Genel Kurul kürsüsünde konuşan Elçi, 10 yıldır devam eden süreci “10 yılın zulmü” olarak
nitelendirerek, “Kameraların önünde işlenen bir cinayetin faillerinin korunduğunu,
soruşturmanın ise yıllarca bilinçli şekilde geciktirildiğini” söyledi. Elçi, “Cinayetten 4 yıl 6 ay
sonra kerhen açılan bir iddianameyle karşı karşıya bırakıldık” dedi. Yargılama sürecinde aile
olarak baskıyla karşılaştıklarını belirten Elçi, mahkemenin taleplerini büyük ölçüde
reddettiğini ifade etti.
Geçmişle yüzleşme en temel unsur
Konuşmasını, yürütülen barış sürecine dikkat çekerek sürdüren Elçi, bu süreçte adalet
mekanizmasının güven vermesinin zorunlu olduğunu belirtti ve geçmişle yüzleşmenin
önemine dikkat çekti: “Toplumsal barış gerçekten inşa ediliyorsa, eşimin cinayeti gibi sayısız
faili meçhul dosyanın faillerinin bulunması ve adaletin tecellisi için yargı mekanizmasının
üzerine düşeni yapacağına dair neden en ufak bir emare dahi görülmüyor? Sorunun çözümüne
yargıdan başlanacağı, cezasızlık kültürünün son bulacağı, geçmişe yönelik arşivlerin açılarak
geçmişle yüzleşileceği konusunda bırakalım bir taahhütte bulunmalarını, mevzu bahis dahi
edilmiyor?”
Barış faili meçhul cinayetlerin bulunmasıdır
CHP’nin İmralı’ya gidilmesine dair kurulan komisyonda hayır oyu vermesine de değinen
Elçi, kendilerine yönelik itirazları, hakaretleri ele alarak barışın kendileri için olan anlamını
“Barış meselesine her aktör kendi zaviyesinden anlamlar yükleyip süreci o doğrultuda
ilerletmek istiyorsa, biz de “barışı” eve hep dönecekmiş gibi birilerini bekleyen faili meçhul
ailelerin acısını anlamak, şeklinde tanımlayacağız. Biz de “barışa” kayıp yakınlarının bir ömür
vakfettiği adalet taleplerinin karşılanması, yok edilen aidiyet hislerinin onarılmasıdır
diyeceğiz. Biz “barışı” geleceği inşa etmek için hiçbir kesimi dışarıda bırakmadan dünün
karanlıklarının aydınlatılması için hep beraber yol yürümek olarak tanımlayacağız” dedi.
Karanlık linçlerle ve emrivakilerle susturulmaya çalışılıyoruz
Kamuoyunda CHP’nin komisyonda İmralı’ya gidilmesine hayır oyu verilmesi dolayısıyla
artan tepkilere “Benim ve benim gibi binlercesinin aidiyet duygusunun ve adalete olan
inancının nasıl yok edildiğini dile getirmeye, itiraz sesimizi yükseltmeye çalışırken –bu
itirazlar birilerini rahatsız ediyor- olmalı ki, itham ediliyor, karanlık linçlerle ve emri vakilerle
susturulmaya çalışılıyoruz” dedi. Barışın ancak adaletle mümkün olacağını vurgulayan Elçi,
konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Her türlü baskıya rağmen şiddetin nereden geldiğine
bakmaksızın karşı durarak anayasanın, yasaların, evrensel sözleşmelerin uygulanacağı, seçme
seçilme hakkımızın gasp edilmeyeceği, insan onuruna yaraşır bir ülke için çalışmalarımıza
devam edeceğimizi, itirazlarımızı dile getirmekten imtina etmeyeceğimizi milletin çatısı
altında bir kez daha yineliyor, ölülerini belki “bir gün döner” diye bekleyenleri sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.”
