İhmal Değil Kasıt Arıyoruz
2001 ile 2020 yılları arasında Rize ili genelinde yaşanan sel felaketleri nedeniyle 76 kişinin yaşamını yitirdiğini, buna rağmen gerekli önlemlerin alınmamasında ısrar eden bir yönetim anlayışının olduğunu vurgulayan ÖZTUNÇ; “İklim krizi yaşadığımız acı bir gerçek. Yağışların bu kadar yoğun ve şiddetli olması, süpriz değil. Yağışın zararlarını azaltmak, yok etmek bilimsel olarak mümkün. İnsan kaynaklı doğa tahribatları, yanlış imar ve yapılaşma politikaları, yanlış su yönetimi politikaları, ormansızlaşma, HES’ler, dere ıslah çalışmaları vb. etkenler bu felaketleri tetikliyor. Halen bu konuda bir eyleme geçmiyor ve eski davranışlarda devam ediyorsak, burada ihmal değil kast aramak gerekiyor” yorumunda bulundur.
Karadeniz İklim Eylem Planı Kağıt Üzerinde
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Karadeniz İklim Eylem Planı’nın uygulanmamasını eleştiren ÖZTUNÇ; “ Plan var, eylem yok. Şu ana kadar herhangi bir biçimde uygulamasına şahit olamadık. TOKİ halen, dere yataklarında rant peşinde koşuyor. DSİ bütün dereleri beton kanalına çeviriyor. Orman Genel Müdürlüğü ağaçların kesilmesi için izin üzerine izin veriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı HES’lere, taş ocaklarına onay veriyor. Kağıt üzerinden bu kadar oluyor bu işler” çıkışını yaptı.
Afet ve Aşırı Doğa Olayları Politika Belgesi
Geçtiğimiz aylarda CHP olarak Afet ve Aşırı Doğa Olayları Politika Belgesi yayınladıklarını belirten ÖZTUNÇ, “Uluslararası metinleri, sözleşmeleri inceleyerek, ülkemizin öznel koşullarını irdeleyerek bir politika belgesi hazırladık. Bu işin kuralı tüm dünyada aynı. Riske öncelik verme, zararlarını ortadan kaldıracak tedbirler alma” yorumunda bulundu.
Acilen Afet bölgesi kararı alınmalıdır.
“Sel nedeniyle yaşamını yitiren yurttaşlarımız nedeniyle başta yakınları ve sevenleri olmak üzere tüm milletimize başsağlığı diliyor, tüm Rizeli hemşehirlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum” diyen ÖZTUNÇ açıklamasının devamında Rize ili geneli acilen afet bölgesi kararı alınması gerektiğini belirterek, “mağdur olan yurttaşların kamusal yardım ve hizmetlerden eşit faydalanmalarını sağlayacak koşullar sağlanmalı, bu bağlamda gerekli kanun değişiklikleri yapılmalıdır” çağrısında bulundu.
