Almanya’nın Solingen kentinde Mart 2024’te yaşanan kundaklama olayında, Bulgaristan kökenli 29 yaşındaki İsmail Z., eşi Kıymet Z. (28), 3 yaşındaki kızları Gizem ve 5 aylık bebekleri Elis feci şekilde hayatını kaybetmiş, aynı binada yaşayan aile yakınlarından Nihat ve Ayşe Kostantineceva ağır yaralı olarak kurtarılmış, birinin kolu yanıklardan dolayı işlevini yitirmişti.
Wuppertal Eyalet Mahkemesi, aylarca süren davada sanık Daniel Szalla’yı (40), ömür boyu hapis cezası ve ceza sonrası güvenlik gözetimi (Sicherungsverwahrung) ile cezalandırdı. Mahkeme ayrıca "suçun özel ağırlığını" da tespit ederek, şartlı tahliye olasılığını da ortadan kaldırdı. Mahkeme ayrıca, olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve hayatta kalanlara 2 bin ila 20 bin euro arasında tazminat ödenmesine hükmetti. Daniel S, karar açıklanmadan önce yaptıklarından dolayı inanılmaz acıların yaşanmasına sebep olduğunu ancak zamanı geri çeviremeyeceğini ve çok üzgün olduğunu ifade etti. Kurban yakınları arasında duygusal anlar yaşandı.
Dava boyunca mağdur ailelerin avukatları, sanığın eyleminin ırkçı ve aşırı sağcı saiklerle işlendiğine dair deliller sundu. Sanığın internet geçmişinde aşırı sağ içerikler, şarkılar ve bazı dijital materyaller bulunduğu belirtildi. Ancak sanık ve avukatı bu iddiaları reddetti. Savunma, olayın sanığın kişisel kontrol dürtüsüyle ilişkili olduğunu öne süren psikiyatrik rapora dayandı.
Savcılık ise suçu psikolojik bozukluk temelli olarak değerlendirdi. Fakat müdahil avukatlar, soruşturmada delillerin geç sunulması, bazı belgelerin silinmesi ve aşırı sağcı eğilimlerin yeterince araştırılmamasını eleştirdi. Savcılık da bazı hataları kabul etti ancak ırkçılık iddialarının “tekrarlanmasını” sorguladı.
Solingen faciasıyla ilgili Türk toplumu temsilcileri ve insan hakları kuruluşları, olayın sadece bireysel bir vaka değil, Almanya’da yapısal bir ırkçılık sorununun yansıması olduğunu savundu.