TBMM’nin çalışmalarına ara vermesinin ardından CHP’nin 81 ilde başlattığı geniş kapsamlı saha çalışmaları devam ediyor. Ağustos ayı boyunca gerçekleştirilecek çalışmalar kapsamında, 13 milletvekili bugün İzmir’de sahaya inecek. Çanakkale Milletvekili İsmet Günaşhan, Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Antalya Milletvekili Mustafa Erdem , Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan ve Seda Kaya Ösen ile Parti Meclisi Üyesi Mehmet Alkın Denizaslanı kentte iki gün boyunca vatandaşlar, esnaflar, meslek örgütleri ve STK’lar ile bir araya gelecek.
Heyet, saha çalışmaları öncesinde CHP İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın açıklamasına katıldı. Heyet adına açıklamayı CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun yaptı.
“Türkiye’yi felakete götürmeye kararlı olan bir iktidarla karşı karşıyayız”
Ülke genelinde CHP’li belediyelere ve CHP’ yöneticilere yönelik soruşturmalara tepki gösteren Uzun, şunları söyledi:
“Bugün İl Başkanımızın da yanımızda olmasını isterdik. Ama maalesef bu sürecin bir parçası olarak birçok belediye başkanımız ve bürokratımızın olduğu gibi kendisi de iktidar tarafından tutsak edilmiş durumda. Günümüz Türkiyesinde adalet sadece bir kesim için işlemekte ver yargı eliyle siyasete yön verilmek istenmektedir. İBB soruşturması adı altında başlatılan ve İzmir dahil birçok ilimizde siyasi saiklerle devam ettirilen darbe sürecinde hukuksuzluklar yaşanmış ve yaşanmaya devam ediyor. Masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkı ve seçme ve seçilme hakkı gasbedilmektedir. Bu dava ve davalar, milletin iradesine açık bir darbe haline dönüşmüştür. Katillerin, baronların, azılı suçluların devlete ifade vermeye çağrıldığı bir ortamda, toplum tarafından sevilen, takdir gören ve bu nedenle önemli görevlere getirilen başta Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok belediye başkanımız, bürokratımız ve partimizin yöneticileri adata düşman hukuku ile şafak operasyonuyla evlerinden alınmaktalar. Yapılan bu darbenin temeli, baştan çökmüş durumdadır. Suçlamalar asılsız, dosyalar delilsiz ve sözde deliller de yalandan öteye geçememektedir. Onlarca yalanla dosya doldurulmaya çalışılan, baktılar olmuyor delilden suça gidemeyince suç uydurup delil yaratmaya çalıştıkları bir sürecin içinde Türkiye’yi felakete götürmeye kararlı olan bir iktidar ve onun anlayışıyla karşı karşıyayız.”
“Kararlı bir şekilde iktidar yolculuğuna devam etmekteyiz”
Yaşananları ‘siyasi darbe’ olarak tanımlayan Uzun, şunları söyledi:
“Son seçimlerde ağır bir yenilgi alan iktidar, halkın gözünden ve gönlünden düştükçe baskıyı ve demokrasi dışı uygulamaları artırarak ayakta kalmaya çalışıyor. Yapılanın adını tam olarak koymak gerekirse bu işin gerçek adı, siyasi darbe günlerinden geçtiğimiz şeklinden tanımlanmalıdır. 19 Mart tarihinde başlatılan bu siyasi darbe, doğrudan halkın iradesine yapılmaktadır. Demokrasi, adalet ve halkın iradesi için yürütülen mücadele, bugün her alanda büyüyerek sürmektedir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu, iktidarın hukuksuzluklarla yürüttüğü kumpaslara rağmen bedeni tutsak olsa da düşünceleri tutsaklık sınırlarını aşarak bugün bizlerle birlikte yaşamaya devam etmekte. Adayımız, vizyonu, duruşu ve kararlılığıyla Türkiye’yi demokratik adil ve müreffeh bir geleceğe taşımak için zindanda dahi çalışmalarına devam etmektedir. Genle Başkanımız, örgütümüz, partimizin tüm kurul ve kurumları ve adaylarımız ile kararlı bir şekilde iktidar yolculuğuna devam etmekteyiz. Bu kararlılık sadece Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ya da CHP’nin iktidar yürüyüşüyle sınırlı değil. Halkımızın, Türkiye’deki iktidarın değişmesini gerçekleştirmesini sağlayacak adımların atılmasın dairdir. İktidar yolculuğumuzla temek hedefimiz, halkı kapsayan bir siyaset anlayışını büyütmek ve ve iktidar vizyonunu somut politikalarla hayata geçirmektir. Katkı vermek isteyen herkes, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi çalışmalarının doğal bir parçasıdır.”
“Ülkemize yeniden güzel günleri geri getirmek için yola çıktık”
CHP’nin eylem ve mitinglerin yanı sıra parti programı için de çalışmalarını devam ettirdiğini hatırlatan Uzun, “Partimiz bir yandan eylemler ve mitinglerle demokrasi mücadelesini sürdürürken diğer yandan Türkiye’yi içinde bulunduğu krizden çıkaracak programını hazırlamaktadır. Her alanda çözüm önerilerimizi halkımız ve toplumsal paydaşlarımızla paylaşacak en katılımcı yöntemlerle hükümet programımızı şekillendiriyoruz. Parti programı hazırlıklarımızda ise artık sona yaklaşılmıştır. Partimiz, Türkiye’nin ihtiyacına uygun, dertlere derman olacak, halkımızı önceleyen ve ayakları yere basına bir parti programına son şeklini vermek üzeredir. Yapacağımız ziyaretler ve toplantıların asıl amaçlarından biri de bu programa katkıdır. Bu program, 86 milyon yurttaşımıza nefes aldıracak, adaleti sağlayacak ve yüzleri güldürecek bir program olacak. Çünkü ülkemizin insanlarının çektiği çileye son vermek ve ülkemize yeniden güzel günleri geri getirmek için yola çıktık bunu da başaracağız” diye konuştu.
“Her bir yurttaşımızın cebinden 70 bin liranın heba olmasına neden olmuştur”
19 Mart’ya başlayan sürecin ekonomik sonuçlarına da dikkat çeken Uzun, şu ifadeleri kullandı:
“19 Mart darbesi aynı zamanda ekonomiye de ağır bir darbe vurmuştur. Bu süreçte, enflasyon beklentileri yükselmiş, on milyarlarca dolar yabancı sermeye Türkiye’yi terk etmiştir. Oluşan 6 trilyonluk kayıp, her bir yurttaşımızın cebinden 70 bin liranın heba olmasına neden olmuştur. Oluşan bu yükün neredeyse tamamı işçimiz, esnafımız, çiftçimiz ve emeklilerimizin sırtına yüklenmiştir. Elbette bugünler geçecek. CHP olarak bizler, halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ile birlikte Türkiye’yi adil, özgür, güçlü ve demokratik bir geleceğe taşımak için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 20. yüzyılda uçak üreten Türkiye’yi, 21.yüzyılda marketlerde cumhur reyonu açarak mercimek satan Türkiye konumuna düşürenlerden bu iktidarı önünde sonunda devralacağız. Fabrikaları tek tek satanlaran bu iktidarı devralaacağız. Halkımızın egemenlik hakkını gasbedenlerden, onları açlığa mahkum edenlerde, yandaşı zenginliğe, emekliyi yoksulluğa boğanlardan mutlaka hesap soracağız. Demokrasiyi araç olarak görenlerden, Anayasa’ya sadakat yeminini bozanlardan bu iktidarı devralacağız. Biz haklıyız. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız, Türkiye kazanacak.”