Boğaziçi Ünversitesi’nde öğrencilere kahve ikram ettiği için soruşturma başlatılan Tuna Tuğcu: “Soruşturmanın kahveyle, işletmeciyle zerre kadar alakası yok”

Boğaziçi Üniversitesi kampüsü içindeki özel kafe alanında öğrencilere kahve ikram ettiği için hakkında soruşturma başlatılan öğretim üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu, soruşturmaya konu görüntülerin üniversitenin özel güvenliği tarafından çekildiğini belirterek “Düğün de üniversiteye ait alan içinde dışarıdan bir şirketin yaptığı bir etkinlikti. Üniversite o gün orada güvenliği sağlayıp, o kız çocuğunu kurtarmak varken, ben kahve dağıtırken mi güvenliği oraya sürüyor” dedi. “Bu soruşturmanın kahveyle, işletmeciyle zerre kadar alakası yoktur” diyen Tuğcu, "Soruşturmanın gerçek nedeni, Haziran 2022’den beri üniversitede bilgi işlem başta olmak üzere bir çok alanda yapılan yanlış ve hatta çoğunlukla usülsüz, mali ve idari suçlar içeren bir çok konuyu açığa çıkarmam ve ısrarla bunları takip etmem" diye konuştu.

24 Eylül 2025 Çarşamba 13:17
Boğaziçi Ünversitesi’nde öğrencilere kahve ikram ettiği için soruşturma başlatılan Tuna Tuğcu: “Soruşturmanın kahveyle, işletmeciyle zerre kadar alakası yok”

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci, kampüs içinde özel işletmeye kiralanmış kafe alanında öğrencilere "kafe alanında izinsiz olarak kahve dağıtımı yaparak, kafenin işlemesini ve çalışmasını engellediği ve özel işletmeye kiralanmış alanın bir kısmını işletmenin izni olmadan kendi amaçları doğrultusunda kullandığı" gerekçesiyle üniversitenin bilgisayar mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında dün ifade veren Tuğcu, soruşturmaya ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuştu. 2021’in Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı kararıyla üniversiteye rektör olarak atanan Naci İnci tarafından 2022 yılından bu yana hakkında 9 soruşturma başlatıldığını belirten Tuğcu, yaşanan süreci de anlattı.

Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs'te yer alan kafeteryanın yerine yüksek fiyatlı özel bir kafenin açılması öğrencilerin tepkisine neden olmuştu. Öğrenciler kafeyi boykot etmiş, kafe alanını ortak alan olarak kullanarak protesto eylemi gerçekleştirmişti. Protesto eylemlerine katılan çok sayıda öğrenciye rektörlük tarafından uzaklaştırma cezası verilmişti. Protestoların sürdüğü 17 Mart günü kafedeki öğrencilere kendi getirdiği kahveden ikram ettiği için hakkında soruşturma başlatıldığını aktaran Tuğcu, “Öğrencilere ücretsiz olarak kahve verdiğim için, işletmenin çalışmasını engellediğim iddia ediliyor. Soruşturmanın temel iddiası bu” dedi.

30 Ağustos'taki cinayeti hatırlattı

Soruşturmaya dayanak olarak gösterilen görüntülere ilişkin “Usulsüz bir şekilde üniversitenin özel güvenlik biriminden bir görevli, benim orada olduğum süre boyunca kamera kaydı aldı. Eğer orası bağımsız bir işletmeyse üniversitenin güvenlik görevlisi orada görev yapamaz, işletmenin kendisinin yapması gerekir. Eğer orası üniversitenin alanı olduğu için özel güvenlik orada çalışıyorsa, o zaman üniversitenin bir hocası olarak güvenlik görevlisinin çalıştığı yerde benim de öğrencilerime kahve ikram etmeme de bir suç isnat edilemez. Bu yapılan şey tamamıyla anlamsız, hukuksuz her şeyden önce utanç verici bir şey” dedi. Geçtiğimiz 30 Ağustos’ta üniversitenin kampüsünde gerçekleşen düğünde 15 yaşındaki Hilal Özdemir’in hakkında 24 suç dosyası olduğu ortaya çıkan 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Tuğcu, “Üniversite o gün orada güvenliği sağlayıp, o kız çocuğunu kurtarmak varken, ben kahve dağıtırken mi güvenliği oraya sürüyor” dedi. Tuğcu şöyle konuştu:

“Deniyor ki, “Biz orada güvenliği sağlamak için özel güvenliği oraya soktuk’; başka bir işletmeye ait olmasına rağmen. O zaman 30 Ağustos’taki düğün de yine üniversiteye ait alan içinde dışarıdan bir şirketin yaptığı bir etkinlikti...15 yaşındaki çocuğun çalıştırılması da suçtur. Her ne kadar çalıştıranlar başka bir şirket de olsa, üniversitenin izniyle üniversitenin arazisi içinde bu suç işlenmiştir. Bunu denetlemekle yükümlü olan rektörlüktür. Rektörlük, üniversitede kaçak işçi çalıştırılması denetlemiyor; üniversiteye 24 sabıkası olan bir katilin girmesini, silahı sokmasını engellemiyor, 15 yaşındaki çocuğun öldürülmesini engellemiyor. Ama kafeye güvenliğe sokup, orada öğrenciye kahve ikram eden bir hocanın ve onun ikram ettiği kahveyi içen öğrencilerin görüntülerini almayı hak görüyor. Ve buna dayanarak hem hocaya hem de öğrencilere soruşturma açıyor.”

“4 yılı aşkın süredir Boğaziçi Üniversitesi'nde artık kanuna uygun şekilde ihale yapılmıyor.”

Soruşturmaya ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, öğrencilere izinsiz şekilde kahve ikram etmesi nedeniyle başlatılan soruşturmaya “Ne yapsaydım? Kendileri gibi 21/b ile 'davet usulüyle ihale' yapıp yandaş birilerine para mı verseydim?” diye tepki göstermişti. Tuğcu konuya ilişkin, “4 yılı aşkın süredir Boğaziçi Üniversitesi'nde artık kanuna uygun şekilde ihale yapılmıyor. Yapılan ihalelerin önemli bir kısmı, kanunen yasak olmasına rağmen 21’inci madde çerçevesinde davet usulüyle yapılıyor. Yani, açık ihale ilanıyla şartları sağlayan bütün firmaların girip adalet içinde rekabet ederek en ucuza işin yapılması yerine, ihale kapalı olarak sadece belli firmalar davet edilip, o firmalara veriliyor. Ve ben bunu sürekli gündeme getirdiğim için, benim başımdan soruşturmalar ve davalar eksik olmuyor” açıklamasında bulundu.

“Kahveci benden şikayetçi olmamışken, nedense rektörlük benden şikayetçi olup soruşturma açıyor”

Başlatılan yeni soruşturmaya ilişkin, “Bu soruşturmanın her tarafı saçma ama içlerinde en saçma olan kısmı, aslında işletmecinin benden şikayetçi olmamış olması. Kahveci benden şikayetçi olmamışken, nedense rektörlük benden şikayetçi olup soruşturma açıyor. Rektörlüğün kahveciyle ne ortaklığı var ki bana bu soruşturmayı açıyor. Bu nedenle bu soruşturmanın kahveyle, işletmeciyle zerre kadar alakası yoktur” şeklinde konuştu.

“Bu soruşturmanın asıl nedeni, benim yaptığım bir yanlışlığın olması değil. Soruşturmanın gerçek nedeni, Haziran 2022’den beri Boğaziçi Üniversitesi’nde, bilgi işlem başta olmak üzere bir çok alanda yapılan yanlış ve hatta çoğunlukla usülsüz, mali ve idari suçlar içeren bir çok konuyu açığa çıkarmam ve ısrarla bunları takip etmem” diyen Tuğcu, Rektör Naci İnci’nin bugüne kadar kendisi hakkında 9 soruşturma başlattığını ve geçirdiği soruşturmalardan kendisine yönelik bir ceza çıkmadığını belirtti. Tuğcu, “Hiçbir ceza almadım. Bir kez kınama cezası vermişlerdi ama o da mahkeme tarafından iptal edildi haksız olduğu için...Bugüne kadar benim hakkımdaki tüm iddiaları reddedilmiş vaziyette” dedi.

"Olay, 10 Haziran 2022’de bilgi işlemdeki bazı usülsüzlükleri tespit etmemizle başladı”

2004'ten beri Boğaziçi Üniversitesi’nde hocalık yapan Tuğcu, daha önce hakkında açılmış hiçbir soruşturma bulunmadığını belirterek “Olay, 10 Haziran 2022’de bilgi işlemdeki bazı usülsüzlükleri tespit etmemizle başladı” dedi. Tuğcu, hakkındaki ilk soruşturmanın ise 15 Haziran 2022'de açıldığını aktararak şöyle konuştu:

"Ardından, usülsüz şekilde verilen ihaleleri de öğrendik. Bunların üzerine gittiğim için Naci İnci beni 2 kez üniversiteden, hatta sadece üniversiteden değil kamu hizmetinden atarak beni kamuda hiçbir kurumda çalışamaz hale getirmeye çalıştı. Nitekim vaktinde bir hocaya da ‘Tuna Tuğcu’nun akademik kariyerini sonlandıracağım’ demişti. Bu nedenle 2 kez YÖK’te de soruşturma geçirdim ve YÖK 2 kez Naci İnci’nin talebini kabul etmedi, soruşturmaları iade etti.

Tutuklanmam için de 1 kez ceza davası açmak istedi. Onda da Danıştay oy birliğiyle talebi reddetti ve hakkımda bir dava açılamayacağını bırakın, Naci İnci’nin iddialarının tümünün gerçek dışı olduğunu söyledi. Ancak Naci İnci’nin bana eziyet etmeleri bitmiyor. Kimi zaman bu kahve için oluyor, kimi zaman nöbet alanına kurulmuş olan pisti ben kaldırmadığım halde ben kaldırmışım gibi bana soruşturma açılması yolunda oluyor. Gerçekleri söylediğim için hakkımda soruşturma açılıyor. Bizzat kendisi benim hakkımda yalan söylediği için, bana tazminat cezası ödemeye mahkum edildi.

"Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler hakkında açılan soruşturmaların hesabını kaybettik"

Sadece ilk aşamada, Melih Bulu geldiğinde ve Naci İnci de onun rektör yardımcısıydı o zamanlar, 500 öğrenci hakkında soruşturma açılmıştı. Sonrasında Naci İnci, Melih Bulu’nun rekorunu çok geçti, hatta öğrencilerimizi şikayet ederek tutuklattı. Benzer şekilde personel hakkında da soruşturmalar açıldı. Personel sürüldü, işten atıldı. Kimi hocalarımızın da sözleşmelerine son verdiler. Hakkında soruşturma açılan da pek çok hocamız var. Bunun en önemli örneklerinden, başta Ünal Zenginobuz hocamız gelir. Senatörlüğünü bile iptal etmeye kalktılar. Tekrar senatör seçildi, saymadılar. Bir de böyle bir durumumuz var. Boğaziçi’nde yasa gereği seçimle yapılması gereken şeylerde de seçimlerimizi saymıyorlar. Kendi istedikleri kişi olana kadar, tekrar tekrar seçimler yaptırıyorlar.

"Olay sadece soruşturmalarla bitmiyor"

Özellikle de direnişte daha aktif rol alan hocalarımıza daha fazla soruşturmalar açılıyor. Nöbete katılan hemen her hocaya soruşturma açtılar. Ama olay sadece soruşturmalarla bitmiyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde, hocalarımızın atama yükseltmeleri yapılmıyor. Kimi zaman, doktora öğretim üyelerinin yeniden sözleşme yenilenmesi yapılmayarak, sonlandırılıyor sözleşmeleri. Kimi zaman da doçentlik atamaları yapılmıyor, profesörlük atamaları yapılmıyor. Hak ettikleri halde yapılmıyor. Profesör olmasına 1 yıl kalmış ama halen doçent yapılmayan hocamız var.

“Profesörlük şartını sağlamayan kişileri profesör yapıyorlar”

Öte yandan kendileri profesörlük şartını sağlamayan kişileri profesör yapıyorlar. Hatta bu kişi, sağlamadığı şartı sağlıyormuş gibi görünmek için, başkasının doktora öğrencisini kendisinin doktora öğrencisi gibi göstererek başvuru yaptı. Bu etik suçtur. Bu kişinin etik kurula verilerek, etik ceza alması ve hocalığının sonlandırılması gerekir. Hadi soruşturmayı yapmadınız, yapamadınız, o zaman bu durumda bu kişi profesörlük şartını sağlamıyor. Bu kişiyi nasıl profesör yapıyorsunuz. Şartları sağlayan kişileri yapmayıp, sağlamayanları yapıyorlar. Bu da bir cezalandırma yöntemidir. Ceza, size bir disiplin cezası verilerek yapılmak zorunda değil. İnsanların hakları elinden alınarak, gasp edilerek de insanlara ceza verilir. Ve bu, Boğaziçi Üniversitesi’nde çok yoğun bir şekilde yapılıyor.

"Bu şartlar altında benim hocalık yapmam isteniyor"

Benim şu an adliyede 48 tane Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili dosyam var. Toplamda 48 tane dava dosyasıyla uğraşıyorum ben. Yıllardır benim araştırma labatuvarıma girmem yasak, araştırma ekipmanıma el konuldu. Ve bu şartlar altında benim hocalık yapmam isteniyor. 2 kez, benim ders yüküm diğer hocaların iki katına çıkarıldı. Yapılan haksızlıklara karşı koyduğum için, açık açık konuştuğum için... Başıma gelenlerin bütün nedeni bu”

Son Güncelleme: 24.09.2025 14:25
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.