YILDIRIM KARA: YEŞİL ALANLARDA GERÇEKLEŞTİRİLEN KONTROLSÜZ PATLAMALAR YURTTAŞIMIZIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR
Hatay uzun yıllardır dört bir koldan istila ediliyor, birçok taş ve maden ocağı gibi kirletici tesisin çalışmalarına ara vermeden devam etmesi yetmezmiş gibi yenilerinin de kurulması gündemde. Bu konudaki sıkıntılara dikkat çeken Yıldırım Kara, “Bugün, Hatay’ımızın birçok ilçesinde Defne’deki Dursunlu Mahallesi’nde, Yukarıokçular’da, Kıcı’da, Aknehir, Sinanlı, Hassa Akbez’de Büyükçat’da kurulması planlanan taş ocakları ve Kırma Eleme tesisleri yurttaşlarımızı canından bezdiriyor. Bu kirletici tesisler, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem sonrasında Hatay’ın yeniden ayağa kalkması adına yapılan çalışmalara adeta ket vurmaktadır, yurttaşımızın yeşil alanları, yaşam alanları, havası ve suyu kontrolsüz ve geri dönülemez biçimde talan ediliyor. Bakan Özhaseki ‘Zümrüt gibi yeşil olan Anadolu coğrafyamızı adeta talan ettik’ şeklinde talihsiz açıklamalarda bulunup, hepimizi bu sorumluluğa ortak etmeye çalışsa da hepimiz biliyoruz ki asıl sorumlular bu kararları alanlardır.
Daha önceden de dikkat çektiğimiz gibi, kirletici tesislerin tüm bu faaliyetleri sebebiyle açığa çıkan kirletici yük, yeryüzünün genel yapısında, bitki örtüsünde, yeraltı ve yerüstü sularında ve yüzey yapılarında ölçülebilir, olumsuz yönde etkilere neden olmaktadır. Bu tesislerin işletilmesi ve yapılan patlatmalar sırasında ortaya çıkan toz, gürültü ve titreşimler ile nakliye araçlarının yaratacağı olası sıkıntılar, henüz depremin yıkıcı etkilerinden kurtulamamış bölge halkını büyük bir endişeye sürüklemekte, can ve mal güvenliğini tehdit etmektedir. Patlatmalar sırasında oluşan sarsıntılar sonucunda, depremi en yıkıcı şekilde yaşamış yurttaşlarımızı psikolojik olarak da olumsuz yönde etkilemesi görmezden geliniyor. Yurttaşımız, ansızın duyulan patlama sesleri ve buradan çıkan yoğun kirlilik ile mücadele içinde. Buradan açıkça söylüyorum ki, mahalle sakinlerinin sağlıklı yaşam koşullarının ve çevre hakkının gaspı söz konusudur.”dedi.
YILDIRIM KARA: HATAY’DAKİ BİRÇOK İLÇE MADEN VE TAŞ OCAKLARI İLE ABLUKA ALTINDA
Hatay’ın çoğu ilçesinde halihazırda birçok taş ve maden ocağı tesisleri bulunuyor. Fakat ihtiyaç gerekçe gösterilerek, “teminat sıkıntısı yaşanmaması” adına 30.01.2020 tarihli ve 192 sayılı Mahalli Çevre Kurulu Kararı yürürlükten kaldırıldığını, ÇED raporu istenmediğini vurgulayan Yıldırım Kara “Alınan kararlar neticesinde, Hatay’da birçok yeni tesis gündemde. Deprem sonrasında bu faaliyetlerin, maden projelerinin, geçmiş yıllara göre oldukça hızlı ve kontrolsüz bir şekilde artmakta olduğunu farkındayız. İklim Adaleti Komisyonu’nun Ekoloji Örgütleri 1.yıl Deprem Raporunda Hatay’daki maden projelerinin 2022 yılına göre %70 arttığı tespiti yer almaktadır. Bu tabloda “ihtiyaç var” mazaretine daha fazla sığınılamaz. Sadece inşaat faaliyetlerine odaklanarak yurttaşımıza bir yaşam alanı tesis edilemez. Dursunlu’daki mevcut durum bize mahalle sakinleri, çocuklarının ve halk sağlığının tehdit altında olduğunu açıkça gösteriyor. Oradaki yurttaşımız da defalarca bu sorunları dile getirmekte ve meydana gelebilecek kazalardan ciddi bir endişe duymaktadırlar. Taş ocağının kurulmak istendiği yerlerde yurttaşlarımızın geçim kaynakları olan zeytinlikler, hayvan otlattıkları meralar, su kaynakları ve tarım alanları hedef alınmaktadır.
Teminat sıkıntısı veyahut ihtiyaç gibi bahanelere sığınılmamalıdır. Biliyoruz ki, buradaki çevresel etki ve sağlık etki maliyeti o taş ocağının getireceği kârdan çok daha fazladır. Deprem bahane edilerek mantar gibi açılan, kapasite artışına giden bu tesisler için yetkili makamları göreve davet ediyorum.
Başta Hatay Valiliği olmak üzere, Çevre şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Çed İzin ve Denetim şube müdürlüğü, İlçe Kaymakamlıkları ile kolluk kuvvetlerini bir an önce denetime tabi tutulması ile alakalı işlemleri yapmaya, mevzuata aykırı hareket edenlerin cezai müeyyidelere maruz bırakılmasına ve söz konusu tesisleri derhal yaşam alanlarının dışına çıkarılması ile ilgili tüm tedbirleri almaları insan ve canlı yaşamı için hayati öneme sahip olduğunu yeniliyoruz.” dedi.