Kara, yaptığı yazılı açıklamada, Aile Sağlığı Merkezleri’nin ve sağlık emekçilerinin olağanüstü koşullarda yurttaşlara hizmet vermeyi sürdürdüğünü, ancak son dönemde sağlık çalışanlarının beklentileriyle taban tabana zıt uygulamaların gündeme getirildiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığı’na 24 Temmuz 2024’te verdikleri soru önergesine aldıkları yanıtta Antakya’da 20, İskenderun’da 5, Defne’de 7, Hassa’da 1 ve Kırıkhan’da 3 olmak üzere toplam 36 ASM’nin yıkıldığını öğrendiklerini aktaran Kara, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın 29 Ağustos 2025 tarihli açıklamasına göre ise tüm ilçelerde yıkılan ASM sayısının 56’ya yükseldiğini ifade etti. Kara, önergeye verilen yanıta göre, sağlık hizmetlerinin aksamaması için 202 konteynerde geçici olarak hizmet verildiğini kaydetti.
Konteynerlerin sağlık hizmetlerinin sürekli biçimde verilmesi için uygun olmadığını vurgulayan Kara, “Her şeyden önce ne kadar iyileştirme yapılırsa yapılsın kısıtlı bir alandan ve bu kısıtlı alanın yol açtığı sorunlardan söz ediyoruz. Tanı ve tedavi süreçleri çoğunlukla yetersiz fiziki koşullar ve donanımla sürdürülüyor. Sağlık çalışanları bugüne kadar kendi çabalarıyla koşulları iyileştirmeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.
''Konteyner ASM'ler sağlık hizmeti için yetersiz''
Kara, ASM’lerin fiziki koşullarına göre gruplandırıldığını, buna göre A, B, C ve D grubu olmak üzere dört kategoriye ayrıldığını, her kategori için de tavan ücretin değişen oranlarında ödeme yapıldığını belirterek, kırtasiye giderleri ve grup elemanlarının maaşlarının da bu ödemelerden karşılandığını aktardı.
Deprem bölgesinde bugüne kadar Sağlık Bakanlığı’nın esneklik gösterdiğini söyleyen Kara, ''Ancak Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, Bakanlığın talimatı doğrultusunda geçtiğimiz hafta ASM’lerin yeniden gruplandırılmasını talep eden bir yazı gönderdi. Bu yazı doğrultusunda yapılacak gruplandırma işlemi sonucunda halihazırda konteynerlerde, yetersiz koşullarda faaliyet gösteren pek çok ASM’nin cari ödeneği kesilecek. Böylece hem ASM’lerde görev yapan grup elemanları işsiz kalacak hem de zaten zor durumdaki ASM’lerde hizmetler aksayacak, fiziki koşullar daha da kötüleşecektir'' ifadelerini kullandı.
Depremin üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen kalıcı binaların hâlâ inşa edilmediğini hatırlatan Kara, Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunu yerine getirmediğini savundu. Kara, “ASM’lerin yolu yok, tuvaleti yok, kullanım alanları yetersiz diyorlar; biz bunu 2,5 yıldır dile getiriyoruz ve bu olumsuz şartları düzeltme sorumluluğunun da Sağlık Bakanlığına ait olduğunu söylüyoruz” dedi.
Kara, konteynerlerde hizmet sunan ASM’lerin ödeneklerinin kesilmesinin zincirleme etkilere yol açacağına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Bu ödeneklerin kesilmesi, bölgemizdeki sağlık sistemini felç bırakacak zincirleme bir etkiye yol açabilir; performans artışı hedeflenirken tam tersi sonuçlar ortaya çıkabilir. Sağlık Bakanlığı, deprem bölgesindeki sağlık sistemini 21 metrekarelik alanlarda ayakta tutmaya çalışan aile sağlığı merkezlerinin ödeneklerini keserek tasarruf yapacağını, bütçe açığını kapatmaya katkı sunacağını hesaplıyorsa büyük bir hata yapıyor demektir. Aile sağlığı merkezlerinin hizmet kalitesini artırmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek ve en mantıklı seçenek, yıkılan binaların yerine yenilerini inşa etmektir. Böylece hem ASM çalışanlarını hem de yurttaşları konteynerlere mahkum etmeye bir son verirsiniz.”
ASM’lerin ödeneklerinde yapılacak kesintinin hem istihdam kaybına hem de yurttaşların sağlık hizmetine erişiminin engellenmesine yol açacağını vurgulayan Kara, “Hatay’daki ASM’lerde görevli 200 ila 250 personel işinden olacak, yaklaşık 800 bin yurttaşımız da aile hekimlerinin hizmetlerinden yararlanamaz hale gelecektir. Bu ölçekte bir küçülme, sağlık sisteminin fiilen çalışamaz duruma düşmesi demektir. Bakanlık, güçlükle ayakta tutulan bir sistemi destekleyeceği yerde bir darbe daha vuruyorsa, buna ancak akıl tutulması denebilir” ifadelerini kullandı.