17 EKİM DÜNYA YOKSULLUKLA MÜCADELE GÜNÜ
“YOKSULLUK KADER DEĞİL, KÖTÜ YÖNETİMİN SONUCUDUR!”

Bugün, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü.
Ancak Türkiye’de milyonlar, yoksullukla değil, yoksulluğu büyüten politikalarla mücadele
etmek zorunda bırakılıyor.

TÜRK-İŞ’in Eylül 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 27.970 TL,
yoksulluk sınırı 91.109 TL.
Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 36.305 TL.
Aynı ülkede asgari ücret 22.104 TL.
Yani milyonlar, her ayın başında yoksulluğa, her ayın sonunda borca mahkûm ediliyor.

Gelir Adaletsizliği Derinleşiyor
TÜİK’in verilerine göre toplumun en zengin %20’si toplam gelirin %47,6’sını, en yoksul
%20 ise yalnızca %6,1’ini alabiliyor.
OECD, Türkiye’yi gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi olarak tanımlıyor.
Bu tablo, emeğin değil ayrıcalığın, alın terinin değil rantın ödüllendirildiği bir düzenin açık
kanıtıdır.

Geçim Derdi Büyüyor, Sofralar Küçülüyor
ENAG’a göre gıda fiyatları son bir yılda %132 arttı.
TÜİK’in kabul ettiği yıllık gıda enflasyonu %75.
Bir kilo et 700 lirayı, peynir 350 lirayı, beş litrelik yağ 500 lirayı geçti.
Artık vatandaşın sofrasında et, süt, yumurta yok.
Kiralar son bir yılda %110 arttı, emekli maaşı kirayı bile karşılamıyor.
Elektrik, doğalgaz ve akaryakıttaki artışlar halkı karanlığa ve soğuğa mahkûm ediyor.
Bu ülkenin çalışanı, emeklisi, öğrencisi geçim derdiyle sınanıyor.

Kadınlar ve Çocuklar En Büyük Bedeli Ödüyor
UNICEF verilerine göre Türkiye’de her üç çocuktan biri yoksulluk riski altında.
Kadınlarda yoksulluk oranı erkeklerden %3 daha yüksek.
Kadınların %72’si temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Bu tablo, sosyal devletin çöküşünü ve eşitsizliğin derinleşmesini gösteriyor.

Yoksulluğu Yaratan Düzen Değişmeden Türkiye Nefes Alamaz!
Türkiye artık emeğin değil, yoksulluğun en derin yaşandığı ülkelerden biri haline geldi.
Bu, bir ekonomi tercihi değil; siyasi bir tercihin, yanlış bir yönetim anlayışının sonucudur.
Yoksulluk, geçici desteklerle değil, herkes için adil gelir ve insanca yaşam koşullarıyla sona
erer.
Mücadelemiz, kimseye muhtaç etmeyen bir sosyal devlet anlayışı içindir.
Hedefimiz, her vatandaşın onurlu, insanca bir yaşam sürmesidir.

Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir anne sofrasında çaresiz kalmayacak, hiçbir emekli
günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle gelmeyecek.
Artık bu düzen değişmeli; yoksulluğu yaratan politikalar sona ermeli.
Çünkü biz biliyoruz:
Yoksulluk kader değildir!
Değişim, halkın iradesi ve adaletin tesisi ile mümkündür!

CHP Şanlıurfa Milletvekili ve PM Üyesi Av. Mahmut Tanal