İngiltere merkezli The Guardian gazetesinde yer alan habere göre; İsrail ordusu, 30 Haziran Pazartesi günü Gazze'de sahil kenarındaki kalabalık bir kafeye düzenlediği saldırıda 230 kg’lık bir bomba kullandı. Saldırıda, kafenin bulunduğu alan yerle bir olurken geriye büyük bir krater kaldı. Sağlık yetkilileri, kafeye düzenlenen saldırıda en az 24 Filistinlinin öldüğünü ve çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi. Ölenler arasında tanınmış bir film yapımcısı, bir sanatçı, 35 yaşında bir ev hanımı ve dört yaşında bir çocuk da bulunuyor. Yaralananlar arasında da 14 yaşında bir erkek ve 12 yaşında bir kız çocuğu var.
Saldırı gerçekleştirilen kafe, yaklaşık 40 yıl önce kurulmakla birlikte Gazze Şehri'ndeki gençler ve aileler için bir dinlenme noktası olarak biliniyordu. Kafede, az miktarda alkolsüz içecek, çay ve bisküvi satılıyordu.
Uzmanlar: “Bu saldırı, hukuka aykırı ve bir savaş suçu teşkil edebilir”
Öte yandan, kafenin bulunduğu liman bölgesi, yaklaşan askeri operasyonlar konusunda uyarıda bulunmak üzere İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yayınlanan tahliye emirlerinin hiçbirinin kapsamına girmiyordu.
Uluslararası hukuk uzmanları, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu çok sayıda sivilin varlığının bilinmesine rağmen böyle bir mühimmatın kullanılmasının, “hukuka aykırı olduğunu ve bir savaş suçu teşkil edebileceğini” söyledi.
Guardian tarafından fotoğraflanan El Baka'daki kafe kalıntılarında bulunan silah parçaları, mühimmat uzmanları tarafından son yıllarda birçok bombardıman harekatında kullanılan ABD yapımı MK-82 genel maksatlı 230 kg'lık bir bombanın parçaları olarak tanımlandı. İki mühimmat uzmanı da patlamanın bıraktığı büyük kraterin MK-82 gibi büyük ve güçlü bir bombanın kullanıldığının bir başka kanıtı olduğunu söyledi.
Cenevre Sözleşmelerine dayanan uluslararası hukuka göre, bir askeri gücün, elde edilecek askeri avantajla “aşırı veya orantısız” olan “tesadüfi sivil yaşam kaybına” neden olan saldırılar düzenlemesi yasak.
İnsan Hakları İzleme Örgütü: "İsrail ordusu tam olarak kimi hedeflediğini söylemedi”
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Gerry Simpson, konuya ilişkin şunları söyledi:
"İsrail ordusu tam olarak kimi hedeflediğini söylemedi ancak sivil kayıpları en aza indirmek için havadan gözetleme yaptığını söyledi, bu da kafenin o sırada müşterilerle dolu olduğunu bildiği anlamına geliyor. Ordu ayrıca havadan atılan büyük bir güdümlü bomba kullanmanın oradaki sivillerin çoğunu öldüreceğini ve sakat bırakacağını da biliyordu. Böylesine büyük bir silahın kalabalık olduğu aşikâr olan bir kafede kullanılması, bunun hukuka aykırı orantısız ya da gelişigüzel bir saldırı olduğu ve savaş suçu olarak soruşturulması gerektiği riskini taşımaktadır."
IDF: “Asla ve asla sivilleri hedef almadık”
IDF Sözcüsü, kafeye yapılan saldırının incelenmekte olduğunu ve “saldırıdan önce, havadan gözetleme kullanılarak sivillere zarar verme riskini azaltmak için adımlar atıldığını” söyledi. Sözcü, IDF'nin “asla ve asla sivilleri hedef almadığını” söyledi.
IDF, bu yılın başlarında yaptığı uzun bir açıklamada, “sivillere verilen zararı değerlendirmek için kullanılan gelişmiş önlemlerin bile neredeyse hiçbir zaman mükemmel olmadığını ve mühimmat seçiminin saldırının amacının niteliğine bağlı profesyonel bir mesele olduğunu” belirtmişti. Açıklamada, “Bazı hedefler daha küçük faydalı yükler için uygunken, diğerleri görevin başarıya ulaşması için daha ağır mühimmat gerektirebilir, örneğin, belirli sert malzemelerle inşa edilmiş yapıları, büyük yapıları veya yeraltı tünellerini yok etmeyi amaçlarken” denildi.
İsrail defalarca Hamas'ı sivilleri canlı kalkan olarak kullanmakla suçlamış, Hamas ise bu suçlamayı reddetmişti.
