CHP'li Gürer: "Zeytinliklerin yerini kömür madenleri alacaksa, hem bugünümüzü hem de geleceğimizi kaybediyoruz demektir"

 CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da öngören torba Kanun Teklifi'nin Meclis Genel Kurulu'na getirilmeden geri çekilmesini istedi ve "Zeytinlikler, sit alanları ve kıyı alanları torba teklifte yer alan maddeler ile halkın yararına değil gözü doymayan şirketlerin taleplerine uygun kılınan düzenlemeler getiriliyor. Vahşi madenciliğin yolu açılıyor" dedi.

23 Haziran 2025 Pazartesi 11:50
CHP'li Gürer: "Zeytinliklerin yerini kömür madenleri alacaksa, hem bugünümüzü hem de geleceğimizi kaybediyoruz demektir"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer; Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda 26 saat süren müzakereler sonrası geçen Maden Kanunu, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Yenilenebilir Emerji Kanunu ve Zeytinliklerin Islahı Kanunu'nda değişiklikler içeren torba kanun teklifinin TBMM’de görüşülmeden geri çekilmesini istedi.

Gürer, bu düzenlemenin, maden işletmeleri izin süreçlerini kolaylaştıran, ÇED sürecini işlevsizlleştiren, kamu yararını sınırlayan ve yalnızca zeytinliklere değil, Türkiye'nin tarımsal yapısına, çevresine ve kırsal yaşamına ciddi zararlar verecebilecek düzenlemeler içerdiğini belirtti.

"Sit alanları dahil her yerde denetimsiz madencilik yapılmasına olanak sağlayacak"

Yasa tasarısının komisyondan geçtiğini hatırlatan Ömer Fethi Gürer, "Bu düzenleme, çevre ve doğanın katliamına yol açacak bir teklif. Daha önce de bu tür tekliflerle karşılaştık. Tam 9 kez zeytine yönelik kanun teklifi Meclis'e geldi ve muhalefet ile kamuoyunun tepkisiyle geri çekildi. AKP bu bağlamda ısrarını sürdürüyor. 50 bine yakın zeytin ağacı olan bölgede ağaçların taşınması yanında, maden, çevre, mera, orman,enerji ve yapı denetim kanunları gibi geniş bir düzenleme alanı içeren kanun teklifi sorunlar üretecek düzenlemeler getiriyor. Bu yasa tasarısı, vahşi madenciliğin önünü tamamen açacak. Sit alanları dahil her yerde denetimsiz madencilik yapılmasına olanak sağlayacak bir anlayışa kapı aralıyor" şeklinde konuştu.

"50 bin dolayında zeytin ağacı kömür çıkarma uğruna bulunduğu coğrafyadan yok edilmek istenmektedir"

Gürer, düzenlemenin çevresel ve ekonomik sonuçlarına da değinerek, şunları kaydetti:

"Kanun teklifi Çevre Etki Değerlendirme sürecini sınırlayarak işlevsiz kılmaktadır. 20 milyon hektara eren ruhsatlı maden sahasının kontrolsüz genişlemesine olanak yaratabilecektir. 1.2 milyon hektar tarım alanı da kanun düzenlemesi ile risk altına girmektedir. Gıda güvenliği yanında karbon yutak alanları sorunlu kılınıyor. Zeytinlikler, sit alanları ve kıyı alanları torba teklifte yer alan maddeler ile halkın yararına değil gözü doymayan şirketlerin taleplerine uygun kılınan düzenlemeler getiriliyor. Vahşi madenciliğin yolu açılıyor. Komisyondan geçen teklif yönetmenlikler ektisizleştirien, denetimleri sınırlayan, maden çıkarmayı kolaylaştırıp hızlandıran ve zeytin alanları yok ederek ekosistemi bozan bir yaklaşım içermektedir. İklim değişikliği ilgili düzenlemelerde yer alan doğayı koruma, ormanı koruma, ağaçlı alanları koruma ve kömürü sınırlama yaklaşımına tümden karşı duran bir anlayışta düzenlenen bu yasa teklifi zeytin yasasının zeytin ağaçları koruma anlayışını ortadan kaldıran madde de yer almaktadır. 50 bin dolayında zeytin ağacı kömür çıkarma uğruna bulunduğu coğrafyadan yok edilmek istenmektedir. Bu düzenleme, Türkiye’nin doğasını ve tarım alanlarını madencilik uğruna feda edilişinin son örneğidir. Oysa zeytin, bu toprakların en önemli değerlerinden biri. Zeytin ağaçları, yalnızca ekonomik bir değer değil; aynı zamanda ekosistemin temel taşlarından biridir. Zeytinliklerin yerini kömür madenleri alacaksa, hem bugünümüzü hem de geleceğimizi kaybediyoruz demektir."

"Zeytin ağaçlarının sağlıklı bir şekilde taşınması mümkün değil"

Düzenlemeyi savunanların, "zeytin ağaçları taşınabilir" açıklamalarına tepki gösteren Gürer, "50 bin zeytin ağacını taşımaktan söz ediyorlar. Bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün değil. Taşınan ağaçların çoğunun gittiği alana uyum sağlayamayarak yok olma riski de var. Yeni yerlerine uyum sağlayanların ise üretim kaybı yaşaması kaçınılmaz. Ayrıca ortaya çıkacak farklı sorunlar da var. Bu ağaçlar, bulundukları coğrafyanın bir parçasıdır ve o coğrafyada yaşamalıdır. Zeytin ağaçlarını taşımak, halkı da geçim kaynaklarını da kırsalı da köy yaşamını da yok etmek anlamına geliyor" dedi.

Zeytinliklerin madenciliğe açılmasının, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimini sorunlu kılacağını ifade eden Gürer, Türkiye'nin, zeytin ve zeytinyağında önemli bir merkez olduğunu, bu ürünlerin ekonomiye ciddi katkı sağladığını aktardı. Gürer, nisan ayında yaşanan zirai donun, zeytin üretiminde yüzde 40’a varan bir kayıp yaratmasının beklendiğini, bunun iç piyasanın yanı sıra ihracatı da olumsuz etkileyeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: 

"Bugün 5 kiloluk bir zeytinyağı 4 bin 600 liraya satılıyor olmasına rağmen sağlık açısından benimsenmektedir. Üretim biçimine göre fiyat farklılaşıyor. Tercih edilen bir üründür. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun 26.01.1939 tarih ve 3573 sayılı ile yayınlandı. Bu kanun ile koruma altınan zeytin ağaçları 1980 sonrası serbest piyasa ekonomisi başlangıç süreci ile risk altına girdi. Madenden önce turizm amaçlı yatırımların tehdidi altına giren zeytinlikler farklı yatırımlarda zarar gördü ve de madencilik için bu alanlara saldırılar oldu. Bu teklifte bunun genişletilmesine yöneliktir."

"Bu düzenlemeye karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz"

Madencilik faaliyetlerinin halka fayda sağlamadığını belirten Gürer, şöyle devam etti:

"Madenlerden elde edilen gelir, vatandaşa yansımıyor. Bu düzenleme, yalnızca belirli bir azınlık grubun çıkarına hizmet ediyor. Doğamızı ve yaşam alanlarımızı yok ederek, ülkemizin yer altı ve yer üstü varlıklarını yağmalıyorlar. Bu düzenleme Meclis'te geri çekilmesi gerekiyor. Eğer kanun çıkar Anayasa Mahkemesi’ne taşınırsa, telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkabilir. Çünkü Anayasa Mahkemesi iptal kararları geriye doğru işlemiyor ve de ortalama iki yılda karar alınıyor. Bu süreçte kanun teklifi yasalaşırsa o süreçte zeytinlik alanda zeytinler yerinden edilmiş olacaktır. Zeytinliklerin, meraların, tarım alanlarının ve doğamızın rant uğruna yok edilmesine izin vermemeliyiz. Bu düzenleme, yalnızca zeytinliklerin değil, tarım alanlarının, çevrenin ve kırsal yaşamın da geniş bir alanda sonunu getirecek bir adımdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu düzenlemeye karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Zeytin, bu toprakların kutsalıdır. Onu korumak, hepimizin ortak sorumluluğudur."

Son Güncelleme: 23.06.2025 13:35
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.