Erdoğan'dan 'seçim' mesajı: “Menderes, 14 Mayıs 1950'de; 'Yeter söz milletindir' diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Rahmetli Menderes, 14 Mayıs 1950'de; 'Yeter söz milletindir' diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı… Biz de ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyerek özgürlük ve refah özlemi içindeki milletimizin büyük desteği ile hükümete gelmiştik. Şimdi de ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz… Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, Altılı Masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir” dedi.

18 Ocak 2023 Çarşamba 15:18
Erdoğan'dan 'seçim' mesajı: “Menderes, 14 Mayıs 1950'de; 'Yeter söz milletindir' diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Rahmetli Menderes, 14 Mayıs 1950'de; 'Yeter söz milletindir' diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı… Biz de ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyerek özgürlük ve refah özlemi içindeki milletimizin büyük desteği ile hükümete gelmiştik. Şimdi de ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz… Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, Altılı Masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün TBMM’de; AKP Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, şunları söyledi:

“Bizim hayatımızda hiçbir seçim kolay olmadı. Her seçime büyük bir mücadeleyle, azimle, gayretle hazırlandık, girdik. Her seçimden zaferle çıkmayı da başardık. Bu seçimi diğerlerinden farklı kılan nedir?.. Karşımızda oluşturulan ucube ittifakın hezeyanları ile uğraşarak, milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirebilmenin tatlı telaşını yaşayarak hazırlanıyoruz. Türkiye bugün öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar, milletlerin önüne asırda bir gelir. En büyük sorunumuz enflasyondu, işte o da düşüşe geçti. Enflasyonu inşallah önümüzdeki aylarda yüzde 50’lere, yüzde 40’lara, yüzde 30’lara doğru hızla düştüğünü hep birlikte göreceğiz…

"73 YIL SONRA BİR KEZ DAHA AYNI GÜN..."

Rahmetli Menderes, 14 Mayıs 1950'de; 'Yeter söz milletindir' diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Aynı şekilde rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde Türkiye’ye çağ atlatma vaadi ile önemli bir başarı kazanmıştı. Biz de ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyerek özgürlük ve refah özlemi içindeki milletimizin büyük desteği ile hükümete gelmiştik. Şimdi de; ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz. Sözü de kararı da geleceğini de tayin hakkını milletimize bırakmak istemeyen vesayet heveslilerine rağmen ‘Türkiye Yüzyılını’ başlatacağız. Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, Altılı Masa diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, kifayetsiz muhterislere, bu müstemleke heveslilerine 'yeter' diyecektir. 

Muhalefetin vaadi, milletin karşısına bir aday çıkarmak, ancak onu görünürde altı, gerisindekileri de hesaba katarsanız en az 10 kişi ile yönetmektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir cumhurbaşkanı üzerinden ülkeyi idare etmek istiyorlar. Yani devletin başı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olan cumhurbaşkanı fiilen Altılı Masa’nı emir eri gibi davranacak. Bunlar gel deyince gelecek, git deyince gidecek adaylara, başkanlara alışmışlar. Cumhurbaşkanını da öyle tasavvur ediyorlar…

Şimdi ne diyorlar, ‘Bu altılı masadaki birilerini buraya Erdoğan mı gönderdi?’ İşim gücüm yok sizlerle mi uğraşacağım. Bizim işimiz var. Ama böyle düşünmelerinden dolayı da yine ben kendilerine teşekkür ediyorum. Şaka bir yana, karşımızda gerçekten ibretlik bir tablo var. İşin özünde çok eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor…

“YENİ BAŞARAMAYACAKSINIZ”

Milli iradenin en yüksek makamı olan Meclis’imizden meydan okuyorum. Ne yaparsanız yapın, yine başaramayacaksınız. Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Bu millet karşısına hangi kılığa büründürerek çıkartırsanız çıkartın sizi de, numaralarınızı da, aparatlarınızı da sizin etki elamanlarınızı anında tanıyor. Şayet aksi olsaydı 2007’de bize cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz…”

“SAVUNMA SANAYİMİZE KARŞI SERGİLEDİĞİ HAZIMSIZLIKTIR”

Erdoğan, “Savunma sanayi şirketleri, savunma sanayi ürünleri ne için hedef alınır diye düşünmeden edemiyorum.  Bizim bildiğimiz bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayine ancak bunların kendine tehdit olarak görenler saldırır… Anlamakta zorlandığımız ve üzüldüğümüz husus bu ülkenin bir parti liderinin, parti mensuplarının ordumuza ve savunma sanayimize karşı sergilediği hazımsızlıktır. Gerçi darbe yapan orduyu alkışlayanların, terör örgütlerinin başını ezen orduya düşmanlıkları gayet tabidir” diye konuştu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın BAYKAR’a yönelik eleştirilerini de değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi:

“Kendi akıllarınca bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden BAYKAR’ı daha kolay hırpalayabileceklerini ve böylece sinsi niyetlerini gizleyebileceklerini düşünüyorlar. Ülkemizin her değerini savunmak nasıl boynumuzun borcuysa bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek de sorumluluğumuzun gereğidir.”

“HUKUK KARŞISINDA BUNUN HESABINI VERECEKLER”

Erdoğan, kendisine yönelik eleştirileri alkışlayan komutanlara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Konuşan kim, Bay Kemal? Anayasamızın amir hükmüne göre başkomutan konuşuyor. Sen ne savunma bakanımıza, ne kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin önce haddini bil. Bu bir cibilliyet meselesidir. Şanlı ordumuza saldırmak öyle herkesin karı değildir. Bütün bunlarla ilgili işin hukuki boyutu devam ediyor. Hukuk karşısında da bunun hesabını verecekler” dedi.

Erdoğan, Babacan’a ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik de şunları söyledi:

“Sen git çocuk bezi satmaya devam et. Tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu. Üzgünüm 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı. 15 sene. Yanında bir tanesi daha var. Aynen o da öyle. Bizden üniversite istediler. Ben başbakanım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Yanında dolaşan öğretim üyelerine sesleniyorum. Biz bu tahsisi yaptık. Kendisine ne zaman ki başbakanlık koltuğuna oturdu, ne yaptı biliyor musunuz? O tahsis yapılan yeri vakfına mülk edindi. Türkiye’de bunun başka bir örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım. O vakıftaki yöneticiler acaba bunu nasıl izah edeceksiniz. Bir tane örneği yok. Bila bedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarımızda da yok. Ben kullanmıyorum öyle bir ifadeyi, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor. Malum ona Serok Ahmet diyor. Bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptı?... Biz de bu üniversiteyi bunların bu yolsuzlukları sebebiyle aldık ve devletimize mal ettik.”

Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik de şöyle konuştu:

“Bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan’ın ve arkadaşlarının başörtüsü konusunda istismarcı olup olmayacağını benim milletim gayet iyi bilir. Haysiyet sahibiysen, arkadaşlarım randevu talep etti vermediniz. Çünkü ikiniz de birbirinizin aynısınız. Bay Kemal de sen de. Birbirinizden farkınız yok. Sen Saraçhane’de verdiğin görüntüyle zaten hangi istikamete gittiğini ortaya koyuyorsun. Bu millet bu konudaki hassasiyetleri gayet iyi biliyor. AK Parti, Cumhur İttifakı olarak bizi bu işin istismarını değil tam manası ile gerçeğini yapıyoruz. Kabul edersiniz, etmezsiniz. Biz şu anda yola çıktık, milletimize aile olayını ve başörtüsünü gerçeğini anlatacağız. Grubumuzla bu konudaki onurumuz, her şeyimiz ortadadır. Bu konuda sizinle bu işin mukayesesini yapacak durumda değiliz. Sizin birlikte yürüdüklerini ‘Bu kadını Meclis’ten atın’ diyen sınırsız tiplerdi. Siz onlarla beraber yürüyorsunuz. Şimdi bu işin istismarı ile bizi yargılamak istiyorsun. Varsa bir projeniz bu projenizi bize gönderirsiniz. Ona göre üzerinde çalışır, adımı da atarız. Aile bizim kutsalımızdır. Güçlü aileler güçlü fertlerden ortaya çıkar. Güçlü ailelerden de güçlü millet oluşur. Şimdi çok açık ve net bir şey söylüyorum. Siz ortağınızla birlikte LGBT’cilerle beraber yürüyebilirsiniz. Onlarla beraber adım atabilirsiniz. Bizim onlarla da işimiz yok.”

Son Güncelleme: 18.01.2023 16:06
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15