CHP’Lİ DURMAZ’DAN MECLİS’TE TOKAT VE ÜRETİCİ İSYANI: “DESTEKLER SEMBOLİK, ÇİFTÇİ SAHİPSİZ BIRAKILDI

“190 BİN DÖNÜM MEYVELİK YANDI, VERİLEN DESTEK SEMBOLİK KALDI”

Durmaz, Tokat’ta 2025 yılında yaşanan zirai donun büyüklüğüne dikkat çekerek:

“Zirai don felaketi zararı 6,5 milyar liradır; zarar gören meyvelik alan 190 bin dönüme ulaşmıştır. Dekar başına 5 ile 6 bin 500 TL arasında verilen destek, bu maliyet tablosunun karşısında ne yazık ki sembolik kalmıştır” dedi.

Ceviz, kiraz, şeftali, erik ve vişne üreticisi çiftçiler adına; 2025 yılı sulama bedellerinin ve tarım Bağ-Kur primlerinin bütçeden karşılanmasını, Tarım Kredi, Ziraat, Vakıf ve Halk Bankası borçlarının en az bir–iki yıl faizsiz ertelenmesini talep ettiklerini ancak iktidarın bu çağrıya kulak tıkadığını vurguladı.

TARSİM ELEŞTİRİSİ: “ÇİÇEK AÇMADAN SİGORTA YOK”

Durmaz, farklı rakım kuşaklarına sahip Tokat’ta TARSİM uygulamalarının üreticiyi korumadığını belirterek:

“Tokat’ta rakım 250 metreden 1.200 metreye kadar değişiyor. TARSİM teminat başlangıç tarihleri 1 Mayıs olduğu için birçok ürün kapsam dışında kaldı. Sistem ‘çiçek açmadan sigorta yok’ diyor” sözleriyle tepki gösterdi.

Durmaz, zirai don başlangıç tarihlerinin havzalara göre yeniden belirlenmesini, düşük rakımlı ovalarda teminatın 1 Nisan’dan başlamasını, hububat ve yağlık ayçiçeğinin don kapsamına alınmasını ve kapsam dışı bırakılan dönemler için alınan primlerin üreticiye iade edilmesini talep etti.

“ÇOBAN DESTEĞİ KÜÇÜK ÜRETİCİYİ DIŞLIYOR”

Hayvancılıkta da tabloyun iç açıcı olmadığını belirten CHP’li vekil, çoban desteğinin 100 baş anaç koyundan 150 kuzu/oğlak şartına bağlanmasının Karadeniz Bölgesi’ndeki küçük sürüleri destek kapsamı dışına ittiğini söyledi:

“Bölgemizde ortalama sürü büyüklüğü 95 baştır; destekten yararlanabilmek için işletmede en az 200 anaç istenmektedir. Çoban desteği yeniden 100 baş anaç üzerinden verilmelidir.”

Durmaz, Ziraat Bankası’nın küçükbaş damızlık hayvan kredilerinin de 7.500 TL’den 15.000 TL’ye çıkarılması gerektiğini kaydetti.

“ÇİFTÇİ TARLADA DA, SOSYAL GÜVENLİKTE DE SAHİPSİZ”

Konuşmasında çiftçinin emeklilik ve prim yüküne de değinen Durmaz:

“İşçi ve memur 7.200 günde emekli olurken çiftçiden 9.000 gün prim istenmesi açık bir adaletsizliktir. Çiftçiye de 7.200 günle emeklilik hakkı tanınmalıdır. Afet olup ürün alamadığı yıl çiftçinin prim borcunu devlet karşılamalıdır” dedi.

Köyde yaşayan kadınların tarım sigortası primlerinin, ailede düzenli gelir yoksa devlet tarafından karşılanmasını istedi.

“ÜRETİMDE DEĞİL, PAZARLAMADA VE FİYATTA AĞIR SORUN VAR”

Tokatlı çiftçinin 8 verimli ovaya rağmen üretimde değil, pazarlamada ve fiyat oluşumunda sıkıntı yaşadığını dile getiren Durmaz:

“Bu yıl maliyeti 8 lira olan soğanı üretici 3 liraya satamamış, patatesi tarlada bırakmıştır. Karpuzda, biberde, domateste de aynı tabloyu gördük. Tarlada para etmeyen bir ürünün marketlerde hâlâ yüksek fiyatlardan satılmasını da yüce milletimizin takdirine bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

Durmaz, Tokat TMO şube müdürlüğünün başmüdürlüğe dönüştürülmesini, Artova ve Zile’deki TMO ofislerinin yenilenmesini, Kelkit Vadisi’ne (Erbaa–Niksar–Taşova hattı) tesisli TMO ajans müdürlüğü kurulmasını ve Tokat’a mutlaka lisanslı depo kazandırılmasını istedi.

“KIRMIZI MAZOT LÜKS DEĞİL, MECBURİYET”

Girdi maliyetlerindeki artışı da eleştiren Durmaz, şeker pancarı ve mazot fiyatlarına dikkat çekerek:

“20 kilo şeker pancarı satan çiftçi, bununla 1 litre mazotu zor alıyor. Mazotun 60 liraya dayandığı bir dönemde, çiftçi için KDV’siz, ÖTV’siz ‘kırmızı mazot’ artık lüks değil, mecburiyettir” dedi.

NİKSAR–ERBAA HATTI İÇİN SERA VE ÇİÇEKÇİLİK OSB ÇAĞRISI

Erbaa Süs Bitkileri Birliği’nin başarısına dikkat çeken Durmaz, 1 dönüm seradan 600 bin liraya, açık araziden 150 bin liraya varan gelir elde edildiğini hatırlatarak, Niksar’daki Hamidiye Köprüsü ile Tarihi Talazan Köprüsü arasında ortaya çıkacak yaklaşık 2.500 dönüm birinci sınıf tarım arazisinin “sera ve çiçekçilik ihtisas OSB’si” olarak planlanmasını önerdi:

“Köylerimizde kooperatifler kurup ülkemize döviz kazandıran, yüksek katma değerli bir üretim üssü oluşturulmalıdır. Tokat artık Tarıma Dayalı İhtisas OSB projelerinde görmezden gelinmemelidir.”

“TOKAT MADEN ŞİRKETLERİNE PARSEL PARSEL EDİLDİ”

Konuşmasının devamında Tokat’taki maden ruhsatlarına tepki gösteren Durmaz:

“Bu iktidar Tokat’ı adeta maden şirketlerine parsel parsel etti; yetmezmiş gibi şimdi Almus Çiftlikköy Yaylası’na, Çilehane Köyü Yaylası’na ve Çamköy Yaylası’na da maden ruhsatı vererek hem doğamızı hem de yaşam alanlarımızı tehdit ediyor” sözleriyle çevre ve yaşam alanı vurgusu yaptı.

EKONOMİK TABLO VE ALTYAPI EKSİKLERİ

Türkiye genelindeki ekonomik sıkışmışlığa da dikkat çeken Durmaz, icra ve iflas dosyalarının 25 milyon sınırına dayandığını, 2025 başından bu yana icra dairelerine gelen yeni dosya sayısının 8,5 milyonu aştığını, bankaların takibe aldığı borç miktarının 515 milyar liraya yükseldiğini belirtti.

Tokat’ın ulaştırma ve altyapı sorunlarını da tek tek sıralayan Durmaz; Amasya–Kervansaray–Zile yolu, Zile–Çekerek yolu, Pazar–Zile yolu, Tokat–Niksar–Akkuş–Ünye yolu, Niksar–Çamiçi Yaylası yolu, D–100 üzerindeki Niksar–Gürçeşme kavşağı, Kadışehri bağlantısı, Çaylı Kavşağı aydınlatması, Reşadiye kavşağına alt geçit ve ikinci köprü ile Tokat Havalimanı’ndaki tarife ve fiyat politikasının acilen ele alınmasını istedi.

“TOKAT’IN SESİ MAHŞERE KALMASIN”

Durmaz, konuşmasının sonunda halk ozanı Sümmani’den dizelerle iktidar sıralarına seslenerek:

“Bütün bu talepleri dikkate almayan iktidar grubuna;
Sümmani’yim ben bu derdi niderim / Başım alıp diyar diyar giderim / Yarın mahşer günü dava ederim / Mahşer yerine siz gelmez misiniz? diyor Tokatlılar” ifadelerini kullandı.

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, sözlerini, hükümeti Tokatlıların ve üreticilerin taleplerine kulak vermeye davet ederek tamamladı.