48 Yaban Keçisinin Avlanma İhalesinin İptali 'Dava Ehliyetine' Takıldı

Adana 1. İdare Mahkemesi, 48 yaban keçisinin avlattırılması ihalesi ile yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Mersin Barosu’nun açtığı davayı, dava açma yetkileri olmadığı gerekçesiyle reddetti.

26 Ekim 2020 Pazartesi 11:05
48 Yaban Keçisinin Avlanma İhalesinin İptali 'Dava Ehliyetine' Takıldı

Adana 1. İdare Mahkemesi, 48 yaban keçisinin avlattırılması ihalesi ile yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Mersin Barosu’nun açtığı davayı, dava açma yetkileri olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Tarım ve Orman Bakanlığı, 7. Bölge Müdürlüğü aracılığıyla Mersin bölgesinde toplam 48 Yaban Keçisinin avlattırılması için açtığı ihaleye karşı Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açan Mersin Barosu’na yanıt Adana 1. İdare Mahkemesi’nden geldi.

Yapılan ihale için; Anayasa’nın 56. Maddesi ve Türkiye’nin taraf olduğu 15 Ekim 1978’de Paris’te ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Yaban Hayatı Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi örneklerini vererek dava dilekçesini oluşturan Mersin Barosu’na, Adana 1. İdare Mahkemesi’nden ‘ehliyet yönünden red’ kararı verildi. Verilen karara 15 gün içinde itiraz edeceklerini vurgulayan Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, yanlış karardan Danıştay’da dönüleceğine inandıklarını belirtti.

“DEVLETİN HAYVAN DAHİ OLSA CANLIYI ÖLDÜRME YETKİSİ YOK”

Kararın ardından açıklama yapan Yeşilboğaz, Doğal çevreyi ve hayvanları koruması gereken devletin sadece Mersin’de 48 yaban keçisinin avlanması için ihale yaptığını anlatarak şöyle konuştu:

“Para karşılığı spor olsun diye 48 tane canı pazarlıyor. Devletin hayvan dahi olsa bir canlıyı öldürme yetkisi bulunmamaktadır. Özellikle onu spor olsun diye para amaçlı ihaleye çıkarması asla düşünülemez. Buna yönelik olarak Mersin Barosu Hayvan Hakları Merkezimiz ile bir görüşme yaptık ve bu konunun asla kabul edilemeyeceğini gördük. Dava açma hazırlıkları içerisinde olan Hayvan Hakları Merkezimiz ile ortak dava dilekçemizi verdik. 16 Eylül’de Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtık, çünkü ihaleyi yapan Tarım ve Orman Bakanlığı idi. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın merkezi Ankara’da olduğu için davayı orada açmamıza rağmen, bize dün gelen Adana 1. İdare Mahkemesi kararı bizi hem şaşırttı, hem üzdü. Verilen karar oybirliği ile verilmiş. Davanın ehliyet yönünden reddine karar vermişler. Yani Adana 1. İdare Mahkemesi Mersin Barosu’nun dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davamızı ehliyet yönünden reddetmiş.”

“ÇEVRE VE KENTE İLİŞKİN HAKLAR DA İNSAN HAKKIDIR”

Dava dilekçesinde “Her insanın belirli ve temiz bir çevrede yaşam hakkı olduğuna” dikkat çektiklerini anlatan Yeşilboğaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çevre ve kente ilişkin haklar bir insan hakkıdır. Bizim Avukatlık Kanunu 76. ve 95. maddelerden kaynaklanan yetkilerimizi Adana 1. İdare Mahkemesi çok sınırlı değerlendirmiş. Sadece insan hakkı ihlali ve meslektaşlarla olan ilişkilerin düzenlenmesi, mesleki ilişkinin geliştirilmesi ile sınırlı tutmuş. Bu çok dar kapsamlı bir görüştür. Dünyada artık sistem bu şekilde ilerlemiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu noktada verdiği çok ciddi kararlar var. Burada potansiyel mağdur dediğiniz zaman, potansiyel mağdurun içerisine; insanlar da girer, çevredeki diğer varlıklar da girer. Baroların da bu tür davalarda taraf olma ehliyeti bulunmaktadır. Ancak son dönemlerde idari yargı; dava açma ehliyeti, menfaati bulunmadığı gerekçesi ile reddediyor.”

“HER VATANDAŞ İSTERSE DAVA AÇABİLİR”

Ret kararı ile avukatların doğrudan zarar görmediğinin belirtildiğini vurgulayan Yeşilboğaz, şu açıklamayı yaptı:

“Bunlar zaten yabani hayvanlar. Anayasa’nın 56. Maddesi çevreyi koruyan bir maddedir. Bu maddeye göre de tüm insanlar dava açabilir. Doğal yaşamın, ekolojik dengenin bozulmasına yönelik bu tür bir uygulamaya karşılık her vatandaş isterse dava açabilir. Yani idare Mahkemesi’nin anlayamadığı veya işgüzarlık yaparak ya da dava yükünü azaltmak için Barolara karşı menfaat yokluğundan davayı reddetmesi işin kolaycılığına kaçar. Bu hukuki değildir, kesinlikle hukuki olduğunu da düşünmüyoruz. Bu noktadan sonra 15 gün Danıştay’a temyiz yönünde gitme gibi bir süremiz var. Bu süreyi de yine meslektaşlarımızla, Hayvan Hakları Komisyonumuzla değerlendireceğiz. Kesinlikle Danıştay’a götüreceğiz, biz bu yanlış karardan Danıştay’da dönüleceğine kesinlikle inanıyoruz.

“TÜRKİYE’NİN TARAF OLDUĞU SÖZLEŞMELERİ UYGULAMAMASI HUKUKA AYKIRIDIR”

Yaban keçilerinin avlanması ile ilgili evrensel ilkelere atıfta bulunduklarını söyleyen Yeşilboğaz, “15 Ekim 1978’de Paris’te ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ve Yaban Hayatı Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ne Türkiye taraftır. Yaban Hayatı Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ne göre yaban keçileri kesin korunma altına alınması gereken fauna türleri başlığı altındadır. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmeleri yerine getirip tedbirler almak yerine spor ya da turizm adı altında bu hayvanların öldürülmesi için kamu gücünü kullanması hukuka aykırıdır. Böyle bir şey Anayasamıza göre de zaten iç hukuk mevzuatına da dahil edilmiş. Hatta iç hukuk mevzuatından daha üst bir pozisyonda bulundurulurken idare mahkemesinin bunu görmezden gelmesi sadece bizim Avukatlık Kanunu’muzdaki hak ve yetkilerle sınırlandırılmış olması son derece hatalıdır. Bu bir hukukçu bakışı değildir.”

Son Güncelleme: 26.10.2020 11:39
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.