Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın İstanbul Finans Merkezinde gerçekleştireceği toplantıya Başkan Yardımcıları Osman Cevdet Akçay ile Prof. Emine Karahan’ın da katılması bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimi perşembe günü açıklanacak üçüncü enflasyon raporu öncesinde, milyonlarca kamu çalışanı ve memur emeklisinin 2026-2027 toplu sözleşme müzakerelerinde iktidar adına yapılan zam teklifiyle ‘dezenflasyon programının ve tek haneli enflasyon’ hedefinin tavizsiz şekilde sürdürülmesi açısından kritik bir sinyal verdi.
Kamuda çalışan 4 milyon dolayında memur ve toplu sözleşmeden yararlanacak 2,5 milyon memur emeklisiyle birlikte 6,5 milyon kişiyi ilgilendiren zam pazarlığında 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayında yüzde 6 ve 2027’nin her iki 6 ayında da yüzde 4 oranında zam önerildi.
Merkez Bankası’nın mayısta açıkladığı 2025-II Enflasyon Raporunda 2025 hedefi orta noktası yüzde 24 olmak üzere üst sınırı yüzde 29, 2026 hedefi yüzde 12, 2027 hedefi ise yüzde 8 idi.
Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi bu hedefleri tutturmakta ‘kararlı ve ısrarlı’ olduğunu vurgulamak, enflasyonun tek haneye düşeceği algısını güçlendirmek için 14 Ağustos’ta açıklayacağı 2025-III Enflasyon Raporunda da 2025 yılsonu, 2026 ve 2027 enflasyon hedeflerini sabit tutarak, değişiklik ya da yukarı yönlü revizyon beklentilerini kırmayı amaçlıyor. Başkan Fatih Karahan tarafından 22 Mayıs’ta duyurulan ikinci enflasyon raporunda sabit tutulan yılsonu enflasyon hedeflerinde üçüncü raporda da değişikliğe gidilmemesi yüksek ihtimal.
Hedef revizyonu kasıma erteleniyor, tek haneli enflasyon inadı asgari ücretliyi de vuracak
Merkez Bankası, 2024 yılında da yılsonu enflasyon hedefinde değişikliği, kasımda açıkladığı dördüncü enflasyon raporunda yapmıştı. 2024 Kasım’ındaki dördüncü raporda, yılsonu hedefi yüzde 44’e yükseltildi. TÜİK verileriyle de 2024 yılı yüzde 44,4 enflasyonla kapandı.
Bu yılda aynı yaklaşımın sürdürülerek, perşembe günü açıklanacak üçüncü raporda sabit tutulacak hedeflerin 7 Kasım’da açıklanacak 2025-IV Enflasyon Raporunda gözden geçirilmesi bekleniyor. Temmuzda aylık yüzde 2,06 olan tüketici enflasyonunun (TÜFE) beklentilerin üzerinde yüksek gelmesine karşılık ağustos ve eylülde nispeten daha düşük aylık artış gerçekleşmesini ve yıllık enflasyonun yüzde 30’a gerilemesini öngören ekonomi yönetimi ekim enflasyonunu da gördükten sonra hedef değişikliği kararını kasım raporunda netleştirecek.
Özellikle eylül-ekim ayları okulların açılması, eğitim-ulaşım-giyim-kırtasiye fiyatlarında zamlar ve enflasyon artışı, kışa doğru elektrik ve doğalgaz zamlarıyla enflasyonun rutin olarak yükselişe geçtiği dönemler. Bu yüzden de kasım raporunda yılsonu hedefinin orta noktası yüzde 26 olmak üzere yüzde 30-32 düzeyine yükseltilmesi güçlü olasılık.
Ancak memur ve memur emeklileri için toplu sözleşme pazarlığında önerilen zam oranları, kâğıt üzerinde TÜİK enflasyonunun yine düşük çıkarılacağı ve ocakta başta asgari ücret olmak üzere SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin de her yılsonunda yapıldığı gibi düşük oranlı maaş zamlarına mecbur edilmesi planının yineleneceğini gösteriyor.
Yıllardır tutmayan yüzde 5 enflasyon hedefine rağmen yüzde 4 zam teklifi kitlesel yoksulluk demek
Yıllardır hemen tüm Orta Vadeli Programlarda (OVP) ve Merkez Bankası enflasyon raporlarında yinelenen ‘orta vadede yüzde 5 oranındaki enflasyon’ hedefi gerçekleşmedi. Bugüne kadar yüzde 5 enflasyonun yanına dahi yaklaşılamadı. 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne (CHS) geçişten sonra da yüzde 5 enflasyon hedefi 7 yıldır her OVP’de ve Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı metninde yineleniyor.
Muhtemelen 14 Ağustos’ta açıklanacak 2025-III Enflasyon raporunda da Başkan Karahan orta vadede yüzde 5 oranındaki enflasyon hedefine vurgu yapacak. Ancak 23 yılı geride bırakan iktidar orta vadeyi aştığı gibi 2027 için öngörülen tek haneli enflasyon hedefi yüzde 8. Bu hedef esas alınarak, milyonlarca memur ve memur emeklisine 2027’de 6 aylık dönemlerde yüzde 4 zam teklif edilmesi, kitlesel yoksullaşmanın olağanlaştırılması anlamına geliyor. Kâğıt üzerinde kurgulanmış ekonomik senaryolar ve para-döviz-faiz politikaları reel ekonomide karşılık bulamadığı gibi, toplumsal refah kaybına, şirket kapanmaları, iflas ve konkordatoların patlamasına neden oluyor.
Erdoğan-Nebati buluşması faiz indirimlerinin hızlanmasına vesile olacak
Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın perşembe günü açıklayacağı üçüncü enflasyon raporunda yılsonuna kadar yapılacak yeni faiz indirimleri konusunda da mesaj vermesi bekleniyor. 19 Mart İBB operasyonlarının yarattığı ekonomik sarsıntı ve ağır kayıplar nedeniyle faiz indirimlerine ara vermek, aksine faiz artışına gitmek zorunda kalan ekonomi yönetimi 4 ay sonra temmuzda yaptığı 300 puanlık indirime rağmen yüzde 43’e çektiği politika faizini mart seviyesine düşüremedi. Yılsonuna kadar eylül, ekim ve aralıkta üç faiz toplantısı daha yapacak olan Merkez Bankası’nın bu toplantılarda indirime devam etmesi beklentisi yüksek. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile buluşarak yaklaşık 1,5 saatlik baş başa görüşme yapması siyaset ve ekonomi kulislerini dalgalandırırken, Şimşek ve ekibine de örtülü mesaj şeklinde yorumlandı. Erdoğan’ın faizde nas ısrarı doğrultusunda faiz indirimlerinin, yüksek enflasyonun mimarı, patlama yapan döviz kurlarına karşı Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabının mucidi Nebati’nin tekrar muteber konuma geldiğine ilişkin söylemler kulislere yansıdı. Dolayısıyla ekonomi yönetimi üzerine düşen Nebati gölgesine karşılık Şimşek ve Merkez Bankası yönetiminin yılsonuna kadar art arda faiz indirimlerine gitmesi, politika faizini yüzde 35 düzeyine kadar düşürmesi dışında seçeneğinin kalmadığı dile getiriliyor.