22 ay sonra "Nebati Modeli"ne dönüldü, net rezervler 12 milyar dolara düşüyor, 20 milyar dolar yastık altına gitti, faiz artacak, ihracatçının dövizinin yüzde 35’ine el konulacak

 Döviz talebindeki artış, kurlardaki aşırı hareketlilik ve Merkez Bankası (MB) rezervlerinde 1,5 aydır kesintisiz süren erimenin durdurulamaması üzerine yeni "makro ihtiyati tedbir" kararları alan ekonomi yönetimi ve MB Başkanlığı, eski Bakan Nureddin Nebati ve eski MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu modeline dönmek zorunda kaldı.

06 Mayıs 2025 Salı 15:35
22 ay sonra "Nebati Modeli"ne dönüldü, net rezervler 12 milyar dolara düşüyor, 20 milyar dolar yastık altına gitti, faiz artacak, ihracatçının dövizinin yüzde 35’ine el konulacak

MB Başkanlığının hafta sonu açıkladığı beş maddelik makro ihtiyati kararlarla bankalardaki yabancı para mevduat hesapları (döviz hesapları) için munzam karşılık oranları 200 baz puan yükseltilirken, bankalarda tüzel kişilere (şirket ve holdinglere) ait TL mevduatların payının yüzde 60’ın altında olması durumunda bu oranı aylık 0,3 puan artıramayan bankalara yaptırım getirildi.

Ayrıca mart ayında yüzde 30’dan yüzde 25’e düşürülen ihracatçıların elde ettikleri döviz gelirlerini MB’ye satma zorunluluğu oranı, son açıklanan kararla temmuz ayına kadar geçerli olmak üzere yüzde 35’e yükseltildi. Döviz varlığı olanların ve bankalardaki döviz mevduat hesaplarının maliyetini yükselterek cazip olmaktan çıkartmak, TL’ye dönüşü zorlamak için bankaların TL mevduatlar karşılığında MB nezdinde tuttukları zorunlu karşılıklara (munzam karşılık) daha yüksek telafi faizi ödenmesi kararlaştırıldı.

19 Mart sonrası kaybedilen 50 milyar doları yerine koymak için rasyonelden geri dönüş

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 23 Haziran’da önceki Bakan Nureddin Nebati’den görevi devralırken yaptığı konuşmada; "Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda önemli olacaktır. Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz" demişti.

Şimşek’in Nureddin Nebati’nin yüzüne karşı kullandığı bu ifadeler, 2021 sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "faiz sebep enflasyon sonuç" teziyle geçilen "nas" politikaları ve enflasyonun altında faiz indirimlerinin yarattığı ağır ekonomik yıkımın yanında, olağanüstü kur artışları ve yüzde 80’e kadar çıkan enflasyona yol açan heterodoks politikalara somut eleştiri olarak nitelendirildi. Eski Bakan Nebati’nin "Ortodoks politikalardan epistemolojik kopuş, heterodoks politikalara geçiş" olarak nitelendirdiği ve "gözlerindeki ışıkla" tarif ettiği, Türkiye Ekonomi Modeli’nin rafa kalktığını ilan eden Bakan Şimşek’in açıklamaları o dönemde içeride ve dışarıda büyük destek almıştı.

Eski Bakan Nebati ve eski MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun uyguladığı faiz, döviz, para politikalarıyla MB politika faizi yüzde 8,5’a kadar düşürülürken 128 milyar dolara ulaşan MB rezervi buharlaştı. Kurlar kontrolden çıktı. Enflasyon yüzde 80’e kadar tırmandı. MB rezervleri, swaplar hariç eksi 50 milyar dolara kadar inince Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasına geçildi. Dövizden TL’ye geçenlere kur farkı garantisi ve faiz güvencesi verildi. İhracatçılara elde ettikleri döviz kazançlarının yüzde 40’ını MB’ye satma zorunluluğu getirildi. MB politika faizi yüzde 8,5’a kadar düşürüldü. Hazine ve MB tarafından KKM hesaplarına iki yılda ödenen kur farkı faiz tutarı 2 trilyon liraya yaklaşırken, MB bilançosu geçen 2023 ve 2024’ü toplamı 2 trilyona yaklaşan tarihi zararla kapattı.

Bakan Şimşek ve MB tarafından Haziran 2023'te Cumhurbaşkanı Erdoğan talimatlı Nebati-Kavcıoğlu tahribatını ortadan kaldırmak üzere yürürlüğe konulan rasyonele geçiş, dezenflasyon, sıkı para politikalarıyla döviz talebini frenlemek, TL’ye geçişi cazip kılmak için MB politika faizi yüzde 8,5’tan yüzde 50’ye kadar çıkarıldı. Kur artışları baskılandı. Emekli, memur maaş zamları, asgari ücret artışı enflasyonun altında düşük tutularak talep ve tüketim harcamaları kısıldı.

Şimşek-Karahan ekibinin uyguladığı politikalara tam siyasi destek verdiğini sıklıkla ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaştan ise "sabır ve şükür" isterken, programın yürürlüğe girdiği 2023’te önce 2025 olarak ilan edilen tek haneli enflasyon hedefi daha sonra 2026’ya ve son olarak 2027’ye ertelendi.

İki yıl boyunca sürdürülen sıkı para ve baskılanmış kur politikalarıyla yaklaşık 65 milyon dolarlık MB rezervi biriktirildi. Geçtiğimiz aralık ayından itibaren başlatılan faiz indirimleri süreciyle mart ayına kadar yüzde 42,5’a düşürülen MB politika faizinde indirimlerin sürmesi beklenirken, 19 Mart İBB-İmamoğlu siyasal-yargısal operasyonlarıyla süreç tersine döndü. Faiz ve kur artışları dönemine geri dönüldü. MB politika faizi yüzde 46’ya, gecelik faiz yüzde 49’a yükseltildi. MB rezervleri 19 Mart’tan bu yana 50 milyar doların üzerinde geriledi. 19 Mart öncesi 14 Mart 2025 haftasında 65,4 milyar dolar olan swap hariç MB rezervleri 25 Nisan 2025 haftası itibarıyla swaplar hariç 16,4 milyar dolara indi. Bu hafta 8 Mayıs’ta açıklanacak MB verilerinde bu tutarın swap hariç 12 milyar dolara ya da altına inmesi bekleniyor.

20 milyar dolar yurt dışı ve yastık altına gitti, Nebati gibi Şimşek de ihracatçının dövizine göz dikti

MB rezervlerinde yaklaşık 1,5 ayda 50 milyar dolara yaklaşan rezerv kaybına karşılık bankalardaki döviz mevduat hesaplarındaki artış aynı dönemde 30 milyar dolar tutarında. Dolayısıyla döviz talebi ve MB rezerv erimesiyle yitirilen dövizlerin 20 milyar dolarlık kısmının banka ve finansal sistemden çıktığı yurt dışına ya da yastık altına gittiği anlaşılıyor.

Nebati-Kavcıoğlu dönemindeki gibi MB’nin hafta başından itibaren yürürlüğe koyduğu makro ihtiyati kararlarla TL mevduatları yüzde 60 ve üzerine çıkartmak mecburiyeti getirilen, aksi durumda yaptırımla karşı karşıya kalacak olan bankaların bu kriteri tutturmak için TL mevduat faizlerinde artış yapması kaçınılmaz. Bu durumda ticari ve bireysel kredi faizlerinin yükselmesi de kaçınılmaz hale gelecek. Nebati döneminde de yüzde 38-40 enflasyona rağmen yüzde 8,5’a düşürülen politika faizine karşılık piyasalarda ve bankalarda uygulanan reel faiz bunun üç misline kadar çıkıyordu. 23 Haziranda göreve başladığında eski Bakan Nebati’den yüzde 38,1 enflasyon devralan Bakan Şimşek’in 22 aylık dezenflasyon programı uygulaması sürecinde katlanılan ağır bedellere rağmen nisan enflasyonu yüzde 37,8.

Aynı şekilde Nebati-Kavcıoğlu döneminde yüzde 40 olarak uygulanan ihracatçının dövizine el koyma uygulaması da son kararlarla geri döndü. Bakan Şimşek programı çerçevesinde ihracatçıların döviz kazançlarının yüzde 40’ını MB’ye satma mecburiyeti aşamalı şekilde gevşetilerek, Haziran 2023'te yüzde 30’a, Mart 2025'te yüzde 25’e düşürülmüştü. 19 Mart operasyonlarının döviz piyasalarında yarattığı sert dalgalanmalar, döviz talebindeki artış ve MB rezervlerindeki erime üzerine yeniden ihracatçının dövizine göz dikmek zorunda kaldı. İhracatçılar için martta yüzde 25’e düşürülen dövizini MB’ye satma mecburiyeti yeniden 10 puan artırılarak temmuz ayına kadar yüzde 35’e yükseltildi.

22 ayda bir arpa boyu yol

MB politika faizinin yüzde 46’ya çıkarılmasına karşılık MB’nin bankalara para satışında uyguladığı haftalık repo faizinin yüzde 49 olması, son olarak TÜİK’in nisanda yıllık yüzde 37,86 oranında açıkladığı TÜFE enflasyonuyla faiz makası 11,14 puana çıkıyor. Normal ekonomik koşullarda 3 puan olması gereken enflasyon-politika faizi farkının 11 puana çıkması ekonomik durgunluğu, büyümede zayıflamayı ve küçülmeyi beraberinde getirecek. 22 ay sonra makro ihtiyati tedbir adı altında 22 ay öncesine ve Nebati dönemi önlemlerine dönmek zorunda kalan Şimşek ve ekibinin bu sürede "bir arpa boyu yol bile gidemedikleri" açığa çıkıyor.  

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.