İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, YouTube kanalındaki programında söylediği sözleri gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla 104 gündür tutuklu bulunan Fatih Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Siyasetçiler, gazetecilik sendikaları ve STK'lar sosyal medyadan şöyle tepki gösterdi.
Deniz Yücel: "İktidar güdümündeki yargı Fatih Altaylı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Farklı seslere tahammülü olmayan, iktidar güdümündeki yargı Fatih Altaylı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Hiç şüphesiz, AKP iktidarı; vatandaşı yoksullaştıkça zenginleşen, demokrasi talepleri arttıkça otoriterleşen bir iktidar olarak tarihe geçecektir. Ama en çok da hukukun üstünlüğünü yok eden, yargının bağımsız ve tarafsız yapısını ortadan kaldıran bir iktidar olarak anılacaktır. Gazetecilik suç değildir" diye tepki gösterdi.
Suat Özçağdaş: "Suçu(!) ise gazetecilik yapmak"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "104 gündür tutsak edilen Fatih Altaylı tahliye edilmedi. Suçu(!) ise gazetecilik yapmak. Onların asıl korktukları ise milyon dolarlık medya patronlarına rağmen Fatih Altaylı’nın kendi emeğiyle kurduğu bağımsız kanalına duyulan güven ve saygı. Bir gazeteciyi aylarca susturmaya çalışmak, sadece basına değil, halkın haber alma hakkına da zincir vurmak demektir. Fatih Altaylı derhal serbest bırakılmalıdır" dedi.
Gökçe Gökçen: "Bir hukuk skandalı"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, "Fatih Altaylı bir gazeteci olarak yalnızca eleştirilerinden dolayı tutuklanmıştı. Bugün 104 günün ardından hakim karşısına çıktı ve tutukluluğuna devam kararı verildi. Cumhurbaşkanına fiili saldırı gibi akıl tutulması bir suçlamayla yargılanması ise sarayın düzeni için bile bambaşka bir hukuk skandalı. Fatih Altaylı gazetecidir ve cezaevinden bile habercilik yaparak, boş kalan koltuğuyla onlarca görüşe ses olarak demokrasi tarihine geçmiştir" ifadesini kullandı.
Ulaş Karasu: "Saray'ı eleştirmesin diyenler elbet günü gelince bunun hesabını sandıkta verecektir"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, "Bir gazetecinin düşünce ve fikirlerinden dolayı aylarca hapiste tutulması, demokrasi tarihinin bir ayıbı olarak, utanç sayfalarında yerini almıştır. Hiç kimse farklı düşünmesin, düşüncelerini ifade etmesin, Saray'ı eleştirmesin diyenler elbet günü gelince bunun hesabını sandıkta verecektir" dedi.
Ali Mahir Başarır: "Bu mu senin adalet anlayışın"
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Mahkemeden Fatih Altaylı’nın tutukluluğuna değil, aslında hukuksuzluğun devamına kararı çıktı! Gerekçe 'kaçma şüphesi, delil durumu...' falan filan... Ey Adalet Bakanı! Çık konuş şimdi! Türkiye’nin birinci partisinin liderine, fiili saldırıda bulunan adi bir suçluya jet tahliye... YouTube’daki yayınındaki bir cümlesinden ‘fiili müdahale’ çıkarttığınız gazeteciye uzatmalı tutukluluk. Bu mu senin hukuk devletin! Bu mu senin adalet anlayışın" ifadelerini kullandı.
Murat Emir: "Bağımsız YouTube kanalından korkuyorlar"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "104 gündür tutukluydu, tahliye edilmedi. Gazeteci Fatih Altaylı, Türk halkının sandığa bağlılığını ve tarihin gerçeklerini dile getirdiği için hedef gösterildi. Sandıktan da tarihten de korkanların baskısıyla hâlâ içeride. Milyarlarca dolarlık medya imparatorluklarının erişemediği prestije sahip bağımsız YouTube kanalından korkuyorlar" diye tepki gösterdi.
"Hukuka aykırı bu karar, basın ve ifade özgürlüğünü hiçe saymak demektir"
RSF’den Erol Önderoğlu, "YouTube yayınından gazeteci Fatih Altaylı’nın 'Cumhurbaşkanı’nı tehdit' iddiasıyla 100 günü aşkın bir süredir tutuklu bırakılması gazetecilik ve ifade özgürlüğü haklarının acı halini gösteriyor. Sindirme amacı taşıyan bu haksız mahpusluğa son verilmelidir" dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası da "Gazeteci Fatih Altaylı için tutukluluğa devam kararı verildi. Altaylı, 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçlamasıyla yargılanıyor. Tutukluluğunun 104. gününde ilk kez hakim karşısına çıktı. Sendikamızın da takip ettiği duruşmada mahkeme, tutukluluğun devamına karar verdi. Hukuka aykırı bu karar, basın ve ifade özgürlüğünü hiçe saymak demektir. Gazetecilik yargılanamaz" ifadelerini kullandı.