CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de
yaptığı konuşmada gıdada yaşanan sorunlara dikkat çekti.
TARIM TİCARİLEŞTİ
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gıdayla ilgili üretim öncesinde, üretim sırasında, üretim
sonrasında yaşadığımız sorunlar açık ve net çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinden beri
tarımı ticarileştirdi. Amaç burada insanların gıdaya erişimi değil; tohumdan gübreye, ilaçtan diğer
girdilere kadar her şeyin belli kazanç kapısına dönmesinin yarattığı problemlere göz yumulmasıdır.
Bakınız, et ve süt ürünlerindeki fiyat artışları o noktaya geldi ki çoğu hanede artık ya gramla bu et ve
süt mamulü ürünler alınabiliyor ya da hiç alınamıyor. Oysa özellikle çocuklarımızın proteine ihtiyacı
var. Coğrafyamızın suyu, havası, çiftçisi, üreticisi, besicisi her alanda başarıyla üretim yapabilecek
potansiyelde. Ama Tarım Kanunu’nda dahi millî gelirin yüzde 1’inin destek olarak verileceği yazıyor,
uygulaması olmuyor.” diye konuştu.
VATANDAŞ GEÇİNEMİYOR
Gürer, “Gıdaya erişimde ülkemizde özellikle emeklilerin, sabit ve dar gelirlilerin yaşadığı gelir-gider
orantısızlığının önemli bir rolü var. Çünkü cepte para yok, rafta ürün var. Bu da dolaylı bir kıtlık
anlamına geliyor. Eğer siz o kesimin, asgari ücretlinin, emeklinin gelirini belli bir seviyeye
çekebilirseniz, raftaki ürüne erişebilir.
Peki raftaki ürünün önemli bölümü nereden geliyor? İthalat. Hububatta, bakliyatta gidiyorsunuz,
bakıyorsunuz rafta; arkasında menşei yazıyor. Ne acı ki Türkiye 21 üründe arz açığını hâlâ kapatamadı.
Öyle olunca da ürettiğinden fazlasını dışarıdan alan, dışa bağımlılığı artan bir ülke durumundayız.”
dedi.
İSRAF VAR
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Bunun yanında gıdayla ilgili
yaşadığımız farklı sorunlar da yok mu? Var, özellikle israf. Türkiye’de yılda 2,5 milyon kamyon gıda
israf nedeniyle çöpe gidiyor. İsrafın olduğu, üretimde sorunun bulunduğu ve cepte para olmadığı için
raftaki ürüne erişilemeyen bir süreçte, ülkenin tarım politikasının bir bütün olarak sorunlu olmadığını
söylemek mümkün mü?
Biz alanlara gidiyoruz, üreten ürettiğinden para kazanamıyor. Aracılık sistemi var; aracılık sistemi
ürünü katlıyor, katlıyor, katlıyor, rafa geliyor. Raftaki ürünü de fiyat artışı nedeniyle vatandaş
tüketemiyor. Yoksulluk sınırının 91 bin lira olduğu bir ülkede, 50 milyondan fazla insanın istediğini
alabilme hakkı elinden alınmış durumda. Çarşı pazar yangın yeri; mutfaklarda tencereler geçmişe göre
sınırlı ölçüde, sınırlı gıdayla kaynıyor.
Çocuklar okula giderken sağlıklı beslenemedikleri için sıkıntılar yaşıyorlar. Ayrıca taşımalı eğitimin
olduğu yerlerde, gittikleri bölgelerde sağlıklı gıdaya erişimde de problemler yaşanıyor. Eğer gıdada
sorunları aşacaksak, doğru planlama, kamucu bir anlayış ve çözümcü bir yaklaşımla bu sorunların
üstesinden gelebiliriz.” dedi.