Bu ülkeden çalınan en büyük servet adalettir. 

"Faizi düşüreceğiz, faiz düşünce kur  yükselecek, kur yükselince ihracat artacak, ithalat gerileyecek ve dolayısıyla cari açık fazlaya dönüşecek, sonunda da enflasyon düşecek" anlayışıyla ekonomiyi yönetmeye çalışanlar,  geçen haftalarda Mayıs ayı  Merkez Bankası para politikası kurulu toplantısında yine faizi sabit tutarak iddialarının arkasında durdular. 

"Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve güçlendirilerek sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir..." Dedi

"Bütün dünyada enflasyon yükseliyor, gıda fiyatları artıyor o yüzden bizde şartlar olgunlaşıncaya dek, elimizdeki tüm araçları liralılaşma doğrultusunda kullanacağız", açıklamasıyla faiz kararı kamuoyuna izahatını pek de kimsenin anlam veremediği şekliyle yaptı. 

Şimdilerde ise Kurun üzerine sanki  benzin dökülmüş gibi alev alıyor,  

‘’Türk Lirası daha fazla değer kaybedemez, zaten dipte" diyenlere duyurulur, her geçen gün Türk Liramız Dolar karşısında değer kaybediyor, rekabet gücü azalıyor, satın alma gücümüz düşüyor, 

Merkez Bankası'nın Mayıs ayı Piyasa Katılımcıları Anketi'nde yıl sonu enflasyon beklentisi %58, 
Dolar/TL kuru beklentisi ise 17,57' 
Bir önceki ankette yıl sonu enflasyon beklentisi % 46,44; Dolar/TL beklentisi ise 16,85 TL'ydi. 
 
(TÜİK) Nisan ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin % 7,25 arttığını, yıllık enflasyonun % 69,97'ye yükseldiğini açıkladı, 
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aynı dönem için yıllık enflasyonu % 156,86 olarak hesapladı. 

Şimdi soru şu; Türkiye'de enflasyon ile mücadele eden bir kurum var mı?

Türkiye'de enflasyonun nedenleri nelerdir ? bu  sorularının yanıtlarını en kısa zamanda bulmalı ve pratikte uygulamalıyız, aslında iktisat bilimi ile uğraşan veya sokaktaki  biz sade vatandaşlar bile biliyoruz ki her geçen gün aynı para ile daha az domates, daha az pirinç daha az petrol ürünü satın alabiliyoruz 

Herkes bilir ki; enflasyon iki türlü oluşur, ya  talep, ya da maliyet enflasyonu.  O halde arz ve talep dengesini yeniden kurmak genel kabul görmüş ekonomi politikalarına dönmek gerekir. 

Bizim yöneticilerin yaptığı gibi öyle kısa vadede çıkarılan enstrümanlar (kur korumalı mevduat) ile günü kurtarma peşinde olursak ki gördük , Aralık ayında dolar/TL  kuru 18 TL civarından 11 TL ‘ye düştü.

Sonra bir salvo daha geldi; ‘’ Artık döviz kurları gündemimiz değil, enflasyon sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sorunu‘’ olduğunu savunduk.

Günün sonunda bugün tabelaya bakıyoruz dolar kuru yine  16,45  seviyelerinde.

Neymiş günü kurtarmak yetmezmiş. 
 
Merkez Bankası Türk Lirasının değerini korumak ve fiyat istikrarını sağlamak ile yükümlü olduğundan  

‘’Merkez Bankasını ve politika faizini önemsizleştirdik" diyerek  bu konunun altını kalın kalın çizenlere  şunu hatırlatmalıyız;  

yeni ekonomi model ile maalesef tarihi rekorlar kırmadık, ve kıracak gibi görünmüyoruz. 

Bu kaotik sarmaldan kurtulmak için fiyatlar, arz dengesi, kur politikaları ve enflasyon gibi iktisadi olayları bir  program dahilinde genel kabul görmüş hukuk normları ve siyasal istikrar çerçevesinde incelemek ve pratikte kuralları uygulamaya hemen  koymak gerekir. 

Bilimde mucizelere yer yoktur, o yüzden bir kişinin gözlerindeki ışıltıyı değil vatandaşımızın tamamının, toplumunun  ayırt etmeksizin tüm kesimlerinin  gözlerinde yaşama sevincini,  çocuklarına süt yumurta-et meyve  yedirebilen anne- babaların  mutluluğunu, mezun olan, atama bekleyen gençlerin umudunu, işçinin emekçinin, köylünün emeğinin karşılığını aldığı kaynağı sonsuz olan bir yaşama neşesi görmek istiyoruz. 

(İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı, Mali Müşavir Nermin Yıldırım Kara)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner15