sığındıkları hiçbir mazeret ekonominin kötü yönetildiği gerçeğini gizleyemez.” 

"DOĞU TÜRKİSTANLILARI DA SURİYELİ SAYSINLAR"

Ağıralioğlu, hükümetin, Doğu Türkistan’da yaşadıkları zulmü Türkün başkentinde dillendirmek için Ankara’ya yürüyen 18 kişiyi Ankara’ya sığdıramadığını da savundu:

“5 milyon Süriyeliyi ağırlayan Meclis, Doğu Türkistan’da ızdırap çeken insanların ağızlarını kapatır hale gelmiştir. 5 milyon Süriyeliyi ağırlamak bir mecburiyetse, lütfen bizim memleketimizdeki Doğu Türkistanlıları da Suriyeli saysınlar. Eziyet çekmiş insanlar buraya sığınıp başlarına gelenleri dünyaya duyurma imkanı bulamayacaksa biz nasıl kimsesizlerin kimi oluyoruz. Cumhurbaşkanını 'Dünya 5’ten büyüktür' derken bahsetmiş olduğu çerçeve içerisinde, Çin’i de kınamaya, Çin’i de Türklere yapmış oldukları soykırımdan, Türklere yaptıkları eziyetten kurtulmaları için irade ve tavır koymaya davet ediyoruz. Doğu Türkistan konusunda hassasiyet göstermesi gereken ülkelerinde başında Türkiye gelir”

''FİİLİ DURUM OLUŞTURULSUN''

Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilimin sorulması üzerine de Ağıralioğlu, şunları söyledi:

"Yunanistan fiili durum oluşturuyorsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti de fiili durum oluşturacak. Adaları silahsızlandırma taahhüdüyle kendilerine devredilmiş adaları silahlandırarak hukuku çiğniyorlarsa,. Türkiye’nin da bu fiili duruma mukavele etme hakkı vardır.  Hükümetin maharetle yönetmesi gereken bu diplomasi alanını kötü yönettiğini düşünüyoruz."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15